Kürtlerin neden statüsü yok !


Yerli Halklar Hakları Bildirisi’nin BM gündemine girmesi 25 yıl öncesine dayanıyor. Bu konuda birçok kurum çalışma yürüttü. Bu kurumlardan biri olan BM Yerli Halklar Sorunları Daimi Forumu (UNPFII) şimdiye kadar 9 toplantı yapmıştır. 10. toplantısı ise 16-27 Mayıs 2011’de gerçekleştirildi. Bu toplantının gündemine Kürdistan giremez miydi? BM’ye bağlı EMRIP’in ikinci toplantısına Türkiye’yi temsilen Ali Onaner, üçüncü toplantısına ise Aslıgül Üğdül adlı iki kişinin de katıldığı ama Türkiye’ye yönelik değerlendirmelerin bilinçli bir şekilde Ermeni sorunuyla sınırlandırıldığı belirtilmektedir. Yerli Halklar Hakları Deklarasyonu’na imza atan Türkiye de bazı sorumluluklar taşımaktadır. İleri bölümlerde Türkiye ve yerli halklar bildirgesi genişce irdelenecektir.
Dünya üzerinde 90 ülkeden fazla noktada 370 milyonu aşkın Yerli Halka mensup insan yaşıyor. Uluslararası düzeyde 32, Kuzey Avrupa: 9, Doğu Avrupa: 18, Pasifik ülkeleri: 35, Asya: 145, Afrika: yaklaşık 200, Orta ve Güney Amerika, Karayipler ve Kuzey Amerika: 300 - Toplam: 739.
13 Eylül 2007 BM Deklarasyonunu ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi ülkeler imzalamamıştı. Özellikle ABD’ye ve diğerlerine yönelik yerli halklar örgütlerinin, BM’nin ve diğer STK’ların oluşturdukları baskılar ve kampanyalar konunun kamuoyuna daha bir mal olmasına neden olmuş ve sonuç almıştır. (Bu baskı ve kampanyalar bizler için iyi örneklerdir.) 16 Aralık 2010’da ABD Başkanı Barack Obama, Senato’dan geçen ilgili kanunu imzalayarak belgenin tarafı olmuş, konuya olumlu yaklaşan beyanlarıyla dikkatleri çekmiştir. Obama, Amerika’daki yerli halklara ödül olarak 4,6 milyar Dolar fon ayırmıştır. 2011 yılında da bütçeye yerli halklar sorunları için milyarlarca Dolar konması planlanıyor. (ABD’nin BM Temsilcisi Susan Rice, BM’de hem özür nitelikli hem de belgeyi onaylayan konuşması sırasında bu rakamın 18,5 milyar Dolar olacağını belirtmiştir.)
Türkiye raporunda Kürtler
Kürtler, Kürdistan konusunda uluslararası ilgili kuruluşlara başvurmamış olmasına rağmen, dünya Yerli Halklar Konseyi komisyonu, çalışma grupları Kürtlere raporlarında sık sık yer vermiş ve Kürtleri dünyanın en eski yerli halkları arasında saymıştır. Yerli halklar konusunda BM’ye yönelik çalışan örgütlerin başında gelen MRG (Uluslarıarası Azınlık Hakları Grubu) Kürt ve Kürdistan’a yönelik raporunda şu tespitlerde bulunmaktadır.
