Öleceği görülünce tahliye ettiler

İsmet Çardak

İsmet Çardak

  • Tekerlekli sandalyede tahliye edilmesinden 15 gün sonra hayatını kaybeden İsmet Çardak’ın yakınları, ölüm döşeğinde olduğu görülünce tahliye edildiğini söyledi.

Türk cezaevlerinde son iki yılda en az 94 hasta tutsak yaşamını yitirdi. Son olarak uzun süre tahliyesi engellendikten sonra 28 Şubat’ta tekerlekli sandalye ile Elazığ R Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edilen İsmet Çardak, 14 Mart’ta geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Çardak’ın yakınları, hasta tutsakların ölüm döşeğinde tahliye edilmesine tepki gösterdi.

Tutsaklar, görüşten telefona kadar bütün haklarının ellerinden alındığı, tedavi hakkına erişemediği bir tecritle karşı karşıya. Uygulanan tecritten hasta tutsaklar daha fazla etkilenirken, İHD verilerine göre, bin 517 hasta tutsak bulunuyor ve 1 Ocak 2022'den bu yana 94 hasta tutsak yaşamını yitirdi.  Hasta tutsaklar ilerleyen yaşlarına, tek başlarına hayatlarını idame ettirememelerine ve "Cezaevinde kalamaz" raporlarına rağmen tahliye edilmiyor ya da ölüm döşeğinde tahliye ediliyor. Son olarak 28 Şubat'ta Elazığ R Tipi Kapalı Cezaevi'nden tahliye olan İsmet Çardak, 14 Mart'ta yaşamını yitirdi. “Genetik miopati” denilen kas erimesi hastalığı nedeniyle tedavi gören ağır hasta tutsak Çardak, cezaevinden tekerlekli sandalye ile çıkmıştı. 

 

 

Kalp krizi söylenmedi

İsmet Çardak’ın ağabeyi Mahfuz Çardak, kardeşinin tahliyesi öncesinde de kalp krizi geçirdiğini, ancak bu bilginini kendilerinden saklandığını söyledi. Çardak, “Kardeşimi iki yıllık bir ceza için o hasta haliyle tutukladılar. O halde ne yapabilirdi, zaten ölümün eşiğindeydi. Tekerlekli sandalye ile tahliye oldu. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Bu şekilde Kürtler bitmez, bir gider 10 gelir. Zindanlar hasta ve yaşlı tutsaklarla dolu. Hasta tutsakların artık serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.

 

 

Ölümün eşiğindeydi

Yengesi Rengin Çardak ise “Son demlerini yaşıyordu. Ayağa kalkamıyordu. Belki yine tahliye edilmezdi ama ölümün eşiğinde olduğu görülünce bırakıldı. İsmet zaten 24 yıl zindanda kamıştı. Çok ağır hastaydı, çok zulümler gördü. Avukatlarla konuştuk, görüştük sonuç alamadık” şeklinde konuştu.

Tedavi hakkı engelleniyor

Hasta tutsakların cezaevlerinde ölüme terk edilmeleri hakkında konuşan İHD İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Ahmet Çiçek, hasta tutsakların tedavilerinin yapılmadığını, ilaçlarının ya geç verildiğini ya da hiç verilmediğini vurguladı. Çiçek, "Sürekli kalp krizi geçiren, kanser hastası olan ya da başka ağır hastalıkları olan tutsakların ayakta duruyor olması 'Cezaevinde kalabilir' raporu vermelerine neden oluyor" dedi. 

 

İHD İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Ahmet Çiçek

 

'Düşman' kategorisinde

Tutsakların bırakılmasını ise ancak son evre kanser durumunda yaşandığına dikkat çeken Çiçek, şöyle devam etti: "İktidar bu insanları 'düşman' kategorisinde değerlendirerek, insani koşulları otadan kaldırıyor. Bu yok olunca uzun yıllar tutuklu kalan bu insanlar, daha yoğunlaşmış hastalıklara maruz kalıyor ve teşhis konulmadan kansere yakalanıyor. Son evresinde ise çok insani düşündükleri için değil 'başlarına kalmaması' için adli kontrol ya da 2-3 ay infaz ertelemeyle bırakıyorlar. Eğer hastalıkları iyileşirse savcılık itirazıyla geri alacaklar. Bu durumun hukuki bir yanı yok, insani ve vicdani hiçbir tarafı da yok."

Her kötülüğe layık

"Suçlular, içeride kalsınlar, gerekirse ölsünler” yaklaşımına işaret eden Çiçek, şöyle konuştu: "İnsanları yük olarak görüyorlar. O nedenle de 'her şeye layıktırlar' anlayışı var. Hukuki zeminde bırakılması gereken insanlar, keyfi olarak bırakılmıyor. Özel hastaneler ya da üniversite hastanelerinin 'cezaevinde kalamaz' raporuna karşı ATK 'Cezaevinde kalabilir' raporu veriyor. Bazı ATK raporlarında insanların tutuklanma nedeni olan suçlamalar üzerinden yazılar yazılıyor. Bu tarz raporlamalar suçtur. Yazdığımız bütün dilekçelere benzer cevaplar vererek hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar." AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.