Kürt dostu, anti-faşist, bayrak avcısı Manolis Glezos’un ardından

Haberleri —

Yannis Vasilis YAYLALI*

“Yıldız ölür ama ışığı asla ölmez; tıpkı özgürlüğün çığlığı gibi.”

Nikos Kazancakis

Devrimci aktivist ‘Avrupa'nın ilk partizanı' Manolis Glezos nâmı diğer 'Bayrak avcısı' 18 Mart'ta hastanede yoğun bakıma alınmıştı. Sağlık emekçilerinin tüm gayretlerine rağmen sağlığı günden güne kötüleşerek yaşam savaşını 30 Mart’ta kaybetti. Büyük ustanın ölüm nedeni kalp yetmezliği olarak belirtildi. Yunanistan'da Manolis Glezos ulusal karakterlerden biriydi desek yalan olmaz. Hem sağ kesim, hem de sol kesim tarafından sevilen biriydi. Yunanistan’da yayınlanmış iki taziye mesajını sizlerle paylaştığımda sizde bunu göreceksiniz.

Manolis Glezos temsili olarak Nazi bayrağını yırtarken 

 

İlk mesaj Yunanistan'ın sağ görüşe sahip Başbakanı olan Miçotakis'e ait. Miçotakis mesajında "Ulus, büyük bir Yunanlıyı yolcu etmek için bayraklarını indiriyor. Manolis Glezos, bükülmeyen ve teslim edilmeyen bir nesli temsil ediyordu. Tüm Yunanlılarla birlikte, onun anısına saygıyla başımı eğiyorum. Ve en sıcak başsağlığı dileğimi ailesine sunuyorum" diyordu.

İkincisi mesaj  ise solcu ana muhalefet partisi olan Syrıza'nin lideri Alexes Tsipras'a ait. Tsipras "Cesur, dik, son ana kadar savaşan Manolis Glezos, eşsiz bir yolculuğun sonuna geldi…Yunanistan, demokrasi, sosyal adalet, büyük bir cephe savaşçısını kaybetti. İnsanlık, Hitler'in bayrağını indiren ilk adamı kaybetti. Sol, hepimiz, bugün yetim hissediyoruz. Ama şanslıyız onunla gittik. Manolis Glezos, insanlar için nasıl feda edileceğini bilen bir militanlığın sembolü olarak sonsuza dek yaşayacak. İyi yolculuklar, Yoldaş Manolis!"

Yunanistan sağı ve solunun hem fikir olduğu nadir insanlardan biri olan ve kendisine 'bayrak avcısı' da denilen devrimci yurtsever Manolis Glezos kimdi kısaca size anlatmak istiyorum.

‘Bayrak Avcısı’

II. Dünya savaşında Yunanistan, İtalya ve Almanya işgaline maruz kalmıştı. Atina'da bulunan tarihi Akropolis tepesine bu işgal döneminde büyük bir Nazi bayrağı çekilmişti. Elbette faşist işgale karşı her yerde direniş vardı fakat Akrapolis geçmişten beri tarihi öneme sahip bir yerdi, burada faşizme karşı yapılacak simgesel eylemin etkileri hem içeride hem dışarıda çok büyük olacaktı. Manolis Glezos ve arkadaşları bu tarihi bayrak indirme eylemi tam 79 sene önce 30 Mayıs'ı, 31 Mayıs'a bağlayan saatlerde gerçekleştirdiler. İşgalci faşizme karşı gerçekleştirilmiş olan bu yürekli girişim hem yurt içinde hem yurt dışında etkisini gösterdi.

 

Yunanistan hükümeti 1982 yılında Akrapolis'de Glezos ve Santa'yı bu anıtla onure etmiştir

 

Faşizmin işgaline karşı direniş sembolu olarak tüm Yunanlılara büyük moral ve ilham verdi. Hattâ Fransız General De Gaulle, Manolis Glezos'u "Avrupa'nın ilk partizanı" olarak bile nitelemişti. Bu ilham veren eylem yüzünden Glezos'un bir lakabı da bayrak avcısı olarak kaldı.