Kürtler Türkiye’nin en büyük etnik ve dilsel grubudur. Kürtler Kurmancî, Kirtmançkî (Zazakî), Soranî ve diğer lehçelerde konuşurlar. Dinsel olarak önemli sayıda Alevi kitlesi ve çoğunlukla Sünni kitlesi barındırırlar. Kürt aşiretleri Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına kadar sanal bir özerkliğe sahipti. Kürt isyanları soykırım ve acımasızca bastırıldı. 1950’lerin sonunda Kürt göçü başladı. 1970’ler sonrası Türk soluyla birlikte ortaya çıkan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) devlete karşı gerilla savaşı başlattı. PKK Kürt kimliğini, ekonomik geriliği, ağalık sistemini hedef alarak, Türk okul ve öğretmenleri hedef alarak sivil halkla buluşmayı başardı. 1984 yılında PKK ile Türk ordusu arasında başlayan çatışma nedeniyle 1 milyondan fazla Kürt, Türkiye’nin kentsel alanlarına ve Avrupa’ya göç etti. Devlet 1996’dan itibaren, yaygın tutuklamalar, işkenceler, köy boşaltmaları ile PKK’yi yok etmeye çalıştı. Kürt mücadelesinde karmaşık faktörler de vardır. Aşiretlere sadakat, rakip partilere destek, dinsel tercihlerin yönlendirdiği siyasi seçenekler, tarikatlar. Kimlikleri tanınmayan Kürtlerin marjinalleştirilmesi devam etmektedir. PKK ve ordu arasındaki çatışmalarda 30 bin kişi yaşamını yitirdi. Kürt belediyelerin çok dilli belediyecilik anlayışı, Kürtçe konuşmalar, Kürtçe tutunak tutmaları vs nedeniyle soruşturmaya uğramakta ve tutuklanmaktadırlar. 2007 seçimleri öncesi hükümet, tutuklama, baskı, yasaklarla Kürt partilerini taciz etti. Kürt çocukları taş atmaktan onlarca yıl hapis cezası alıyor, gazeteciler PKK yanlısı haber gerekçesiyle tutuklanıyor, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) PKK’nin kolu olmakla suçlanıp tutuklanıyorlar, Mahkemeler Kürtçe konuşma ve savunmayı yasaklamayı sürdürüyor. (kontax:MRG Medya Sorumlusu Emma Eastwood)
CWİS’in Kürdistan Raporu
Tahmini 30 ila 40 milyon nüfusu ile, Kürdistan şüphesiz dünyadaki en kalabalık devletsiz uluslardan biridir. Avrupa ve Asya ve dört farklı devletler arasında bölünmüş Kürtlerin, kendi antik dil ve tarihi bulunuyor. Ancak, demografik ve kültürel öneme rağmen, Kürt halkı egemenliği altındaki devletler tarafından ayırımcılığa tabi tutuluyor ve istismar ediliyor. Sadece Irak’ta Kürtlere yarı-federal bir sistem içinde özerk bir bölge. Bunun dışında Türkiye, Suriye ve İran - Kürt halkının kolektif haklarını görmezden gelmeye devam ediyor. Türkiye Kürt siyasi partilerini PKK ile bağlantılı gerekçesiyle sürekli yasaklıyor ve kapatıyor. Türkiye sürekli sınırlarını bombalıyor. Suriye Kürt nüfusunun siyasi hayata katılımını engelliyor. Eylemciler, aydınlar, gazeteciler ve gizli partilerin üyeleri sık sık Suriyeli yetkililerin elinde istismar kurbanı. İran Kürtlere yönelik idam, işkence ve yasaklarla zaten bilinen bir ülkedir. (The CWIS mailing address is: PMB 214-1001 Cooper Point Rd SW #140-Olympia, WA 98502-1107-Our phone number is: USA 1(360)450-5183
Kürtlerin ıskalanmasına izin mi verilmeli?
Kürtler yerel - uluslararası ve örgütsel çalışmaların yetersiz ve eksikliklerine rağmen, Kürt halkının BM tarafından resmi olarak Yerli Halk ilan edilmesinin ıskalanmasına seyirici kalmamalıdır. Kürtleri Yerli Halk sayan ama Kürtlerle buluşamadığı için bunu uluslararası platformlara taşımayan sayısız örgüt ve kuruluş bulunmaktadır. Bu örgütlerle ilişkiler geliştirmek, bünyelerine katılmak, bu tür uluslararası organizasyonlarda bulunmak, mevcut karar ve çalışma sonuçlarından yararlanmak gerekir.
