Ölüme yaslanmak

Haberleri —

Veysel IŞIK Kürdistan tarihi direnişin imgeleriyle büyük bir sarmalı yaşıyor. Toplumsal katmanların hepsi bir şekilde kendini bu direniş serüveninde bulmuş durumda. 19. ve 20. yüzyıl dört parça Kürdistan’ın direniş ve kırılma öyküleriyle doludur. Her kırılma aynı zamanda kendi bünyesinde yeni bir direniş tohumunu ekerek toprakları bir baştan diğer başa filizlenme güzergahı yapmış. “Bu topraklar bize de kimlik vermiş. Biz bir çeşit bu toprakların dervişiyiz aslında... Ekmek aldığımız bir kapıdan hakikat tartışacaktık, bilgi verecektik. Onlardan hakikat gerçeklikler alacaktık. Edep erkan birbirimize öğretecektik. Bunun devletle bir alakası yoktur aslında” der Şehid Mahir Atakan. Acı, göz yaşı, yoksulluk, ölüm, yıkım, işkence, hapis vb durumlar hayatın bir parçası olu vermiş Kürdistan’ın dört parçasında. Yaşanan tüm bu yıkım ve direnişler baharın gürül gürül çağlayan sularına engel olmamış ve halen engel olamamaktadır. Bu direniş serüvenleri her parçada olmasa da bugün itibariyle Rojava ve Başur’da de facto bir durum ortaya çıkarmış durumda. Özellikle Başûrê Kurdistan yıllardır bir statüye sahiptir. Büyük bedeller sonucu elde ettiği bu statü sayesinde her Kürde vermesi gereken değer ve yaşam hakkı ise havanda su dövmek olarak tarif edilebilir. Özgürlük mücadelesi dönemlerinde her parçadaki Kürtten bir şekilde yardım gördüler. Kimse onları sömürgecilere teslim etmek için yarışmadı. Tam aksine Kürtler bazen yemedi onlara yedirdi, içmedi onlara içirdi, yatmadı onları yatırdı. Onlara birşey olmasın diye kendilerini siper bile yaptılar. Güney Kürdistan halkı uzun süreli savaşım sonucunda bir statüye kavuştu. Bu statüye kavuşana kadar bir birinden beter acı ve göz yaşı sel olup tüm alemlere yayıldı. 1986-89 yılları arasında Baas rejimi tarafından başlatılan Enfal operasyonunda 100 binden fazla insan katledildi. Öyle ki bu operasyonun yürütücülerinden birisi olarak bilinen Ali Hasan el-Mecid’in o dönem öfkeli bir ses tonuyla, Erbil ovasındaki Kürt köylerinde “yıkılmamış tek bir ev bile kalmayacak. Ben gelip denetleyeceğim ve dokunulmamış tek bir ev görürsem, bundan oradaki birliğin komutanını sorumlu tutarım” dediği ileri sürüldü. Elma kokulu bir an binlerin katliamına sebep oldu. Başta aşiretlerin bir konfederasyon şeklini ifade eden Güney Kürdistan’daki mücadele yaşanan iç ve dış çelişkiler sonrası parçalara bölündü ve bu bölünme zamanla kardeş kavgasına dönüştü. Kardeş kavgasının başlamasıyla YNK İran İslam Cumhuriyeti ile hareket ederken KDP’de Irak’taki Baas rejimiyle hareket edip bertaraf edilmez acıların yaşanmasına vesile oldu. Binlerce direnişçinin kanlarıyla sulanmış olan Başûrê Kurdistan şimdilerde daha önce kendilerinin üslendikleri alanda özgürlük mücadelesi veren hakikat arayışçılarına karşı sömürgeci güçlerle ortak hareket ederek ve onlara alan açarak PKK militanlarının üzerine bombalar yağdırmaktadır. Sömürgecilere eşlik etmekte, onlara sofralar hazırlamakta ve onların bulundukları yerlerde güvenliklerini sağlamaktadır. Sömürgeci Türk devleti 1983 Mayıs’ından bu yana Güney Kürdistan’a yönelik kara ve hava saldırıları yapıyor. Yerel güçlerin yardımıyla anlık istihbarat ile PKK’nin öncü kadrolarına tuzaklar hazırlamakta ve onları katletmektedir. 2019 Newroz’unda Kandil’deki işbirlikçilerin istihbaratı sonucu Sinanê Sor ve dört arkadaşı katledildi. Olay sadece bununla sınırlı değil. Daha önce 15 Ağustos 2018’de Mam Zeki ve en son Temmuz 2019’da Diyar Xerîb de bu işbirlikçilik sonucu katledildi. Katledilen bu özgürlük yürüyüşçüleri, ömürlerini Kürdistan halkının özgürlüğüne adamışlardı. Bunların katlinde de Kürtlerin bir şekilde yer almış olması ne kadar derin bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gözler önüne sermektedir. Farklı parçalarda özgürlük mücadelesi veren Kürt güçlerinin bir birinden yararlanması anlaşılır bir durumdur. Ancak Kürt hareketlerinin birbirleri üzerine katliam provaları yaparak ve bu temelde birbirine yaklaşmalarını kabul etmek mümkün değildir. Kürdistan halkının demokratik hakları için mücadele eden her Kürt kendisi açısından en uygun alanlarda kalabilmeli ve mücadelesini yürütebilmemlidir. Her Kürdün yapması gereken ise bunlara destek olunmazsa bile köstek olmamaktır.
paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.