Kürt film festivalleri ve Kürt sineması

Forum Haberleri —

Film

Film

  • Bu festivallerde filmlerin yarıştırılmasından çok filmlerin görülmesi, sinemacıların tartışma zemini yakalaması, bu vesileyle Kürt Sinemasının sorunlarını irdelemesi ve yaşanan sıkıntıları tespit etmesi önem arz etmektedir.

Rênas BÊRÎTAN

Son süreçlerde kimi Kürt Film Festivallerinin yapıldığına tanık olduk. Bu vesileyle Kürt sinemasına ilişkin kimi vurguları yapmaya ihtiyaç vardır. Bir sanat disiplini olarak sinemanın gelişimiyle birlikte dünyada binlerce film festivalinin yapıldığını biliyoruz. Genel olarak film festivalleri çekilen filmlerin tanıtıldığı, sinemacıların birbiriyle buluştuğu, deneyim ve tecrübe paylaşımının sağlandığı zeminlere dönüşür. Tabii kültür endüstriyalizmi film festivallerini piyasaya sürülen bir meta reklamının yapıldığı gibi film festivallerini de bu sektörden daha iyi para kazanmanın zeminine dönüştürüp aşırı kâr elde etmeyi esas alıyorken devrimci, demokratik ve mevcut iktidarcı ve devletçi yapılara alternatif duruş sergileyenler de bu zemini sinema alanının doğru esaslarda örgütlendirilmesi doğrultusunda değerlendirmeye çalışmaktadır.

Bu çerçevede Kürt Film Festivallerini değerlendirdiğimizde ifade ettiğimiz bu iki anlayışla da karşılaşmaktayız. Bu durumu anlayış düzeyinde ifade etmek en doğrusudur. Kişilerden ziyade anlayışlar ve yaklaşımlar önem arz etmektedir. Eylül ve Ekim ayları içerisinde 8. FilmAmed Festivali, 13. Berlin Kürt Film Festivali, 7. New York Kürt Film Festivali, 3. Moskova Kürt Film Festivali gibi festivaller yapıldı. 2023 yılında yapılması düşünülen 2. Kurt û Kurmancî Film Festivali de basına açıklanan nedenlerden ötürü yapılamayıp ertelendi. Tabi bu festivaller son iki ay içerisinde yapılan Kürt Film Festivallerini ifade ediyor. Kurdistan parçalarında ve dünyada yapılan ve yapılması düşünülen, çeşitli nedenlerle sürekliliği sekteye uğrayan kimi Kürt film festivalleri de vardır.

Örneğin Amed Uluslararası Kürt Film Festivali AKP-MHP faşist iktidarının Kayyım saldırıları sonucu sekteye uğradı. Bu film festivali Kürt sinemasının gelişimi için çok ciddi bir iddiayla öne çıkmıştı. Yine Wan’da yapılan Axtamara Film Festivali, Dersim Film Festivali, Batman’da yapılan Yılmaz Güney Kürt Film Festivali gibi Bakur’da yapılan film festivalleri faşist ve soykırımcı TC devletinin doğrudan saldırıları nedeniyle sürekliliğini sağlayamayan festivaller oldu. Mevcut yaklaşımlardan İstanbul Kürt Film Festivali de hem dolaylı hem de direk nasibini almış oldu. Daralan ya da daraltılan koşullar ve zeminden kaynaklı İstanbul Kürt Film Festivali her yıl değil de iki yılda bir yapılmaya çalışılıyor. Rojava Film Festivali ve Kobanê Film Festivali gibi etkinlikler de TC devletinin bilinen saldırılarından nasibini aldı. Kobanê Film Festivali’ne katılmak için yola çıkan kimi yönetmenlerin TC devletinin katliamcı ve soykırımcı yaklaşımları ve KDP’nin de ihanetçi tutumundan kaynaklı her türlü riski göze alarak sınırları kaçak yollarla geçmek zorunda kaldığını bile gördük.

Kısaca Kürt sinemasında iki temel çizginin ve anlayışın öne çıktığını görmekteyiz. Bu durum doğal olarak yapılan festivallere ve filmlere de anlayış düzeyinde yansımaktadır. Bir çizgi daha çok Kapitalist Moderniteye entegre olan, bunun bir sonucu olarak sömürgeci devletler ile arasına mesafe koymayan, teslimiyetçi, dıştan tüm etkilenmelere açık, gelişmeye tabi olmakta ve iradesini egemenlere teslim etmekte gören çizgi ve anlayışken ikinci çizgi ise devrimci, mücadeleci, bütün zorluklara göğüs gerebilen, gücünü halktan alan, bağımsız bir duruş sergileyen, ortaya çıkan bütün engellere rağmen yılmayan, sinemayı bu çizgide geliştirmekte ısrarlı olan anlayış olmaktadır. Belki de önümüzdeki süreçlerde Kürt Sineması ve Kürt Sineması için yapılan Film Festivalleri daha fazla değerlendirilir. Bu alanın nasıl bir gelişim seyri izlediği yakından takip edilebilir.

Tüm bunlarla birlikte Kürt Film Festivalleri Kürt Sinemasının gelişiminde önemli bir yer tutmaktadır. Hiç olmazsa daha fazla filmlerin yapılmasını teşvik etmektedir. Uzun, orta, kısa ve belgesel türü Kürt filmleri olmazsa ve yapılmazsa bu festivallerin yapılmasının da bir anlamı olmamış olur. Zaten bu festivallerde filmlerin yarıştırılmasından çok filmlerin görülmesi, eski-yeni sinemacıların buluşması, birlikte bir tanışma ve tartışma zemini yakalaması, bu vesileyle Kürt Sinemasının sorunlarını irdelemesi ve yaşanan sıkıntıları tespit etmesi önem arz etmektedir.

Kürt Sineması festivallerden ibaret değildir. Aslında Kürt sinemasından bahsederken festivallerle birlikte ele alınabilecek birçok konu vardır. Aristo mantığıyla düşünürsek eğer süreklileşecek tarzda Kürt Filmleri yapılmazsa Kürt Film Festivallerinde gösterilecek filmler de olmaz. Festivallerin yapılabilmesi için öncelikle filmlerin yapılması gerekir. Bu da daha geniş bir yol haritasını önümüze çıkarır. Sinema yapabilmenin ilk adımı senaryodur. Senaryo, birçok aşamadan sonra tamamlanıp bittikten sonra artık filmlerin çekim aşamasına geçilir. Bu da başlı başına bir süreci ifade eder. Post Prodüksiyon aşaması da zorlu ve itina ile yaklaşılması gereken bir süreçtir. Ancak o zaman sonuçlanan filmlerin gösterim aşamasına geçilebilir ki bunun için sadece Film Festivalleri değil, gösterim salonları ve bir film gösterim stratejisinin de olmasını gerektirir.

Tüm bunlar kendi başına devasa ve örgütlendirilmesi gereken bir alanı ifade eder. Bunun için atılan adımlar sınırlı, cüzi ve yetersizdir. Demokratik Modernite paradigmasıyla sinemaya baktığımızda ise önümüzde büyük bir öncülük sorunu da durmaktadır. Tüm bunlar daha geniş değerlendirmeleri gerekli kılar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.