Qazi Muhammed’in vasiyeti

Haberleri —

‘’Kürdistan Cumhuriyeti 22 Ocak 1946 tarihinde Mahabad’ta Çarçıra Meydanın’da yapılan törenle ilan edildi. Hükümet konağının önündeki göndere

Kürt Cumhuriyetinin bayrağı çekildi. Ey Raqip okundu. Daha sonra Barzani, Hacı Ağaye Muhtedi ve diğer siyasiler  konuşma yapar.’’

Yusuf Serhat FAİK

Kürdistan tarihine damgasını vuran önderlerden biri de şüphesiz ki Kadi Qazi Muhammed’dir. Kendisine bazıları aile ismi ile Kadi Muhammed, bazıları ismini öne çıkararak Qazi Muhammed, kimileride önderliğini öne çıkararak ona Peşewar Qzi Muhammed demişlerdir.

Qazi Muhammed 1 Mayıs 1893 yılında Doğu Kurdistan’ın Mahabad şehrinde dünyaya gelmiştir. Annesi Fadlullah Begi aşiretinden olup babası ise ailenin en ünlü siması olan Kadı Ali’dir. Mahabad’ta aşiretler yoktu. Bunun yanında zenginliği, diğer aile ve aşiretlerle olan akrabalığı, bulunduğu mevki göz önüne alınan aileler vardı.

Qazi Muhammed çocuk yaşta iken “Qutapxane” denilen din okulunda okumaya başlamış, ancak asıl eğitimini babasından almıştır. Archi Roosvelt’te göre Qazi Muhammed kısa boylu elli yaşlarında, seyrek sakallı, askeri üniforma giyerdi. Bütün halkların ve devletlerin durumunu yakında izlerdi. Ana dili olan Kürtçe’nin yanında Rusça, İngilizce, Fransızca, Arapça, Farsça ve Azerice bilirdi. Qazi Muhammed babası yaşarken Mahabad Vakıflar Dairesi Müdürlüğünde bulunuyordu. Babası ölünce Kadı’lık görevine atandı. Verdiği kararlara muhalefet edilmezdi. Kadı olduktan sonra çevresi ve şöhreti arttı. Mina Hatun’la evlendi. Bu evliliğinden bir oğlu ve yedi kızı oldu. Onun din adamı oluşu ve dinsel görevi siyasal ve sosyal alanda ileri ilişkiler kurmasına mani değildi. İnatçı, otoriter ve güçlü bir kişiliğe sahipti. Onun bu inatçı ve otoriter kişiliği onun “Komala Jiyaneweyê Kurdistan” örgütüne girerken demokratik yöntemler ve merkez komite tarafından kolektif yönetilen örgüt mensuplarının bazılarının muhalefetine neden olmuştu.

1944 yılının Ekim ayında Ahmed İlahi’nin evine çağrıldı. Evde Komala üyesi 24 üye hazır bulunuyordu. Komala gizlilik prensiplerine çok bağlı bir örgüttü. Bu nedenle kendisi ile görüşmeye Kadir Kadirî ve Kadir Müderisî görevlendirildi. Bu iki üye tarafından yapılan örgüte girme teklifini Qazi Muhammed tereddüt etmeden kabul etti. Bundan sonra örgütün peşewası ve sözcüsü konumuna geldi. Archi Roosvelt ise aksini söyleyerek Qazi Muhammed’in örgüte girmek için bizzat kendisinin bir temsilci gönderdiğini ve bazı üyelerin Qazi Muhammed’in yukarıda belirttiğim özellikleri dolayısı ile örgütün demokratik yapısını bozacağında karşı çıktıklarını söylüyor. “Komala Jiyaneweye Kurdistan” örgütü Azerbaycan Komünist Partisi Başkanı Bakırof’la 1945 yılının Eylül ayında yaptığı görüşmeden sonra “Kürdistan Demokrat Partisi” olarak örgütlenmek için hazırlıklarına başladı. 1945 yılının Ekim ayının 15’inde Kürdistan Demokrat Partisi kuruldu. Qazi Muhammed Sovyetler Birliği’ne güveniyordu. Onun bu güveni Sovyetler Birliği’nden başkalarını görmemeye yöneltti Sovyetler Birliği ise söz verdiği yardımların çok az bir kısmını karşıladı. Bir matbaa, bir radyo ve 1200 hafif silahtan başka söz verdiği gibi Mahabad Kürt ordusunu ağır silahlarla donatmadı. Kürdistan Demokrat Partisi liderliğine Qazi Muhammed seçildi.

   

Bu arada Azerbaycan gezisinden kısa bir süre sonra M. Mıstefa Barzani peşmergeleri ile birlikte Mahabad’ın emrine girdi.

