Kürdistan dağlarındaki Sakine Cansız Ocağı...

Haberleri —

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez... 9 Ocak 2013’te Paris’te katledildiler.

2015’in Ocak ayı. Her yönümüz bembeyaz. Dağlar, vadiler, tepeler, meşe ağaçlarının dalları, akan küçük ırmağın kenarları, ırmağın içindeki taşların üzeri... Patikalar bembeyaz... 

Günlerden 9 Ocak... Dağlar yas tutmuyor... Dağlı yoldaşlarının gözyaşları kalplerinin içine akıyor... Dağın, dağların hakikati buymuş... Onun adına kurulan ocak’tayız. Onun hakikati, itikati ve ikrarındayız. 

Evet o artık "Ocak" sahibi biri... Hakikatin, ikrarın ve itikatin sahibidir Sakine Canzsız... Kırklar ceminin, iyilik, eşitlik, özgürlük kavramlarının insanda kendisini gösterdiği bir surettir Sakine Cansız... Mevsim kış, günler bembeyaz... Ama biliyorum, Sakine Cansız, her mevsim yürüdüğü dağlarda, her patikada kelebeklere göz kırpar, ağaçlarla konuşur, çeşmelerinden sevgi ile söz ederdi... 

Dağdayız... Günlerden 9 Ocak... O’nun "ocağında"yız... Arkadaşları Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbîn) ve Leyla Şaylemez’i (Ronahî) anlatıyor… Söz Sara’dan açılınca, birlikte kuruluşundan beri yer aldığı yoldaşı Mustafa Karasu, Sakine Cansız’ı anlatıyor. İlk zamanları... PKK’nin kuruluş sürecini, Amed Zindan günlerini, dağları ve hayatına ve mücadelesine dair her şeyi...

Ben Sakine Cansız ve Mustafa Karasu’yu yıllar önce dağda ‘yol’da tanıdım. İlk karşılaştığımız dağ gününü anımsatıyor Mustafa Karasu... Sonra boğazı düğümlenerek ama coşkuyla Sakine Cansız’ın mücadele hayatını anlatıyor... Sara’nın Dersim isyanının öfkesi kadar öfkeli olduğunu söylüyor. Dersim 1938 Soykırımı'nın acısını bir kadın olarak hep derinden hissettiğini... Haksızlığa, zulme öfke duymadan vicdanlı bir insan olunamayacağının örneğidir Sara... "Bu yönü ile" diyor; "Sara Arkadaş öfkesini hiç azaltmadı. Dersim’in ve Kürdistan’ın ve bütün ezilenlerin öfkesini yaşıyordu... Acıları dindirmek için öfkeyi büyütmek için ağlamamak lazım!"

En baştaki heyecanı nasıldıysa on yıllar sonra da aynı heyecanı duyuyordu mücadele hayatında. Zindan’da da, kente de, dağda da, sürgünde de aynı heyecanla mücadele ediyordu. 

1980’lerdeki zindan direnişlerini anlatıyor Mustafa Karasu... "Koğuşları gezerken Sara ile karşılaştım. Sara arkadaşın yanında ona güç verecek bir kadro yapısı yoktu. Ama o parti kurucularındandı ve yoldaşlarını hissederek yaşadı.. Hiç kopmadı. Yoldaşlarını her an hisseden biriydi. Duygulu yaşadı. Unutan bir arkadaş değildi. Sürekli moral yaratan ve o moralle yaşayan biriydi. 

Bir kadın olarak çok zor koşullarda mücadelenin ilk dönemlerine katıldı. Herkesi değiştirebileceğine inanırdı. Gerçekten de etkileyiciydi. 

"Sara’yı şimdi daha iyi anlıyorum" diyordu Mustafa Karasu... Yoldaşlık, yoğunlaşmış saygı ve sevgiydi. Ve bu Sara’da çok fazla vardı. Çünkü Dersim gibi toplumculuğun güçlü olduğu bir alandan gelmişti. 

Ve bütün duyguların yoğunlaştığı bir anda "Saraların kanı yerde kalmamalı. İntikamları mutlaka alınmalı" diyordu...

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.