Bayrak avcıları hapishaneye gönderildi

Nazi rejimi askeri mahkemesi Akrapolis'te gerçekleşen bu bayrak indirme eylemine bu eylemden sorumlu tuttukları Glezos ve Santa'yı gıyaplarında yargılayıp mahkum ederek yanıt verdi. Bayrak avcılarını yakalamak için çok kapsamlı bir arama başladı ve nihayet, bir yıl sonra, 24 Mart 1942'de, Glezos ve Santas bir Alman tarafından tutuklandı ve Averoff Hapishanesine konuldular. Orada, Glezos işkence nedeniyle ciddi tüberküloza maruz bırakıldı ve daha sonra serbest bırakıldı. Serbest kaldıktan sonra Rizospastis gazetesinin genel yayın yönetmeni olmuştu.

 

Akrapolis tepesinde asılı bulunan gamalı haçlı Nazi bayrağı.

 

Glezos 1948 yılında tekrar tutuklanır, 1951 yılında hapis yatarken Birleşik Demokratik Sol Cephesi’nden milletvekili adayı seçildi ve 1954 yılında serbest bırakıldı. Glezos 21 Nisan 1967 darbesi de dahil siyasi ve direniş faaliyetleri için 28 kez mahkum oldu, üç kez de ölüm cezasına çarptırıldı. Hapishanede geçirdiği toplam süre 11 yıl 5 aydır ve ayrıca 4 yıl 6 ayda sürgünde kaldı.

Lenin Barış Ödülü aldı

Sovyetler Birliği tarafından direnişçiliği, barış için faşizme karşı verdiği mücadele sebebiyle 1962 yılında Lenin Ödülü ile onurlandırıldı.

Glezos 1961 yılında KKE Merkez Komitesine seçildi, 1968 yılında YKP’den ayrıldı. PASOK'tan 1980 yılında milletvekili seçildi, daha sonra 2012 yılında mayısında SYRIZA ile parlamentoya yeniden girdi, iki yıl sonra de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine Radikal Sol İttifak Partisi (SYRIZA) listesinden katılmış ve 430 bin oyla "AP’nin en yaşlı üyesi" seçilmişti.

Glezos: Yunan devleti teslim oldu ancak Yunan halkı Kürt halkının yanındaydı

"O nisan gibi aydınlık Yunan denizini sevdi / Sevdi bütün sıcak ve soğuk/  denizlerini dünyamızın[...] O büyük sevdaların adamıydı/ İste bu yüzden öldürmek istiyorlar onu(1)

Türkiyeli sol muhalefet gazeteleri bilerek ya da bilmeyerek Glezos'un Kürt halkının dostu olduğu gerçeğini yaptıkları haberlerde atladı.Onların atladığı yerden Glezos'un biyografisini anlatmaya devam etmek istiyorum. Ustanın , yurt, özgürlük,devrimci mücadelesi bu çevrelerce de üç aşağı beş yukarı üste değindiğim şekliyle ele alınıyor. Enternasyonal mücadelesine vurgu yapmak için de bu çevrelerce örnek olarak ' Nazım Hikmet, Glezos 1950'de ölüm cezasına mahkum edildiğinde, kararın infaz edilmemesi için kendisi için bir şiir yazmıştı. Glezos da 2013'te "Lirik Şarkılar (Nekiiai Odai)" şiir kitabında Nazım Hikmet'e bir şiir armağan etmişti.'(Birgün) deniliyor.