Qazi Muhammed’in sevgili eşi Mina Hatun Qazi Muhammed için şunları söylüyor; “Qazi Muhammed büyük bir insandı. Kültürlü ve alimdi. Cesur ve kahramandı. Çok zekiydi. Kürdistan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olmadan önce “Kadı” yani hakimlik yapıyordu. Halk onun sözlerine çok itibar ediyor ve her konuda kendisine danışıyordu. Kararları isabetliydi, halk tarafından çok seviliyordu. Beni bir arkadaş gibi görür ve “mahbubem” sevdiğim diye hitap ederdi. Kendisine 6’sı kız yedi çocuk verdim. Kız ve oğlan çocuklarının arasında ayrım yaptı. Dindar biri idi. Kürt ağa ve aşiret reisleri birden fazla evlilik yaptıkları halde o tek evliliği savunurdu, benden başkası ile evlenmedi. Kadınlara çok önem verirdi. Hukukta kadın-erkek eşitliğini savunurdu. Her konuda bana danışırdı. Bana ‘asla kendini benim malım gibi görme. Ben seni bir arkadaş gibi görüyorum. Senin görüşlerin benim için önemlidir’ diyordu.

Pêşewa Kadı dünyada meydana gelen siyasal, politik olayları hep ilgi ile izlerdi.

Kütüphanesi Kürtler arasında çok ünlü idi. O idam edilince kitaplarını kızıma bıraktım. Çoğunluğu kayboldu. Bakü seyahatından Kürt cumhuriyeti Baba Şeyh ile birlikte döndüklerinde Baba Şeyh kendisine ‘Korkmalarını sağlamak için bazılarının üzerinde baskı uygulamak gerekir’ dediğinde ona ‘Şunu bilmek gerekir ki öldürmekle, baskı yapmakla hiç bir sorun çözülmez. Biz vatanımıza uzun süre hizmet etmek istiyorsak bunu hoşgörü ile halkımızı ikna ederek sağlamalıyız. Baskı yaparak, korkutarak değil’ dedi.

Kürt Cumhuriyeti kurulduğunda eve neşeli olarak döndü bana dedi ki, ‘Artık sende bir şeyler yapmalısın’, bende gülerek ‘ben okur-yazar bile değilim’ dedim. Bana ‘Kürt kadınlarıda artık düşüncelerini değiştirmeliler. Sende benim eşim olarak ‘Mahabad Kürt Kadınlar Birliğini’ kur. Onları mücadeleye katılmaya uğraş. Altın ve gümüşlerini Kürt kadınlarının cehaleti yenmesi, okuryazar olmaları için harca’’ dedi.

Mina Hatun bu sözler üzerine altın ve gümüşlerini cumhuriyete bağışlar. Mahabad Kürt Kadınlar Birliğini kurar ve okuma seferberliği başlatır. Kendiside bu seferberliğin mütevazi bie öğrencisidir. Mina Hatun’un kızlarından birisi olan İsmet Kürdistan Demokrat Partisi saflarında uzun yıllar çalışır. Ele geçirileceğini anlayınca zehir içerek yaşamına son verir. Bir diğer kızı Pervin Almanya’da bir direniş sırasında (Gelawej), bir diğer kızı Efat ise 1990 yılında İsveç’te eşine İran rejimi tarafından gönderilen bombalı mektubu açtığı zaman şehit oldu. Dört kızı ve oğlu Ali Qazi halen hayattalar. Kızlarından ikisi Almanya’da ikisi de Kürdistan’ın doğusunda yaşamaktadır.

Cumhuriyetin yıkılışı

Kürdistan Cumhuriyeti 22 Ocak 1946 tarihinde Mahabad’ta Çarçıra Meydanın’da yapılan törenle ilan edildi.

Hükümet konağının önündeki göndere Kürdsitan Cumhuriyeti’nin bayrağı çekildi. Kürt Milli Marşı Ey Raqip okundu. Daha sonra M. Mıstefa Barzani, Hacı Ağaye Muhtedi ve diğer siyasi kişiler konuşma yapar. Törene Güney Kürdistan’dan Mustafa Xoşnav, İzzet Abdulaziz (Her ikiside Irak rejimi tarafından idam edildiler), Mir Hac, Günay Batı Kürdistan’dan Kadri Cemil Paşa, Kuzey Kurdistan’dan bir zat, İhsan Nuri Paşa gözetim altında bulunduğundan İran devleti izin vermediğinden hazır bulunamıyor. Kürdistan Cumhuriyeti’nin ömrü 11 ay sürüyor. Bu süre içerisinde hiçbir devlet tarafından tanınmıyor. Sovyetler Birliği ise vaat ettiği yardımı yapmıyor.  2. Paylaşım Savaşı’nın bitmesinden sonra 1941 yılında İran’ın İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından işgali sırasında yapılan anlaşma gereğince Sovyet birliklerinin İran’dan çekilmesi gerekiyordu. İngiltere BM nezdinde SSCB verdiği notada İran’ı altı ay içerisinde terk etmesini istedi. SSCB Dışişleri Bakanı Andreyeviç Gromiko bu süreyi beklemeden SSCB askerlerinin altı hafta içerisinde çekileceğini açıkladı. Sovyet askeri gücü geri çekilince hem Azerbaycan Cumhuriyeti, hem de Kürt Cumhuriyeti İran ordusu ile karşı karşıya kaldı. İngiltere ve ABD’den İran ordusuna destek yapılmasına karşın daha önce söz vermesine karşın SSCB Kürt Cumhuriyeti’ne gerekli lojistik desteği vermedi. Petrolden alacağı sus payı karşılığında desteğini geri çekti

