Onurumuzu Agit ve arkadaşlarına borçluyuz


'Halk için bu yola baş koyduk'
Musa Ağırman: Şırnak'ın İdil ilçesindenim. 12 Eylül'den sonra askerlerce arandığım için yarı illegal bir yaşam sürdürmek zorunda kaldım. Babam da devlet güçlerince katledilmişti. Çoğu zaman dağlarda saklanarak yaşamımı sürdürmek zorunda kalıyordum. Bu sırada, Agit arkadaş ve arkadaşlarının da Gabar Dağı taraflarında olduğunu duydum. Bir yakınımızın altınları çalınmıştı. Altınları çalan Hasan Cebedek de kamufle olmak için arkadaşlarla ilişkilenmiş, partiye katılmıştı. Bunun hesabını sormak için arkadaşlarla ilişkiye geçtim. Ewên ve Benatin köyleri arasındaki bir derenin kenarında kamp ateşi yakan arkadaşların yanına gittim. Agit arkadaş, nereli olduğumu ve orada ne aradığımı sordu. Meseleyi kısaca anlattığımda Agit arkadaş oldukça sinirlenmişti. "Biz halkın canı ve malı için bu yola baş koyduk. Altınlarınızı kim çalmışsa kesinlikle soruşturacağız" dedi. Bu sırada bana Kürdistan tarihini ve başlattıkları mücadeleyi uzunca anlattı. Çoğu şeyden haberim olmadığı için biraz da mahcup oldum. Agit arkadaş kendileriyle beraber bu mücadelede yer almam gerektiğini söyleyince ise, seve seve kabul ettim. Ona bundan sonraki hayatımın halkım için olacağını söylediğimde çok sevindi.
Disipline çok önem verirdi
Agit arkadaş, gizliliğe ve disipline çok önem verirdi. Eruh ve Şemdinli baskınlarının arefesiydi. Agit ve arkadaşları çoğu kez köylere gidiyor; ama karşılığını ödemeden hiçbir şey almıyorlardı. Onların bu davranışları halk arasında büyük bir sempatiye yol açıyordu. Tabii bizler Agit arkadaşın konumunu yeterince bilemiyorduk o zamanlar. Sıradan bir savaşçıdan farkı yoktu. Son lokmasını arkadaşlarıyla paylaşıyordu.
Tanıdıktan sonra hayatım değişti
Komutan Agit'le ikinci karşılaşmamız, Lübnan'ın Bar Elias kasabasındaki Newroz kutlamaları sırasında oldu. Newroz için bir sinema salonu tutulmuştu. Agit arkadaş takım elbiseli ve sakallıydı. Onca kalabalık içinde beni hemen tanıyarak yanıma geldi, sarıldı. Hatırlamayacağını düşünmüştüm. Beni tanıması ve sarılması, çok farklı duygular uyandırdı. Agit arkadaşla tanışmamdan sonra hayatım değişti, diyebilirim. Yalnızca ben değil, birçok insan onun sayesinde bu mücadelenin neferi oldu. Kiminle tanışsa, onu mücadeleye katmaya çalışıyordu.
Komutan Agit'in şehadet haberini aldığımda inanmak istemedim. Günlerce kendime gelemedim. Onu tanıyan herkes yas tutuyordu. Bizler bugün onurumuz ve şerefimizle yaşıyorsak; bunu Komutan Agit ve arkadaşlarına borçluyuz.
Hava soğuktu diye parkasını verdi
Bavê Hüseyin: Demokratik Birlik Partisi (PYD) yönetiminde ve Oldenburg ve Çevresi Şehit Aileleri Komisyonu'nda yer alıyorum. Özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren Hüseyin Ahmet Mesul'un (Sefkan) babasıyım.
Agit arkadaşı ve başka iki arkadaşı Suriye'den Türkiye'ye geçirmek için görevlendirilmiştim. Tabii ben Agit'i tanımıyordum. Bana sadece üç arkadaşı sınırdan geçirmem gerektiğini söylemişlerdi. Soğuk ve yağmurlu bir havada arkadaşlarla Dêrika Hemko'daki bir evde karşılaştık. Gizlilik gereği arkadaşların kim olduğunu sormadım.
Hiç unutmuyorum; Agit arkadaş hava soğuk olduğundan çıkarıp parkasını bana verdi. Tabii ben bunu kabul etmeyince de ısrar etti.
Halktan biriydi
O zamanlar ilişkiler kısıtlı olduğundan kaçakçılar vasıtasıyla geçişler yapılıyordu. Hasan adında bir kaçakçıyla anlaştık. Agit arkadaşın mütevaziliği yol boyunca beni çok etkiledi. Halktan herhangi biri gibi davranıyordu. Komutan Agit, yol boyunca bize mücadeleden bahsetti.
Sınırı geçmemiz için bir yere kadar traktörle gitmemiz gerekiyordu. Biz traktöre binerken kendisi binmeyi reddetti. Traktörün önünden giderek bize öncülük ediyordu. Kısa boylu ve tıknaz olmasına rağmen, çoğu zaman ona yetişemiyorduk. Mücadelenin hep önde gideniydi.
Sınırda vedalaşma zamanı gelmişti. Parkasını geri vermek istedim; yine kabul etmedi. "Bu da benim sana armağanım olsun" dedi ve devam etti: "Bu mücadele sayesinde bir gün gelecek bütün dünya bizi, Kürdistan davasını konuşacak."
Etkilemediği kimse yoktu
Komutan Agit'le geçirdiğim her saatin ayrı bir güzelliği vardı. Onun sayesinde ailece partiye katıldık. Etkilemediği kimse yoktu. Herkesi örgütlemeye ve ulusal mücadelenin bir neferi yapmaya çalışıyordu. İlerleyen yaşıma rağmen şehitlerimize verdiğim sözlerden dolayı bu mücadelenin halen bir neferiyim. Yaşadığım sürece de onların anılarına bağlı kalacağım.
M. ZAHİT EKİNCİ/HAMBURG
