Seyid Rıza anılıyor

Haberleri —

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Seyid Rıza ve 5 arkadaşının idam edilişlerinin yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Seyid Rıza’nın idam edilmeden önce ifade ettiği, “Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun” sözleri paylaşılarak “Seyid Rıza’yı ve onurlu direnişini saygıyla anıyoruz” denildi.

 Açıklamada şöyle denildi: “Dersim halkının, Alevi ve Kürt toplumunun maruz kaldığı tarihsel katliama, baskı, inkâr ve asimilasyon uygulamalarına karşı direnişin, umudun ve mücadele kararlılığının timsali olan Seyid Rıza ve geleneği, 80 sene sonra da haksızlığa karşı mücadelede yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Seyid Rıza, idamların, katliamların, inkâr ve baskının, direnişi ve mücadele azmini yok edemediğinin en önemli örneklerindendir.


Mezarı bugün de saklanıyor

Seyid Rıza’nın mezarı bugün de ailesinden ve Alevi Kürt halkından saklanıyor. Bugün de ‘mezarsızlık’ politikalarının bir devamı olan ‘gömme’ ve ‘yas’ gibi insani ritüellerden mahrum bırakılıyor. Dersim Katliamı, hala bu ülkenin karanlık tarihinin aydınlatılmamış ve yüzleşilmemiş bir sayfası olarak duruyor. Türkiye toplumu bu karanlık tarihle, katliamlarla, yaşatılan zulümlerle mutlaka yüzleşmeli ve hesaplaşmayı başarabilmelidir. Hakikatlerin ortaya çıkarılması, adaletin sağlanması ve acıların paylaşılması ortak, demokratik ve eşit bir geleceğin mayası olabilir, birlikte yaşam ancak böyle gelişebilir. 

 Devletin zulmüne boyun eğmeyerek zalimlere dert olan, ölüme korkusuzca yürüyen Seyid Rıza ve arkadaşlarını, idam edilişlerinin 80’inci yılında minnetle anıyor, anıları ve mücadeleleri önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.” 

 

Soru önergesi verildi

HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, Seyid Rıza ve arkadaşlarının idamına ilişkin Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle dün yazılı soru önergesi verdi.

Önlü, önergesinde öncelikle tarihsel hatırlatmayı yaptı: 

* Dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, 18 Eylül 1930’da Başbakanlığa sunduğu Dersim raporunda, bir an önce Dersim’e 'askeri harekât' düzenlenmesi gerektiğini belirtmiş ve en önemli gerekçe olarak da halkın Kürtçe konuşması ve Kürt dilinin bölgede yayılma eğilimi olarak gösterilmiştir.

* 14 Haziran 1934’te Tunceli İskân Kanunu çıkarılmış ve kanunla nüfusun nakli istenmiştir.

* 25 Aralık 1935’te çıkarılan Tunceli Kanunu ile de Dersim’in adı Tunceli olarak değiştirilmiştir. 

* Yürürlüğe giren Tunceli Kanunu akabinde 1. Umumi Müfettişlik bölgesi kapsamında bulunan Elazığ, Dersim, Erzincan ve Bingöl’ü kapsayan, Elazığ merkezli 4. Umumi Müfettişlik kurulmuş olup Tunceli Kanunu Genel Müfettişi de olan Vali ve Komutanlara, kişileri yakalama, sürgün ettirme, yargılama, idam kararı verme gibi hukuk dışı geniş yetkiler verilmiştir.

* 5 Eylül 1937’de Erzincan Valisiyle görüşmek üzere Erzincan’a giden Seyid Rıza, Muti Köprü’nde esir alınır. Seyid Rıza önce Erzincan’a, oradan Elazığ’a götürülür ve Elazığ’da kurulan İstiklal Mahkemesi’nde, Dersimli diğer esirle birlikte 'Dersim’i isyana teşvikten ve bu isyana katılmak’tan yargılanır. Sözde kurulan bu mahkemede Seyid Rıza ve arkadaşlarına savunma hakkı verilmez. 

* 15 Kasım 1937’de Seyid Rıza’nın yaşı küçültülerek, 17 yaşındaki oğlunun yaşı ise büyütülerek 5 yoldaşı ile beraber idam edilirler.


Yanıtı istenen sorular

HDP'li Önlü, Başbakan Yıldırım'dan şu sorularına yanıt istedi:

* Dersim önderlerinden Seyid Rıza, oğlu ve arkadaşlarının mezar yerleri nerededir?