Önemli olan ayakları yere basan, somut temelde somut hedefleri olan gerçekçi planlar yapmak, ilgili kurumlarla maksimum ilişkili olmak, kararlar doğrultusunda programlar oluşturarak çalışmak. Kamuoyu ve söz konusu örgütlere yönelik, seminer, dosya, konferanslar düzenleyerek, Kürtleri aktüel bir konu haline getirmeyi başarmaktır.
Kürtler ne yapmalıdır?
- Kürtler öncellikle yaşadıkları ülkelerde BM Yerli Halklar Bildirgesini imzalayan ülkeleri Kürtler konusunda harekete geçirmelidir. Bu çalışmayı uzun vadede sonuç alacağı bir plan dahilinde yürütmelidir.
- Avrupa ülkelerinin zaten Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir parçası olduğu gerçeği gerekçe yapılmadan BM’nin ilgili kurumlarında (HRC, EMRIP), ilgili STK’larda (UNPO vb.) Kürt temsilcilerinin, Kürt Halk Meclis Temsilcilerinin veya KON-KURD’un temsilinin sağlanması başarılmalıdır. Bunun sağlanması Kürtleri ilgili uluslararası kurumlarla buluşturacak ve BM’nin ilgili kurumlarında da temsilinin önünü açacaktır.
- Bu konuyu amaç edinecek bir birimin ilgili sivil örgütlerle Kürtleri tanıtan, bilimsel çalışmalar yürüten, tarihini irdeleyen çalışmalar sürdürmesi çok yararlı olacaktır. Bu organ uluslararası örgütlerle amaçlarını buluşturduktan sonra kendisini uluslararası bir organizasyon durumuna getirmelidir. Sami halkının İsveç, Finlandiya, Norveç ile yaptığı anlaşmalar ve 3 farklı Sami parlamentosunun birleşerek 3 ayrı devletle yaptıkları ‘tek’ anlaşma bu anlamda örnektir. Sami- Sapni halkının RF ile ilgili çalışmaları da vardır. (Journal of Indigenous Peoples’ Rights- The Nordic Sami Convention. No:3/2007)
- Konuyla ilgili uluslararası organizasyonların yürütülen çalışmalardan haberdar edilmesi katkılarını sağlamalarının talep edilmesi bile ilk anda onlarca ilişkinin yakalanmasını sağlayacaktır.
Genel Kurul halkların eşitliğini teyit eder
Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildirisi Genel Kurul’un 61/295 Sayılı Kararı:
Genel Kurul,
İnsan Hakları Konseyinin, Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildiri metnini kabul ettiği 1/2 sayı ve 29 Haziran 2006 tarihli kararını not eder,
Bildiri üzerinde çalışmaların sürdürülmesi ve 61. Dönem sonuna kadar bu konuda bir karara varılmasını öngören 61/178 sayı ve 20 Aralık 2006 tarihli kararını hatırlatır,
Bu kararının ekinde yer aldığı şekliyle Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildirisini kabul ettiğini belirtir. (107. Oturum 13 Eylül 2007)
- Birleşmiş Milletler Anlaşmasında belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda ve Devletlerin BM Anlaşması kapsamında yüklendikleri sorumlulukları iyi niyetle yerine getirme amacıyla,
- Yerli (indigenous) Halkların diğer halklarla eşit olduklarını teyit ederken diğer yandan da halkların haklarının farklı olabileceğini, halkların kendilerini farklı adledebileceklerini ve onlara bu özellikleriyle saygı gösterileceğini teyit eder,
- İnsanlığın ortak mirasını teşkil eden medeniyet ve kültür zenginliklerimize tüm halkların katkı yaptığını bildirir,
- Ulusal, ırksal, dini, etnik ve kültürel farklılıklar temelinde bazı halkların veya bireylerin diğerlerinden üstün oldukları temeline dayalı veya böyle bir iddiada bulunan tüm doktrin, politika ve uygulamaların ırkçı, bilimsel olarak yanlış, yasal olarak geçersiz, ahlaki olarak kınanacak ve toplumsal yönden haksız olduğunu beyan eder,
