Kürt meselesi yıkıcılığıyla olduğu yerde duruyor

  • Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu öncülüğünde yapılan “Kürt meselesinde çözüm için sivil toplum buluşmasının” sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, çözümsüzlüğün sonuçlarına işaret edilerek, öneriler sıralandı.
  • Birçok sorunun temelinde Kürt meselesinin çözümsüzlüğünün yattığı, bu gerçeğin görmezden gelindiği, oysa Kürt meselesinin bütün tarihi gerçekliği ve can yakıcılığıyla herkesi etkilemeye ve olduğu yerde durmaya devam ettiği vurgulandı.

Amed'de Kürt sorununun çözümü için "Yeniden çözümü konuşmalıyız" bildirgesi açıklayan demokratik kitle örgütleri, "Kalıcı bir çözüm ve barışın tesisi için tüm aktörlerin rolünü oynayabilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı" çağrısı yaptı. 

Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu öncülüğünde Kürt sorunun çözümüne dair 24 Şubat’ta yapılan “Kürt meselesinde çözüm için sivil toplum buluşması” toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Amed Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapılan açıklamaya çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. “Yeniden çözümü konuşmalıyız” başlıklı sonuç bildirgesi, Amed Tabip Odası Başkanı Elif Turan tarafından paylaşıldı. Bildirgede, Kürt meselesinin, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana var olan ve son 40 yılı çatışmalarla geçen tarihi, toplumsal ve siyasal bir mesele olduğu, meseleye güvenlikçi politikalarla yaklaşılmasının doğru olmadığı ve şiddetin de bir çözüm yöntemi olmadığı tespiti ve değerlendirmelerine yer verilerek, “Güvenlikçi yaklaşımın, konunun uzun bir zamandır konuşulamamasına ve adeta yokmuş gibi davranılmasına neden olduğu, seçim stratejileri ile yalnızca seçim dönemlerinde konunun gündeme getirilmesi de eleştirildi. Yaşanan birçok sorunun temelinde Kürt Meselesinin çözümsüzlüğünün yattığı, bu gerçeğin görmezden gelindiği, oysa Kürt meselesinin bütün tarihi gerçekliği ve can yakıcılığıyla hepimizi etkilemeye ve olduğu yerde durmaya devam ettiği vurgulandı” denildi.

Çözümsüzlükte ısrarın sonuçları

Kürt meselesinde çözümsüzlükte ısrarın ortaya çıkardığı sorun ve etkiler genel hatlarıyla şu başlıklarda öne çıktı:

* Kürtçe üzerinde yıllardır süre gelen yasaklar ve asimilasyon politikaları eleştirildi, Kürtçe icra edilen sanatsal etkinliklerin halen kamu makamlarınca zaman zaman yasaklandığı, ana dilde eğitim ve öğretim hakkının ve Kürtçenin kamusal alanda kullanımının önündeki yasal engellerin hala devam ettiği,

* Çatışma ve operasyonların yaratığı ekolojik tahribat, özellikle ormanlık alanlara yönelik müdahaleler ve rant alanlarının oluşturulmasına devam edildiği, 

* Kontrolsüz ve abartılı güvenlik tedbirleriyle kent ve ilçe merkezlerinde devam eden zırhlı araç çarpmaları sonucu yaşanan çocuk ölümleri ve faillere yönelik yargının cezasızlık politikası ile kadına yönelik cinsiyetçi ve ayrımcı bakışın devam ettiği,

* Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve tutuklanmaları, kayyum uygulamaları ve siyasi partilere yönelik kapatma davalarının devam ettiği, geçmişte de benzer uygulamaların yaşandığı ve sorunların daha da derinleştirdiği, bu uygulamaların anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkının açık ihlalini oluşturduğu,

* Çatışmalarla yaşanan can kayıplarına dair kaygılar dile getirildi, özellikle 2015-2016 sonrası başlayan ve hala devam eden temel hak ve özgürlükler alanındaki ihlallere dikkat çekildi. Güvenlikçi politikalarla meseleye bakış açısının temel hak ve özgürlükler alanını daralttığı,

*  Kürt meselesindeki çözümsüzlük kadına yönelik şiddeti ve kadın yoksulluğunu artırdığı,

* Yargının Kürt meselesi ekseninde ifade özgürlüğü konusundaki olumsuz pratiğine dikkat çekildi. Siyasi parti faaliyetlerinin kriminalize edilerek yargılamalara konu edilmesi ve ağır cezalarla neticelendirilmesi, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve özellikle infaz hukuku açısından ayrımcı uygulamalarla görüş hakkının engelleyici ve uluslararası hukukta tecrit olanak tanımlanan bu uygulamalara dikkat çekildi.

Yüzleşme ve onarıcı adalet

Bütün bu durumların Kürt meselesinde çözümsüzlükte ısrarın neden olduğu, meselenin demokratik zeminde barışçıl çözümünün ülke demokrasisine büyük bir katkı sunacağı, geçmişle yüzleşmenin ve onarıcı adaletin önemi vurgulandı. 

Toplantıda öne çıkan öneriler

Kürt toplumunun meselenin çözümü açısında kendi birlikteliğini ve ortak bir dil oluşturması, çözüme dair sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının önemli olacağı, benzer çalışmaların farklı kentlerde de sürdürülmesinin gerekliliği ile olası girişimler ve temaslar için ortak bir heyetin oluşturulması önerileriyle birlikte şunlar sıralandı:

* Kürt meselesinin çözümü açısından yeniden bir çözüm iradesine ihtiyaç olduğu, bunun açığa çıkması için silahların susması gerektiği,

* Kalıcı bir çözüm ve barışın tesisi için tüm aktörlerin rolünü oynayabilmesinin önündeki engellerin kaldırılması ve gerekli imkânların sağlanması,

* Kürt meselesinin ülkedeki hukuk, demokrasi ve ekonomik sorunların ana nirengi noktası olduğu, siyasi partilerin politik çekişmelerden sıyrılıp bu minvalde meseleye yaklaşım göstermesi,

* Sorunun çözümü açısından dünya deneyimleri de dikkate alındığında sivil toplum örgütlerinin bu ve benzeri çalışmalarının desteklenmesi,

* Bütün bu adımlarla birlikte toplumsal sorunların çözümünün önceleyecek hazırlık sürecine her kesimden katılımın sağlanacağı demokratik ve sivil yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu ve çalışmalarının da başlatılması gerektiği, sonuçlarına varıldı.

Bir heyet de oluşturulacak

Bu öneriler ve taleplerin doğrultusunda oluşturulacak bir heyetle gerçekleştirilecek görüşmeler çerçevesinde çalışmalara devam edileceği paylaşıldı. AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.