* Dersim’de isyan ettiği iddiasıyla tutuklanan 58 kişiden 7’si idama çarptırılırken, diğer 51 kişinin akıbeti ne olmuştur? Bu kişilerin kimlik bilgileri devlet arşivlerinde mevcut mudur?

* 1937- 38 Dersim Katliamı’nda ne kadar yurttaşımız yaşamını yitirmiştir?

* 1937-38 katliamında yerinden zorla göç ettirenler kimlerdir, nereye yollanmış, sürgün ettirilenlerden ne kadarı geri gelmiş ve ne kadarı sürüldükleri yerlerde kalmışlardır?

* 1937-38 katliamında ailelerinden zorla kopartılarak Türk ailelerine evlatlık olarak verilen “Dersim’in kayıp kızlarının” kimlik bilgileri devlet arşivlerinde mevcut mudur? Mevcutsa kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musunuz?

* Dersimlilere katliamı anımsatan “Tunceli” adını değiştirerek 'Dersim' adının iadesini düşünüyor musunuz, düşünüyorsanız bu konuda bir çalışmanız var mıdır?

* İhsan Sabri Çağlayangil, medyaya yansıyan röportajında 1937-38 katliamında, Dersim’de kimyasal gaz kullanıldığını itiraf etmiştir. Bu itiraf doğrultusunda kimyasal gaz kullanıldığı doğru mudur? Bu gazlar Türkiye’de mi üretilmiş, yoksa başka bir devletten mi temin edilmiştir?

* Dersim Katliamı ile ilgili devlet arşivlerinde bulunan ve üzerinde gizlilik kararı konulan belgeleri kamuoyuna açmayı düşünüyor muşunu?


Meclis Araştırması talebi

HDP Grup Başkanvekilleri Ahmet Yıldırım ile Filiz Kerestecioğlu da Seyid Rıza, Seîdê Nûrsî (Kurdî) ve Şêx Seîd ile arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti ve ailelerine iade edilmesi amacıyla Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu.

Önergenin gerekçesinde, mezarların saklanması, cenazelerin toplu gömülmesi ve gizlice defnedilen bazı insanların defin yerinin gizlenmesinin otoriter rejimlerde bir gelenek olduğu belirtilerek, “Mezarsızlık politikaları, dünya tarihinde demokratik olmayan birçok iktidar tarafından devreye konulmaktadır. Toplumun ileri gelenlerine yönelik uygulanan mezarsızlık politikaları ile cezalandırılmaya çalışılan toplum, demokratik yaşam talebinde mezarsızlık politikalarına karşı muhalefet etmeyi esas haline getirmektedir. Bugün Türkiye’de halklarımızın karşı karşıya bulunduğu durum, tam da böylesi bir sürece işaret etmektedir” denildi.

 

Mezarsızlık politikası iflas etti

Gerekçede, şunlar belirtildi: “20. yüzyıldan günümüze Türkiye’de vuku bulan birçok hadise Türkiye’de uygulanan mezarsız bırakma politikalarına örnek olarak verilebilir. Seyid Rıza, Şêx Seîd, Seîdê Nûrsî (Kurdî) ve arkadaşları mezarları gizlenen ve toplumda bilinilirliği yüksek tarihi şahsiyetlerden bazılarıdır. Bu bağlamda bundan tam 80 yıl önce Seyid Rıza yaşı küçültülerek, oğlu Resik Huseyn de yaşı büyütülerek idam edildi. Sonrasında ise naaşları yakınları ve toplumdan saklanarak defnedildi, aradan 80 yıl geçmesine rağmen mezar yerleri ailelerine, halklarımıza ve kamuoyuna açıklanmamıştır. 1937-38 Dersim Tertelesi’nin devamı şeklinde sürdürülen bu politika günümüze kadar devam etmektedir. Bu bağlamda mezarsızlık politikalarına karşı, söz konusu idam edilen merhumların mezar yerlerinin tespiti ve sevenlerine iade edilmesine dair büyük bir toplumsal talep söz konusudur. Bu talebin varlığı bile mezarsızlık politikalarının iflas ettiğini ve sürdürmenin imkânsızlığı ile anlamsızlığını ortaya koymaktadır. Bu kapsamda Seyid Rıza, Seîdê Kurdî ve Şêx Seîd ile arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti ve iade edilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.” 

ANKARA

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.