ŞAH MAT

Haberleri —

Türkiye, tarihinin en gözü kara rejimine tanıklık ediyor. En kritik sürecini yaşıyor. En olağanüstü seçimini gördü. Ve tüm bu “en”ler başta Kürtler olmak üzere bütün demokrasi ve özgürlük güçlerinin ödedikleri bedeller temelinde; kanlı, kirli ve kaos güçlerinin istediği gibi değil, demokrasi eşitlik ve özgürlük yanlılarının hedeflediği gibi aydınlık bir sürece yol açıyor.

Öngörü, dikkat, sabır ve tutarlılık bir satranç oyuncusunun olmazsa olmaz özellikleri olarak kabul edilir ve politika bir satranç oyununa da benzetilir. Erdoğan ve AKP’nin Kürt sorunu ve Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye amacıyla, Önder Öcalan’ın ise Kürt sorununu Türkiye’nin demokratikleştirilmesi ve halklarımızın özgür eşit birlikte yaşamı temelinde çözme amacıyla başlattığı çözüm sürecini bir satranç oyununa benzetebiliriz.

Bu oyunda Erdoğan ve AKP’nin yaptığı hamleler tutmamış, Kürt Özgürlük Hareketi’ni zayıflatma, sınırlandırma ve etkisizleştirme amaçlı tüm hamleleri ya boşa çıkarılmış ya da tersi sonuçlar verdi.

Türkiye ve Kürdistan kamuoyu Erdoğan ve AKP’nin bu süreci Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye amacıyla ele almasına itibar etmedi, halklarımıza kan kaybettiren bu sorunun demokratik ve siyasi yöntemlerle gerçekleştirilecek adil çözümüne değer verdi, bu konuda Önder Öcalan’ın samimi, gerçekçi, uygulanabilir görüşlerini ve önerilerini sahiplendi. Bunu hem örgütlenmesine, hem eylemine, hem söylemine yansıttı. 

Basının dili değişti, siyasete canlılık geldi, aydınlar-sanatçılar-akademisyenler halkla birlikte süreci sahiplendi, toplumun demokratik dinamizmi harekete geçti. Demokratik kamuoyu, Önder Öcalan’ın yaptığı hamlelerin gerçekçiliği, samimiliği ve çözümleyiciliği ile Erdoğan ve AKP’nin yalancı, ikiyüzlü, çözümsüzlüğü derinleştirmekten başka bir sonuca götürmeyecek hamlelerini kıyaslayarak tercihini Önder Öcalan’ın barış ve demokrasi projesinden yana yaptı. Çözüm sürecine destek çığ gibi arttı, toplumda güvenli, iyimser ve umutlu bir yaklaşım hakim oldu. 

Bu hava hızla HDP’de yansımasını buldu, HDP halklarımızın barış, demokrasi, eşitlik, adalet ve çözüm taleplerinin ve arayışlarının buluştuğu bir odağa dönüştü. Yaptığı siyaset, sergilediği üslup, sunduğu programla, kadroları ve yapılanmasıyla halklarımızın umudu haline geldi. Çözüme dönük, iyimser, umutlu, inançlı iklimin siyasal bir harekete dönüşmesinde Önder Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi belirleyici rol oynadı. Bu iklimin teminatı ve güvencesi oldular. Seçim sürecine Türkiye bu iklimde girdi. 

Erdoğan ve AKP’nin hamleleri sonuç almadı, Önder Öcalan ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne komplo, yalan ve hile ile tuzak kuran Erdoğan ve AKP ava giderken avlandı. Milliyetçilik ve tekçilik, inkarcılık ve despotizm, merkeziyetçilik ve sultanlık hevesleri toplumda karşılığını bulmadı. Toplum yüzünü ve yönünü AKP ve Erdoğan’a değil; HDP’de temsilini bulan barış-kardeşlik-demokrasi ve adalet projesine döndü.

İşte Erdoğan’ı çıldırtan bu oldu. Müzakere masasını devirmesi, Kürt sorununu yeniden inkar noktasına gelmesi, Ergenekoncu generallerle flörte başlaması, saldırgan bir dil ve söyleme yönelmesi, cumhurbaşkanı değil, AKP genel başkanı ve başbakan gibi meydanlara inmesi, HPD’yi hedef göstermesi, ağzından zehirler saçması, önüne geleni tehdit etmesi, gözü yaşlı analara, gazetecilere, siyasetçilere, kadınlara hakaret etmesi böyle başlamıştır.

Anket sonuçları çözüm sürecine desteği ve AKP’deki erimeyi gösterdikçe, HDP halklarımızın demokratik seçeneği olarak yükseldikçe AKP’nin bu saldırganlığı boyutlandı. HDP açıktan hedef gösterildi. Erdoğan ve AKP’nin talimatıyla HDP’ye saldırılar, linç girişimleri, kundaklamalar, bombalamalar başladı. Örgütlü AKP çeteleri polis desteğinde harekete geçirildi. Bu saldırıların demokrasi güçlerini yıldırması-korkutması-HDP’ye desteği kesmesi şurda kalsın, artırdığı görüldükçe saldırıların ve yönelimlerin de dozajı arttı. 

Ağrı-Diyadin provokasyonu, Mersin ve Adana bombalamaları, Bingöl ve Erzurum saldırıları, gerilla alanlarına dönük operasyon ve tahrik girişimleriyle tırmandırılan süreç, Amed katliamı ile büyük bir infiale dönüştürülmek istendi. Halkın acılı ve infial halinde kontrolsüz ve provokasyona açık protestoları gerekçe yapılarak kanlı-katliamlı bir kaos ortamı amaçlandı. Yoğun tutuklamalar, OHAL ve sıkıyönetim de dahil çeşitli yöntemlerle seçimlerin asker-polis-JİTEM ve kontra güçlerin denetimine alınması planlanmıştır. Zaten şaibeli olan seçim ortamı, havası tam denetim altına alınmak istenmiştir.

Ancak evdeki hesap bir kez daha çarşıya uymamış, Kürt halkı ve onun örgütlü güçleri bir kez daha Erdoğan ve AKP’nin kanlı ve kirli oyununu boşa çıkardı. Amed halkı provokasyona geçit vermedi, sağduyulu, politik ve neler olduğunun farkında olarak, çok güçlü bir tutum ortaya koydu. AKP’nin polisi-JİTEM’i, MİT’i, kontrası ve çetesi bekledikleri ortamı bulamadı ve esas bomba ellerinde patlamıştır.

Erdoğan ve AKP, yaptığı hamleler boşa çıkınca ve yenileceğini anlayınca kudurgun ve vahşi bir biçimde masayı devirmeye ve oyunu bozmaya çalışıyor. Seçimi böylesi bir ortamda karambole getirmeyi ve HDP’yi barajın altına itecek bir sonuca ulaşmayı amaçlıyor. Ama tutmadı ve tutmayacak. Halklarımız Erdoğan ve AKP’nin kirli-kanlı yöntemlerle satranç tahtasını devirmesine müsaade etmeyecek. 

Halklarımız Erdoğan ve AKP’ye ŞAH çekmiştir. Sandıktaki sonuç her halukarda AKP için yenigidir, MAT’tır. Halk “şah”a, hayatının matını yaşatacak!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.