Sürgünde Kürtçeye kıskaç

Haberleri —

Bielefeld Üniversitesi’nde ”Ana Dil ve Çok Dillilik“ konulu  konferansta konuşan akademisyen ve eğitimciler, sürgünde yaşayan Kürtlerin dillerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşı olduğunu ve Kürtçenin Alman üniversitelerinde öğretilmesi gerektiğini ifade ettiler.

MURAT MANG / BIELEFELD

Almanya’da faaliyet gösteren Kürt dil kurumları 21 Şubat Dünya Ana Dil Günü vesilesi ile Bielefeld Üniversitesi’nde ”Ana Dil ve Çok Dillilik“ konulu bir konferans düzenledi.  Konferansta konuşan akademisyenler Alman devletinin anadil eğitimini desteklenmesini istediler.

Konferansa Bielefeld Belediyesi Kommunales Integrationszentrum temsilcisi Nilgün İsfendiyar, Bielefeld Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Dr. Faraj Remmo, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve halktan çok sayıda kişi katıldı.

Konferansta ilk sunumu yapan Kurd-Akad Eşbaşkanı Dr. Dersim Dağdeviren, 21 Şubat Dünya Anadil gününün Kürtler için çok değerli olduğunu belirtti ve ekledi: ”21 Şubat günü çok dillilik için önemli bir fırsattır. Bugün birçok dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. UNESCO, anadilin kültür ve çok dilliliğin bir işareti olduğunu kabul etmiştir. Dil, halklar arası iletişim aracıdır. Entegrasyon tartışmalarında da anadilin önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Bu vesile ile Kürtçenin bir devlet dili olmadığı için tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirtebilirim.’’

Önce devlet sonra biz

Almanya Kürt Enstitüsü Eşbaşkanı Fevzi Özmen ise Kirmanckî’nin tehlike altında olduğuna dikkat çekerek, ”UNESCO’nun araştırmalarına göre yaklaşık 2000 dil yok olma tehlikesi altındadır. Hepimiz bu tehlike karşısında harekete geçmeliyiz. Aksi halde bu diller yok olacaktır. Ülkemiz Kürdistan’da da bu tehlike vardır. Özellike Kirmanckî dili büyük tehlike altındadır. En büyük engeli devlet, sonra da kendimiz koyuyoruz. Ne yapmalıyız konusunda kafa yormalıyız’’ şeklinde konuştu.

Dilini kaybeden kimliğini kaybeder

Hamdiye Ertaş’ın moderatörlüğünü yaptığı ”Ana Dil ve Çok Dillilik’’ başlıklı panelde ise pedagog Hacire Genç, Kürtçe öğretmeni Xiyasedin Zaroj Stêrk ve Japonya’nın Nagazaki Üniversitesinden Prof. Dr. Abdulrrahman Gülbeyaz konuşmacı olarak yer aldı.

Pedagog Genç, ”Anadil kişinin içinde büyüdüğü birinci dünyasıdır. Birinci dil, doğa dilidir. Anadil annenin konuştuğu dil anlamına gelmiyor’’ dedi. Genç, sürgünde yaşayan Kürtlerin dil konusunda önemli tehlikelerle karşı karşıya kaldığını söyledi. Genç, ”Örneğin çevremize bakıyoruz, birçok aile doğru, dürüst Almanca bilmiyor ama çocuğu ile Almanca konuşuyor. Bu büyük bir tehlikedir. Bir insan dilini kaybettiğinde kimliğini de kaybetmektedir. Sürgünde dil önemli bir faktördür. Dilini kaybeden kimliğini de kaybediyor. Birey dilini koruyamadığı için toplumda sorunlar yaşanıyor” dedi.

Kürtçe Alman üniversitelerinde okutulmalı

Kürtçe öğretmeni Xiyaseddin Zaroj Stêrk ise şunları anlattı: “Almanya’nın on eyaletinde yasalar Kürtçe eğitime olanak veriyor. Bazı eyaletlerde Kürtçe anadil dersi hakkı hiç yok. İki eyalette konsolosluk üzerinden yapılmaktadır. Kürtler millet olarak kabul edilmiyor, bu nedenle dili korunamıyor. Maalesef Kürtçe eğitim görmüş öğretmen yoktur. Alman üniversitelerinde Kürtçe eğitim imkanları verilmelidir. Öte yandan Almanya’da Kürtçe dersler için materyal sorunu var. Alman devleti anadil dersleri için yardım etmelidir. Bu yönlü yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kürtçe’nin artık Alman üniversitelerinde öğretilmesi gerekiyor“ dedi.

