St. Petersburg’daki arşivlerde Kürtler

KURDISTAN LEZGIYEVA

Kürtler, eski Med devletinin hakimiyet alanı üzerinde, çok geniş bir coğrafyada yerleşik halde bulunuyorlar. Tarihte Küçük Medya denen Transkafkasya ve Kafkasya’nın güney kesimleri, Kürtlerin ana yurdunun bir parçasıdır. Çarlık Rusyası’nın bu coğrafyada yaşayan Kürtlere dönük yürüttüğü siyasetin belgeleri St. Petersburg’da arşivlenmiştir. 

Yine Rus Çarlığı ardından kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, özelde Kızıl Kürdistan’a (Laçin, Kubatlu, Zenglan, Kelbecer) genelde ise Kur ve Aras nehirleri arasında yaşayan Kürtlere özel önem atfetmiştir. Ancak yapılan arşivler Kürtler üzerine olsa da Kürtlerin yaptığı arşivler oldukça kısıtlı ve bireysel düzeydedir.

Kürt-Rus ilişkilerinin tarihi, Rus-İran ve Rus-Türk savaşları döneminde 19. yüzyılın başlarında Kürtlerin yerleşim yerleriyle ilişkili olarak başlar. Rus imparatorluğu temsilcileri ile Kürt büyükleri arasındaki ilk ilişkiler, Rus-Fars ve Rus-Türk savaşlarında tarafsız kalan Kürtleri kendi yanlarına çekmek için 1804-1805 tarihlerinde gerçekleşmiş ve bunlar St-Petersburg’daki devlet arşivlerinde korunmuştur. 
20. yüzyılın başında ise Rusya İmparatorluğu, Kürtlerle ilişkilenme konusunda yüzyıllık bir birikime sahipti. İmparatorluk Transkafkasya’ya giriş yapmıştı. Bu bölgelerin hemen yanı başında da Kürtlerin gözle görünür bir nüfus yoğunluğuna sahip olduğu Osmanlı ve Fars devletleri vardı.   

Transkafkasya’daki azınlık ulusların, özellikle Kürt ve Ermeni halklarının özgürlük arayışları Çar yönetiminin dikkatini çekti. Rusya bu durumun sahaya müdahale etmek için bir sebep olabileceğini kavrayıp, bu halkları kendisi için doğal müttefikler olarak gördü, bu görüşünü Çarlık merkezi olan St-Petersburg’a bildirdi.  

 Bu minvalde Rus-Kürt ilişkilerine dair yapılan ilk çalışmalardan biri; P.I. Averyanov’un, ‘Rusya’nın Fars ve Türkler ile savaşında Kürtler’ denemeleridir. 
Kürt kültürü, tarihi ve dili konuları üzerine araştırma ve incelemelerin akademik çalışma haline gelmesi, Rus/Sovyet dönemine rastlamaktadır. Bu dönemde birçok Rus Bilimsel Araştırma Enstitüsü, Kürt tarihi, dili ve kültürü üzerine önemli araştırma merkezleri haline geldi. M.S Lazarev., Jigalina O.I. , Gasratyan M.A., Mgoyan Ş.X., Xalfin ve Vasilieva Z.A gibi bir çok Rus ve Sovyet araştırmacı, bu çalışmalarda öne çıktı.  

Kürtler üzerine yazılı kaynaklardan önemli olanlarından bazıları da Rus Ulusal Kütüphanesi’nde arşivlenmiş olan, periyodik olarak yayınlanmış ‘Ruslar ve Rus Toplumun Coğrafyası’ dergileridir. İlginç olan, geçmişten kalan en geniş yayınların bunlar olmasıdır. Yine Kürt toplumunun tarih ve kültürüne ilişkin geniş ve ciddi bilgilerin toplandığı ‘Rus Toplumunun Coğrafyası Bülteni’, ‘Rus Toplumunun Coğrafyasından Notlar’, ‘Kafkasya Bölümü Rus Toplumunun Coğrafyası Notları’ adlı periyodik yayınlar, en başta sayılmaktadır. Tüm bunlar 19. yüzyılda Rusların Kürtlere dair süreli yayınları olmuştur.   
19. yüzyılda Kürtleri konu alan birçok makale ve incelemenin yayınlandığı 30’dan fazla yayın vardır. Bu yayınlardan ikisi, Metropolitan - St. Petersburg ve Moskova yayınları, Kafkasya’da ve Rus Bakanlıklarının yayınlarıdır. Yayınlar, 1916 ile 1917 yıllarına kadar sürmüştür. 

