Sınır tanımayan bir kent: SERÊKANİYÊ

Haberleri —

Soykırımın eşiğinden ÖZERKLİÐE bir özgürlük serüveni - 5

Suriye rejiminin işgali altında bulunan 3 milyon Kürdün direnişi, artık yeni bir boyuta gelmiştir. Bölgede konuştuğumuz halk, Kürt siyasi partilerin Hewlêr Antlaşması ile birlikte hareket etmesi ve Meclislerde buluşmasını "Rojava’da Kürt Devrimi" olarak niteliyor. Dünya son iki yılda 'Arap Baharı' olarak adlandırılan, Tunus ile başlayarak domino etkisi yaratan "diktatörlerin" yıkılışına tanıklık etti. Mart 2011'de olayların Suriye'de sıçramasıyla birlikte, Kürtlerin mücadelesi yeni bir boyut kazandı. Bu yazı dizimizde, Suriye'de dilleri, kültürleri ve ulusal kimlikleri yasaklanmış ve bunlardan 400 binine kimlik dahi verilmeyen, kendi anavatanında mülteci gibi yaşayan, 'Arap Baharı’nı Kürt devrimine dönüştüren bir halkın öyküsünü yazmaya çalıştık.

Cizîr bölgesinin batı noktası Serêkaniyê

Kürdistan'ın Rojava bölgesinde yer alan birçok şehri, kasabayı okurlarımıza aktardık. Bugün de 'sınıra' yakın Serêkaniyê ve Tiltemer kentlerindeki gözlemlerimizi aktaracağız. Cizîr bölgesinin en batısında yer alan ve Araplaştırma politikaları ile ismi Reseleyn diye değiştirilen Serêkaniyê, 1970'li yıllarda yürütülen 'Arap Kuşağı' politikasıyla neredeyse Arap köyleri ile kuşatılmış. Kente bağlı 66 köyün sadece 20'si Kürtlerin. Tek Êzîdî köyü olan ve sadece 6 ailenin bulunduğu Şêran'a da Esad ailesinin ismi verilmiş ve Esadiye olarak değiştirilmiş. Tiltemer'in nüfusu ise kasabaya yerleştirilen Araplarla altüst olmuş.
Kürt bölgelerinin isimlerinin Araplaştırılması sırasında ismi Reseleyn diye değiştirilen Serêkaniyê Baas rejiminin en fazla yöneldiği ve Arap yerleştirdiği yerlerin başında geliyor. Serêkaniyê Türkiye ve Suriye sınırında Ceylanpınar ile sadece sınır telleri ile ayrılan bir kent. Hasekîye 85 kilometre uzaklıkta. Serêkaniyê'nin tarihi milattan önceye Mitanilere dayanıyor. Romalılar döneminde buranın ismi Resaina idi. Hatta bu isim birçok para ve belgenin üzerinde de görülmüş. 6. yüzyılın sonunda iki kez bu kent yerle bir edilmiş. 1878 yılında yeniden inşa edilen kent 1. Dünya Savaşı ardından Türkiye ile Suriye arasında sınırlar çizilince ikiye bölünmüş.

Bayramlar için bir sınır kapısı da var

Türkleştirme politikaları çerçevesinde Türkiye tarafında kalan bölüme Ceylanpınar, Araplaştırma politikaları çerçevesinde Suriye tarafında kalan bölüme ise Reseleyn ismi verilmiş. Ancak her iki taraftaki isim de sadece resmi düzeyde kalmış. Çünkü ne "Reseleyn"deki yurttaşlar ne de "Ceylanpınarlılar" buraları devlerin verdiği isimle anıyor. Her iki tarafın Kürtleri de bulundukları kenti Serêkaniyê diye biliyor. Serêkaniyê'de Türkiye ve Suriye arasında kurulu bulunan bir sınır kapısı da bulunuyor. Ancak bu kapı sadece bayram ziyaretleri için kullanılıyordu.
Dirbesiyê'den Serêkaniyê'ye kadar ki yolda yer yer 50 metreye düşen sınır hattı boyunca yoğun Arap köylerini görmek mümkün. Cizîrê bölgesinin en batısında yer alan ve Türkiye tarafında yer alan Ceylanpınar (Serêkaniyê) ile iç içe olan kentin etrafında yoğun pamuk tarlalarını görmek mümkün. Genellikle Mexmûrî diye adlandırılan Araplar 1973-74 yıllarında buraya yerleştirilmiş.

