Ortak tutum belgesi çıkacak

Haberleri —

Günlerdir hazırlıkları yapılan Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı, bugün Amed'deki Liluz Otel'de başlıyor. İnanç grupları, siyasi partiler ve kurumların yanı sıra kanaat önderleri, aydın ve sanatçıların katılacağı konferansın tarihi bir rolü olduğu gibi ele alınacak konuların ortaya koyacağı sonuçlar itibariyle de büyük bir anlam taşıyor. DİHA'ya konuşan konferans hazırlık komitesi üyesi ve DTK Daimi Meclis üyesi Fırat Alökmen, Kürdistan halkının statü isteğinin belirleneceği bir konferans olacağının altını çizdi. Alökmen, bu süreçte Kürtler açısından yeni bir mücadele hattının çizilmesinin söz konusu olduğunu belirterek, bu yeni mücadele hattıyla birlikte Öcalan'ın çağrısı üzerine Kürt halkının tüm dinamiklerinin ve etmenlerinin yeni döneme kendilerini hazırlamaları ve ortak bir tutum belirlemeleri noktasında konferansın düzenlenme kararı alındığını kaydetti. Alökmen, "Farklı kulvarlarda mücadele ediliyor ama ortak talepleri ve tutumları var. Ancak bu ortak tutumları birlik çerçevesine katıp belli bir mekanizmaya kavuşturmada eksiklikler söz konusuydu. Belli bir oranda bir çerçeve kazansa da henüz Kuzey parçası için ulusal birliğin tam anlamıyla gerçekleşmesinden bahsedemeyiz. Bu anlamda tüm Kürdi partilerin, oluşumların tespit ettiği bir ihtiyaçtı ve bu konferans bu çerçevede gelişti" diye konuştu.


Nasıl bir statü?

"Kuzey Kürdistan'a statü ve anayasal çözüm", "Kuzey Kürdistan toplumsal sorunları ve çözüm arayışları" ve "Kuzey Kürdistan'da ulusal birlik ve ortak tutum" ana başlıklarıyla toplanacak konferansın tarihi bir anlama sahip olduğunun altını çizen Alökmen, diğer konferanslardan da ayırt edici özelliklere sahip olduğunu kaydetti. Sadece delegasyonunun görüşlerini dile getirdiği, kendi politik tutumlarını ortaya koyacakları bir içerikle sınırlı olmadığını belirten Alökmen, "Kürdistan halkının nasıl bir toplumsal modelde, nasıl bir statüde yaşamak istediğinin belirleneceği bir konferanstır. Doğal olarak konferansın içeriği de bu özelliğiyle paralel bir şekilde oluşturuldu. Bu kapsamda konferansta öncelikli olarak konuşulacak konu statü olacak. Kürt sorununun çözümünden sürekli bahsediyoruz, ama temel dinamiklerinden birisi statü ise birisi de anayasal çözümdür. Ele alınacak bir diğer gündem maddesi ise, Kürdistan bir bütün olarak büyük bir tahribattan geçti. Bu tahribatın yol açtığı çeşitli toplumsal sorunlar var. Bu toplumsal sorunlara dair herkesin, her kesimin söylemek istediği bir sözü var. Yine Kürdistan'da Kürtlerle birlikte yaşayan etnik ve inanç grupları var. Bunların yaşadığı ciddi sorunlar var. Bu sorunlar da Kürdistan konferansının ayrılmaz bir parçası. Bu konferansla onlar da kendilerini ifade edecekler" dedi.

Yeni mekanizmalar

Konferansın en önemli gündeminin ise "ulusal birlik ve ortak tutum" olduğunu dile getiren Alökmen, şunları söyledi: "Nasıl bir birlik? Nasıl bir ortak bir tutum? Bu konferansta herkes görüşlerini dile getirerek, bu hattın nasıl ortak mücadeleye evriltebileceğinin tartışılacağı bir platform olacak. Bu çerçevede ciddi kararlaşmalara da gidilecek. Konferansın sonuç bildirgesi, aynı zamanda Kuzey Kürdistan'daki halkın bir tür ortak tutum belgesi olacak. Ortak tutumu ortaya koyan konferansın ortak iradesini temsil eden yeni süreçte, Kürtlerin taleplerini bir bütün olarak ulusal birlik çerçevesinde dile getirecek mekanizmalar da oluşacaktır."

Tüm dinamiklerin temsili

Hazırlık komisyonu olarak konferans çalışmalarının son aşamaya ulaştığını belirten Alökmen, "Çalışmalarımızı Kuzey Kürdistan halkının tüm dinamiklerinin bu konferansta kendi temsilini bulabilmesi noktasında yürüttük. Sadece isim olacak bir konferans değil de Kuzey Kürdistan'daki her kesimi ifade eden bir konferans olacak. Bu anlamda farklı inançlardan siyasi partilere, STK'lardan kanaat önderlerine kadar birçok çevreden delegeler katılıyor. Konferans bir bütün olarak K. Kürdistan'ın resmi olacak.  200'ün üzerinde delege katılacak" dedi.

HAK-PAR ve HÜDA-PAR

Konferansta yer almayan oluşumların da olduğunu belirten Alökmen, "HAK-PAR'ın da katılımını önemli buluyorduk. Bu temelde kendilerine davet gitti ve katılmaları istendi. Kendilerinin cevabı bu konferansı sonbaharda yapmaya yönelikti. Ancak süreç itibariyle bu sonbaharda gerçekleştirilecek bir konferans değildi. Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Bu konferansın aciliyeti aynı zamanda tarihiyle de ilgili. Konferansta olmalarını isterdik ama kendi iradelerini müdahale etme gibi bir şansımız da yok. HÜDA-PAR da gündeme gelen bir başka oluşum ama kendileri daha bu süreç başlar başlamaz bu tür bir konferansta yer almayacaklarını ifade ettiler" diye konuştu.
Konferansın ortaya koyabileceği sonuçlara dikkat çeken Alökmen, şunları ifade etti: "Biz nasıl bir mekanizma ile bir arada olabileceğiz. Bunu bu konferanstan çıkarmak istiyoruz. Yoksa Kürtlerin talepleri bilinmedik talepler değil. İlk defa ifade edilemeyecek. Diyelim ki anadil sorunu, statü meselesi, örgütlenme özgürlüğü halk tarafından veya kamuoyu tarafından bilinmeyen şeyler değil. Evet, belli bir çerçevede ortaklaşacağız ama mesele bu talepler üzerinden nasıl bir örgütlenme, mücadele hattı kuracağımızdır. Bu da konferansın sonucunda ortaya çıkacaktır."


HAYRİ DEMİR/DİHA/AMED

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.