- Yerli Halkların kendi haklarını kullanırken her türlü ayrımcılıktan uzak olmaları gerektiğini bir kez daha vurgular,
- Yerel halkların tarih boyu haksızlığa uğraması ve bu arada sömürgeleştirilmeleri ve topraklarına ve kaynaklarına sahip çıkamamaları sonucu özellikle kalkınma haklarını kendi ihtiyaç ve çıkarlarına uygun bir şekilde kullanamamalarının yarattığı kaygıdan dolayı,
- Yerli Halkların başta toprakları ve kaynakları olmak üzere siyasi, ekonomik ve sosyal yapılarından ve kültürlerinden gelen, doğuştan sahip oldukları haklarına saygı gösterilmesine ve bu hakların korunmasına acilen ihtiyaç duyulduğunu kabul eder,
- Ayrıca, Yerli Halkların Devletlerle yapmış oldukları anlaşma, akit ve diğer yapıcı düzenlemelerden kaynaklanan haklarına da saygı gösterilmesi ve korunması gerekitiğini kabul eder,
- Yerli Halkların ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan cazibe merkezi olmak ve nerede olursa olsun her türlü ayrımcı ve baskıcı davranışı sona erdirmek için örgütlendiklerini görmekten memnuniyet duyar,
- Topraklarını, ülkelerini ve kaynaklarını etkileyen gelişmelerin kendi kontrollerinde olmasının, yerel halkların kendi kurum, kültür ve geleneklerini muhafaza etmelerini ve güçlendirmelerini; ve kalkınmalarını kendi gaye ve ihtiyaçları doğrultusunda teşvik etmelerini sağladığını düşünür,
- Yerli Halkların bilgi, kültür ve geleneksel uygulamalarına saygı gösterilmesinin sürdürülebilir ve eşitlikçi bir kalkınmaya ve çevrenin doğru yollardan korunmasına katkı sağladığını kabul eder,
- Yerli Halkların ülkelerinin ve topraklarının askerlerden arındırılmasının barışa, ekonomik ve sosyal ilerleme ve kalkınmaya ve dünya milletleri ve halkları arasında karşılıklı anlayış ve dostane ilişkilere yapacağı katkılara dikkat çeker,
- Yerli ailelerin ve toplulukların, çocuk haklarına aykırı düşmemek şartıyla, kendi çocuklarını, yetiştirme, eğitme, öğretme ve refahlarını sağlama hakkına sahip olduğunu kabul eder,
- Yerli Halkların Devletlerle yaptıkları anlaşma, akit ve diğer yapıcı düzenlemelerin bazı durumlarda uluslararası düzeyde endişe, ilgi, sorumluluk ve özellik gösterdiklerini değerlendirir,
- Anlaşma, akit ve diğer yapıcı düzenlemelerin ve bunların temsil ettikleri ilişkilerin yerli halklar ile Devletler arasındaki ortaklıkları güçlendirmek için bir temel olduğunu düşünür,
- Birleşmiş Milletler Anlaşmasının, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesiyle Viyana Bildirisi ve Eylem Programı tüm halklara, kendi siyasi statüsünü belirlemekte ve ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmalarını sağlamakta özgür oldukları anlamına gelen kendi geleceklerini kendileri belirleme hakkını verdiğini kabul eder,
- Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde kullanılan kendi geleceğini kendisinin belirleme hakkının, bu bildirgenin tamamı veya bir bölümü ileri sürülerek engellenemeyeceğini unutmadan,
- Bu bildirgede yer alan yerli halklar haklarının tanınmasıyla Devlet ile yerli halklar arasında adalet, demokrasi, insan haklarına saygı, ayrımcılığa son ve iyi niyet ilkelerine dayalı uyumlu ve işbirliğine yönelik ilişkilerin daha da ileri götürüleceğinden emin olarak,