Bölgeye 46 Arap köyü yerleştirilmiş

Esad ailesinin isminin verildiği; ancak halk arasında Şêran olarak bilinen Esadiye Köyü'nde ise Êzîdîler yaşıyor. Ancak gördükleri baskılar sonucu, köyün neredeyse tamamı Avrupa'ya göç etmiş. Şu sıralar sadece 6 aile yaşıyor bu köyde.
Yine kente bağlı 66 köyden yaklaşık 20'sinde Kürtler yaşıyor. Diğer köylerin tamamı Baas rejimi tarafından bölgeye yerleştirilen Araplardan oluşuyor. Kürtlerin yaşadığı köyler arasında Nedas, Dawidî, Dawidiya Mele Selman, Dîbê, Gundê Guran, Semad, Abdulselamê, Lezga, Xerbit ve Xezal da bulunuyor. Serêkaniyê'de genellikle pamuk, mısır ve buğday ekiliyor.

Mart'ta Halk Meclisi kurulmuş
Serêkaniyê'de birçok yerde kesk û sor û zer bayraklarını görmek mümkün. Yüksek yerlere de bu flamalar asılmış. Ancak Amudê, Dirbesiyê ve diğer kentler gibi sivil asayiş güçlerine ait kontrol noktaları henüz kurulmuş değil. 6 Mart 2012'de Serêkaniyê Halk Meclisi kuruluşunu ilan etmiş. Meclis Başkanlığına Abid Xelîl başkan yardımcılıklarına ise 2 kadın seçilmiş.
Tıpkı diğer kentlerde olduğu gibi burada da yaşanan bütün sorunlarla ilgilenilmesi için asayiş, ekonomi, sosyal alan, siyasal alan gibi bir çok dalda 17 komite oluşturulmuş.

Kentte 'Kardeşlik Konferansı' yapılmış

Meclis Başkanı Xelîl, Serêkaniyê'nin yer altı su kaynakları bakımından zengin bir bölge olduğunu belirterek, buranın yerli halkı olan Kürtlerden ziyade yerleştirilen Arapların bu zenginlikten faydalandıklarını söylüyor. Kürtçe eğitimin verildiği iki okul var Serêkaniyê'de. Bunların birini Kürtler kendi imkanları ile kurmuş ancak ikincisini bir devlet okuluna el koyarak oluşturmuşlar. Bu okullarda Latin alfabesi ile Kürtçe eğitim verilecek. 28 Ağustos'ta kentte sivil asayiş güçleride oluşturulmuş. Bir şey olduğunda bu güçler hemen müdahale etmek için hazır bekletiliyor. Xelîl, "Aslında Serêkaniyê'de yönetimi ele geçirebiliriz; ama buraya daha sonradan yerleştirilen Araplar çok olduğu için bir sorun yaşanmasını istemiyoruz. O yüzden hala görüşmelerimiz devam ediyor. Diyalog halindeyiz. Kardeşlik Konferansı yaptık ve bu konferansa diğer halklar katıldı. Bunlar çekincelerini dile getirdi. Buraya yerleştirilen Araplar Mexmurî olduğu için çekinceleri var. Yani yönetimi elimize geçirdiğimizde tekrar topraklarımızı onlardan alacağımız kaygısı var. Bu nedenle de şimdilik temkinli yaklaşıyorlar" diyerek kendilerinin hiç kimseye ötekileştirici yaklaşmadığını sorunların diyalogla çözümü için girişimlerinin süreceğini belirtiyor.