13 Aralık günü Azerbaycan Cumhuriyeti İran ordusunun Tebrize girmesi ile düştü.

ABD Büyükelçisi George V. Allen 27 Kasım 1947 günü şu açıklamayı yapar: “Birleşik devletlerin bilinen siyaseti İran devletinin egemenliğini ve sınırlarının korunmasını gerektirmektedir. Bu nedenle İran hükümetinin egemenliğinde olmayan bölgelere seçimler nedeniyle kuvvet göndereceği açıklaması makuldur.” Azerbaycan’ın düşüşünden önce Qazi Muhammed milletvekili olan kardeşi Sadri Qazi’yi İran hükümeti ile görüşmeye göndermişti.

17 Aralık 1947 günü Kürdistan Cumhuriyetide İran ordusunu denetimine girmişti. Qazi Muhammed, Başbakanı Baba Şeyh Mahabad’ın 13 kilometre ötesinde Koytepe’de İran ordusunun Genelkurmay Başkanı Hümayunu karşılamak üzere yola çıkmışlardı. 16 Aralık 1947 günü ise Qazi muhammed ile M.Mıstafa arasında peşmerge Muhammed Mergesori’nin tanık olduğu bir tartışma geçiyor. Barzani Qazi Muhammed’in odasına girdiğinde Qazi Muhammed sandalyesinde oturuyordu:

Barzani, ‘’Kararınıza teessüf ederim, ben çok üzgünüm, durumu gözden geçirerek kararınızı değiştirmenizi rica ediyorum. En doğru karar savaş konseyinin aldığı İran ordusu ile savaşmak kararıdır. İyi biliyorum ki teslim olmanız halinde sizi idam edecekler. Eğer Şah’ın sözüne inanıyorsan hata yapıyorsun ona inanma (tarihin garip cilvesi yada Ortadoğu’nun jeopolitik yapısı 1970 lerde M.Mıstefa’da İran Şahı ile anlaşarak hem ABD’den İran üzeri yardım almış, hem de İran’ın ağır topları savaşa dahil olmuştu. 5 Mart 1975 Cezayir Anlaşması sonrası hem ABD’nin yardımı, hem de İran topları geri çekilerek Kürt harekatı onbeş gün içerisinde geçici olarak sona erdi.)

Qazi Muhammed, ‘’Evet biliyorum doğru söylüyorsun, ama artık çok geç. Kardeşim Sadır Tahran’da ve İran hükümetinden benim için af sözü aldı. Ayrıca kimseye zarar gelmemesi için Sefi Kadı’da İran ordusuna kararımızı bildirmek üzere gitti. Biliyorum ben yalnızım ve hiç kimsem yok.

Barzani, ‘’Bizimle birleşikte kal.. Biz Barzaniler olarak tek ferdimiz kalıncaya kadar sana hizmet ederiz. Bir damla kanımız kalıncaya kadar seni koruruz. Sen herhangi bir kişi değilsin. Bir halkın önderisin. Eğer bizimle birlikte kalırsan dünya halkları Kürt halkının önderini koruduğunu öğrenir. Biz İran ordusuna vurmak için Allah’ın izni ile uygun bir fırsat kollarız. Eğer ölürsen senin kemiklerini saklarız.’’

Qazi Muhammed, ‘’Kürt halkının kazanmasını ve istemlerinin senin komutanda elde edilmesini diliyorum. Allah’a and ederek senin Kürdistan’ın kurtuluşu için savaş vermeni istiyorum. Mahabad’tan ayrılmanı istiyorum’’ der.

Barzani, ‘’Ben Mahabad’ı sonuna kadar savunurdum. Ama sivil halkın ölümüne neden olmamak için önerine uyarak burdan ayrılacağım. Sonra Kadı Muhammed bazı madalya ve armağanlarla Mahabad bayrağını bir kumaşa sararak Barzani’ye teslim eder ve şöyle der: ‘’Alın bunları size emanet olarak veriyorum.’’

Daha sonra Barzani’ye eşlik eden savaşçıların eski silahlarının yenisi ile değiştirilmesini emreder. Üzgün bir durumda Barzani’ye uzun uzun sarıldı. (Barzani’nin tarihi geçmişinden 1945-1958 Sovyetler Birliğine uzun yürüyüş. Sh:12-!3)

Yarın:

Qazi Muhammed ve kırkbeş arkadaşının yargılanması

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.