Aslında bu tutum Türk halkı ile Yunan halkının direnen savaşçılarının birbirlerine karşı giriştikleri çok anlamlı dayanışma örneğidir, bunu asla yadsımıyorum. Yunan halkı ile Türk halkının böylesi anlamlı dayanışma örnekleri de fazla yoktur , hatta çoğalması temennisini de buradan iletmiş olayım. Unutmadan tüm bunlara değinip de Türk halkının yüz akı olan 'Kapetan Kemal'i' yani Mihri Belli'yi de anmadan geçmeyelim. Yunanistan'da iç savaş (1946-49) yıllarında faşizme karşı Demokratik Ordu saflarında enternasyonal bir nefer olarak mücadele etmiştir. Enternasyonalist devrimci Mihri Belli'nin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Bir hakkı da teslim ettikten sonra şunu belirtmek gerekir ki elbette Glezos'un enternasyonal tavrı sadece Nazım Hikmet ve Türklerden ibaret degildi. Özellikle şunu belirtmem gerekir ki Türkiyeli muhalif basını ya kes yapıştır gazeteciliğinin kurbanı oldu , ya da bu haberin de gösterdiği üzere solun en büyük hastalığı olan 'Kemalizm' bir defa daha hortladı diyebiliriz.Biz ne kadar bu konuda duyarlılık çağrısı yaparsak, bu kesim de benzer şekilde duyarsızlığa devam ediyor. Ne diyelim büyük usta Glezos yaşarken de ,yaşama veda ettikten sonra da turnusol olmaya devam ediyor.

Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına karşı geliştirilen uluslararası etkinliği (2016)

Manolis Glezos Kürt halkının dostu olarak her zaman Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanında olmuştur. Yunanistan'da 2016** yılında uluslararası komplo ile esir alınan Abdullah Öcalan için yapılan bir panelde konuşan Glezos aynen şunları demişti: "Yunan devleti teslim oldu, ancak Yunan halkı Kürt oldukları için değil, haklı oldukları için Kürt halkının yanındaydı ve Kürt halkının tarafındadır. Tarihsel kaynaklarımız bize bu insanların Yunanlılarla eşzamanlı bir varlığı olduğunu söylüyor, belkide bizden fazlası 5.000 yıllık kültürel bir geçmişleri var…"

"Dev mücadelelerine rağmen devletlikten yoksun bırakılan ve 71 yıl önce, büyük güçlerin liderlerinin Yalta'da bir araya geldiği Şubat 1945’te halkların kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğuna karar verdiler. Ama bu Kürtler için geçerli olmadı! (Türkiye, Suriye, Irak, İran) dört devlet arasında bölünen 40 milyondan oluşan Kürt halkını parçaladılar, bizlerin devlet olma yıldönümü 71 yıl önceydi bugün sayıları tersine çevirip ve Yunan hükümetinin Öcalan'ı teslim etmesinden bu yana 17 yıl oldu…" demişti.

Hatta bu konuşmayı Glezos SYRIZA heyetine karşı yapıyordu. Abdullah Öcalan’ın şahsında Kürt halkına yapılan komployu kastederek, "Bugünkü panelde aslında ben değil, cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, ülkenin Başbakanı, onurlandırılmalı." Diyordu. Elbette o dönem hükümet olan SYRIZA yetkilileri Glezos'un bu net tavrına ve çağrısına hiç bir cevap vermedi. Hatta bu tarihsel bir çağrıdır, çünkü Glezos Yunanistan için ulusal anlamı olan bir insandır, çağrısı da sadece SYRIZA'ye değil tüm siyaset alanınadır. Komplonun içerisine dahil olmuş hükümet de o günden günümüze bu çağrının muhatabıdır. Bu çağrı muhatabını uluslararası komplo da rolü olanların Kürt halkından özür dileyinceye arayacak.

***

(1)- Büyük sevdaların şiiri Nâzım Hikmet, Glezos 1950'de ölüm cezasına mahkum edildiğinde, kararın infaz edilmemesi için bu şiiri yazmıştı. Şiirini Rusça'dan Türkçe'ye M.Melih Güneş çevirdi.

* 94-97 arası PKK'nin elinde esir kalmış asker, esirlik süreci bitip de Türkiye’ye döndükten sonra vicdani ret mücadelesi içerisinde yer almış, 2012 yılında ise Roboskî'ye yerleşerek Roboskî aileleriyle adalet mücadelesi yürüttü. Aynı zamanda serbest gazeteci olarak çalışıyor. Roboskîli aileler ile verdiği mücadeleden dolayı birçok soruşturmaya maruz kalmış ve bu yüzden 2017'nin Nisan ayında tutuklanarak hapishaneye gönderildi. Tutuklanmasını ardından 15 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tekrar tutuklaması söz konusu olunca yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

** Manolis Glezos'un konuşmasını Berçem Mordeniz çevirdi.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.