Serêkaniyê'de asker sayısı daha fazla

Diğer Kürt kentlerine oranla Serêkaniyê'de rejime bağlı asker sayısı da daha fazla. Ancak bunlar da bulundukları yerleri kum torbaları ve bariyerlerle çevirmiş durumda. Kolay kolay dışarı çıktıklarını gören yok. Yalnız sabaha karşı devriye görevi yaptıkları, ara sıra kenti yokladıkları belirtiliyor. Yaklaşık 300 askerin bulunduğu kaydediliyor.
Serêkaniyê siyasi bakımdan da aktif bir kent. Suriye'de olaylar başlamadan önce de bunun bedelini en ağır ödeyen kentlerin başında geliyor. Olaylardan önce siyasetle ilgilenen yaklaşık 3 bin Kürt yurttaşın cezaevine konulduğu belirtiliyor. Ancak olaylar başladıktan sonra çıkarılan kanunla bunların cezaevinden serbest bırakıldığı kaydediliyor.

'Türkiye şimdi de ismi ile zulüm yapıyor'

Serêkaniyê Meclis Başkanı Xelîl, Türkiye'nin dönem dönem Suriye'deki Kürtleri düşman olarak gösteren politikalarına da tepkili. Kürtlerin Esad rejimini desteklediği yönündeki yaklaşımı değerlendiren Xelîl, Türkiye'nin daha düne kadar Esad rejimi ile Kürtlere saldırdığını hatırlatıyor ve şunu belirtiyor: "Önceleri Esad'in gücü ile şimdi de onun ismi ile bizlere zulüm yapılıyor."

Serêkaniyê Rüstem Cûdî'nin kenti
Serêkaniyê aynı zamanda 10 Ekim 2011 günü Xakurke-Xinere alanlarına yönelik hava saldırısında yaşamını yitiren KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rüstem Cûdî'nin (Rüstem Osman) de kenti. Cûdî'nin ailesi bu kentte yaşıyor. Cûdî'nin büyüdüğü evin bir odasına Rüstem Cûdî'nin eşyaları konulmuş. Üzerinde resmi bulunan ilk sazı ve Kandil'de iken dayandığı bastonu da evin duvarına asılmış.

TILTEMER


Serêkaniyê'den Hasekî'ye giderken Irak, Haleb, Hasekî ve Qamişlo'ya giden dörtyolun hemen başında yer alıyor Tiltemer. Nüfusu yaklaşık 20 bin. Bu kasabaya Araplar yoğunca yerleştirildiği için Kürtlerin nüfusunu geçmiş durumdalar. Nüfusun 6 binini Kürtler 5 binini Asuriler, 9 binini ise Araplar oluşturuyor. Serêkaniyê'den Hasekî ve Halep'e gidene kadar git gide Arap yoğunluğu artıyor.
Mart 2012'de burada Halk Meclisi oluşturulmuş. 45 üyesi var meclisin. Buradaki Kürtler de kendilerini korumak için sivil asayiş güçlerini oluşturmuşlar; ancak bunlar daha çok kendi mahallelerindeki asayişi sağlıyorlar. Burada da Kürtçe eğitim için bir kurum açılmış. Halk Evi ise henüz açılmış değil.

Kent hala Esad rejiminin elinde
Diğer kentlerin tersine burada ekmek fabrikası ve benzin istasyonları hala Esad rejiminin elinde ve buralarda kuyrukları görmek mümkün. Yine buradaki askerler kent içinde ağır silahlarla gezebiliyorlar; ama şu ana kadar bir sorun yaşanmış değil. Kent hala Esad rejiminin elinde olmasına rağmen Halk Meclisi de bu güçler tarafından kabul görüyor ve sorunlar konusunda istişareler yapılıyor. Tiltemer Halk Meclisi Yöneticisi Îdrîs Mihemmed Tahir, hem Asuriler hem de Araplar ile görüşmelerin yapıldığını ve birbirlerine karşı herhangi bir kin beslemediklerini belirtiyor. Tahir, meclislerinde az da olsa her iki halktan da kişilerin bulunduğunu kaydediyor. BİTTİ

ABDURRAHMAN GÖK

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.