Dil korunmuyorsa, konuşan da katliama açık oluyor

Skype üzerinden konferansa bağlanan Nagazaki Üniversitesinden Prof. Dr. Abdulrrahman Gülbeyaz asimilasyonun kelime anlamı üzerinden başladığı sunumunda daha çok bir akademi eleştirisi geliştirdi. Anadilin asimilasyonu yürütenlerin silahı olduğunu ifade eden Gulbeyaz, aynı silahla onlara karşı korunabileceğini belirtti. Gülbeyaz, akademinin sürekli ve yeniden aynı kavramları üreterek, soykırıma katkısı olduğunu kaydetti. Konuşmasında Gülbeyaz Kürtçe konuştuğu için Batmanlı Sedat Akbaş’ın 6 Eylül 2015’de İstanbul’da linç edilerek öldürüldüğünü; Kadir ve Burhan Sakçı’nın 16 Aralık 2018’de Sakarya’da Kürtçe konuştukları için katledildiğini; Mahir Çetin’in ise 3 Eylül 2014’de Antalya’da saldırıya vahşice öldürüldüğünü hatırlattı.

Prof. Dr. Gülbeyaz konuşmasında Efrîn’in işgal sürecini hatırlatarak şöyle dedi: ”Almanya’da üretilen tanklar, İtalya’da üretilen helikopterler ve Amerika’da üretilen savaş jetleri Efrîn’deki soykırımda kullanıldı. Buna karşı Almanya’daki akademisyenler ne yaptı? Hiçbir şey. Akademinin konuyla ilgili doktora tezleri yazmak yerine, tutum sahibi olması gerekiyor.’’

Anadil bir insan hakkıdır

Kürdolog Dr. Luqman Guldivê ise konuşmasında şunları söyledi: ‘’Benden önce arkadaşlarım sıklıkla ‘Anadil meşrulaştırılmasına argümanlar üretme gereği hissettiler. Bu hakkı siyaseten savunan aktörler de aynı gereksinim hissiyle hareket ediyor. Oysa anadil bir insan hakkıdır.’’

Guldivê, sokakta sıradan insanların konuşmasına müdahale edebilme cesaretini de bu söylemlerden aldığını ifade etti. Guldive, ‘’Hiçbir kutsal kitap, hiçbir tanrı senin diline karışmıyor. Ama senin komşun ‘neden Türkçe konuşmuyorsun’ ‘Neden Almanca konuşmuyorsun’ diye müdahale hakkını kendinde görebiliyor. İşte bu yukarıda belirttiğim yansımanın kendisidir’’ dedi.

Devletlerin dil siyasetlerinin olduğunu belirten Guldivê, bu siyaset eğer bir kırım siyaseti ise buna karşı toplumsal ve siyasi devlet dışı aktörlerin de dil siyaseti geliştirdiğini Galler örneği ile anlattı: ‘’Galler de 1971’de anadilini konuşan insanların oranı bütün yaşlarda en alt düzeydi. Bundan sonra Gallerdeki siyasi ve toplumsal devlet dışı aktörler, geliştirdikleri dil siyaseti ile 30 yıllık bir süre zarfında o Galceyi 1911 yılında konuşulan oranlara kadar çıkardılar.’’

Guldivê, bu anlamda Kürt siyasi ve toplumsal aktörlerin aileden başlayarak tüm ayrımcı siyasetlere karşı kendi dil siyasetlerini ve direnişlerini geliştirebileceğini söyledi.

Çokdilli eğitim çocuk gelişimini olumlu etkiliyor

YMK Başkanı Abdulkadir Ulumaskan da son 20 yılda 20 bin araştırmanın yapıldığını ve tüm bu araştırmalarda iki dilli eğitimin çocukların gelişimine önemli katkılar sağladığını ortaya koyduğunu kaydetti.

Konferansa katılan tek siyasetçi olan Yeşiller Partisi NRW Parlementosu Milletvekili Berivan Aymaz ise çok dilli eğitimi desteklediklerini belirterek, Kürtlerin Kürtçe ders alma konusunda başvuruları arttırmaları ve taleplerini görünür kılması gerektiğini ifade etti.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.