Bu yayınlar yoluyla birçok araştırmacı ve yazar, Kürt aile yapısı, toplum ve kadınların savaşlarda yer almasına özel ilgi gösteriyor. Önemli Kürdologlardan Minorski, Müslüman toplumlardan Kürtlerin özgürce yaşamak için en çok çaba gösteren halk olduğuna dikkat çekerek; “Kadınlar yüzlerini kapatmıyorlar, toplulukların içerisine rahatlıkla karışıp, görüşlerini açıklamak için konuşabiliyorlar” diyor. 
Yine Rus arşivlerinde, 1885-1898 yılları arasında St. Petersburg’da yayınlanan ve edebiyat dünyasına yöne veren ’Severny Vestnik’ dergisinde Kürdolog yazar A.V. Eliseev ‘Doğu Kadınının Tutumu’ (1888), Kürtler üzerine arşiv değeri taşıyan önemli bir belgedir. 

Avrupalı devletlerin 19. yüzyılda verili bir düzeyde süren Kürt araştırmaları, o tarihlerde Ruslar tarafından bilim akademileri bünyesinde yapılmış ve veriler bu temelde tasnif edilmiştir. 10 Kürdoloji çalışması bilim akademilerinden çıkarak Rus konsolos ve yabancı misyonları eli ile yaygınlaştırılmıştır.     

Bu araştırma ve incelemelerin temel amacı, Rusya’nın bölgenin siyasetine doğru etki yapmasını sağlamak için Kürt halkını bilimsel temelde tanımak üzerineydi. Rusya’nın bir diğer amacı da Osmanlı ve İran’da yaşayan Kürtlerin Rus karşıtı olmasını önlemek ya da oluşacak karşıtlıkları tespit edebilmekti.  

Aleksandr Auguste Jaba, 1836 ile 1869 yılları arasında Rus Çarlığı’nın İzmir Konsolosu olarak çalıştığı dönemde Kürt toplumu ve öncü kişilikler üzerine önemli bir arşiv oluşturmuştur. Jaba’nın Kürdolojiye en önemli katkısı, Anadolu ve Mezopotamya’dan 54 el yazmasını toplayarak Çarlık Rusyası’nın Bilimler Akademisine getirmesi ile buna sonradan eklenen 30 el yazması eserdir. St. Petersburg’da oluşturulan bu arşivde Kürt el yazmaları, Kürt folkloru, edebiyatı, dili ve etnografyasına dair temel belgeler olmuştur. Halen Rus Kürdologlar bu temel kaynakları esas almaktadır.   
Yine Jaba tarafından yazılan ve Kürt etnik müziğinin Ruslar tarafından tanınmasına temel teşkil eden ‘Kürt Halk Ezgileri’ yazılarının temelini, bu belgeler oluşturmaktadır.

Jaba ayrıca Kürtçe-Fransızca, Fransızca-Kürtçe ve Kürtçe-Rusça sözlükler hazırlamıştır. Bunlardan Kürtçe-Fransızca sözlük, 1879 yılında St. Petersburg Bilimler Akademisi tarafından yayınlanmıştır.
Sonuç olarak denilebilir ki, Rusların Kürtlere ilgisi, ‘ulusların kendi kaderini tayin hakkı’ üzerine değildi. Rusların amacı arşivlerden de görülebileceği gibi Kürtleri Osmanlı’ya ve İran’a karşı özel bir pozisyona çekme gayretiydi. Ancak amaçları farklı olsa da ortaya çıkan sonuç, bilimsel temelde arşivlenmiş birçok materyal ve inceleme hazırlanmıştır. 

Ele aldığımız arşiv, Rus Çarlığı zamanının yalnızca kısa bir kesitidir. Sovyetlerin Kürtler üzerine yaptığı çalışma ve arşivler ise bu arşivin onlarca kat fazlasıdır. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.