- Devletleri ilgili halklar ile görüşerek başta insan hakları konusundakiler olmak üzere uluslararası enstrümanlara uymaya ve bunları etkin bir şekilde uygulamaya koymaya davet eder,
- Birleşmiş Milletlerin Yerli Halkların haklarını koruma ve geliştirmede önemli ve özel bir rol oynamaya devam ettiğini vurgular,
- Bildirinin Yerli Halkların haklarının ve özgürlüklerinin tanınması, güçlendirilmesi ve korunmasına ve Birleşmiş Milletlerin bu alanda yaptığı benzer çalışmaların daha güçlenmesine yönelik önemli bir adım olduğuna inanır,
- Yerli Halkların ayrımcılığa maruz kalmadan uluslararası hukukun belirlediği tüm insan haklarına sahip olduklarını ve Yerli Halkların var oluşları, refahları ve bir halk olarak tam kalkınmaları için müşterek haklara sahip olduklarını kabul ve teyit eder,
- Yerli Halkların bölgeden bölgeye ve ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini, bölgesel ve ülkesel farklılıkların ve çeşitli tarihi ve kültürel altyapının dikkate alınması gerektiğini kabul eder,
- Ortaklık ruhu ve karşılıklı saygı anlayışı içerisinde bir başarı standartı olarak aşağıdaki Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Sözleşmesini resmen ilan eder:
İlgili önemli kurumlar ve kaynaklar
Uluslararası Azınlık Hakları Grubu; tüm dünyadaki etnik, dinsel ve dilsel azınlıkların ve Yerli Halkların haklarını güvence altına almak ve topluluklar arasında işbirliği ve anlayışı geliştirmek için çalışan bir sivil toplum kuruluşudur (STK). Faaliyetleri uluslararası savunuculuk, eğitim, yayın ve destek eli uzatma konularına odaklanmaktadır. Azınlıkları ve Yerli Halkları temsil eden dünya çapındaki örgütlerden oluşan ortaklık ağının dile getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda hareket etmekte. MRG, 50’ye yakın ülkede 150’den fazla kurum ile birlikte çalışmaktadır. MRG, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Haklar Komisyonu’nda (ECOSOC) danışman statüsüne ve Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nda (ACHPR) gözlemci statüsüne sahiptir. MRG, İngiliz hukuku güvencesinde hayır kuruluşu ve limited şirket olarak tescil edilmiştir. Kuruluşu sicil numarası: 282305, Limited şirket numarası: 1544957
- Advancing Inclusion of Vulnerable Groups in Southeast Europe: Minority Rights Advocacy in the EU Accession Process, 2007-2010, funded by UK Department for International Development and Charles Stuart Mott Foundation,
- Promoting Development in Europe: Towards a Critical Mass and Beyond, 2008-2010, funded by the European Commission,
- From Needs to Rights: Promoting More Effective Development Policies in Europe project (DCI-NSAED/2009/210), 2010-2012, funded by the European Comission (EuropAid).
- Dünya Yerli Halklar Araştırma Merkezi (The CWIS mailing address is: PMB 214-1001 Cooper Point Rd SW #140-Olympia, WA 98502-1107-Our phone number is: USA 1(360) 450-5183
- Minority Rights Group Europe-Focus Point -H-1074 Budapest-Dohány u. 14. VI. em. Hungary
Email: MRG Europe@mrgmail.org
- Uluslararası Af Örgütü
- BM Uluslararası Çalışma Örgütü-İLO
ALİ ÖZŞERİK
YARIN:
* Yerli Halklar statüsü nasıl kazanıldı?
* Norveç’in LIllehammer University College de Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Mehmet S.Kaya ile söyleşi.
