Suruç’tan Dersim’e bir kahramanlık öyküsü

Tufan DERSİM
Suruç ovasından Dersim dağlarına uzanan esmer bir yiğidin hikayesi. Kahramanlığın, iradenin, bağlılığın ve direnişin yaşam bulduğu bir kişilik, şehit Faik Suruç.
Yıl 1979’dur. Kürdistan Apocuların etkisiyle derin bir uykudan uyanmış, direnişe doğru yürümektedir. Devrimin ayak seslerinin duyulduğu bu günlerde, Suruç Apocuların kalesi olmuş, devrime gönül verenlerin mekanı haline gelmiştir. İşte böyle bir süreç ve mekanda hayata gözlerini açar şehit Faik Suruç (Jehat Binici). Apocuların ve devrimci mücadelenin içinde gözlerini hayata açmıştır demek yanlış olmaz. Tarihe geçecek olan esmer bir yiğidin kahramanlık öyküsü böyle başlar devrim kokan kızıl yıllarda. Ailesi, daha PKK’nin grup aşamasında devrimci mücadeleye katılan, bedel vermekten kaçınmayan, Suruç ovasının köklü ve yurtsever ailelerindendir. Hayata merhaba dediği yıllar ve yaşadığı devrimci-yurtsever ortam Faik Suruç’un direniş ve kahramanlık dolu yaşam hikayesinin kaderini çizmiştir zaten. Ona düşen, devrim mücadelesine yüklenmek ve kendisinden beklendiği gibi dillere destan bir yaşamın sahibi olmaktır.
PKK kültürü ile büyür
Bazı insanlar mücadelenin gerçeklerini bilmeseler de zorluklarını yaşamasalar da bu durum Faik Suruç için geçerli değildir. Daha bir yaşında iken 12 Eylül faşist askeri darbesi yapılmış, babası tutuklanıp cezaevine gönderilmiştir. Babasına 14 yıl ceza verilmiş ve böylece Faik Suruç daha bir yaşında iken düşman gerçekliği ile tanışmıştır. Sonraki yıllar cezaevi yollarında ve Apocular içinde geçecektir. Daha çocukluk yıllarında PKK kültürü ile tanışmış ve büyük bir devrimciye dönüşecek olan kişiliği çelik misali bu yıllarda şekillenmeye başlamıştır.
Faik Suruç daha çocuk yaşlarda devrimci olma konusunda netleşmiş ve kendi tarafını belirlemiştir. Yaşadığı olaylar ve gelişen mücadele, düşman ve asimilasyon politikalarına karşı müthiş bir kininin gelişmesini sağlamış, devrimci olma iddiası gün geçtikçe büyümüştür. Çocukluk yıllarında PKK gerçekliği ile büyür ve daha mücadeleye katılmadan bir PKK’li gibi yaşamaya başlar.
Özgürlüğe adım atma zamanı gelmiştir
Tarih 1996 yılını gösterdiği zaman Faik Suruç özgürlük savaşçısı olmaya hazırdır. Babası cezaevinden çıkmış, kendisi yaş olarak büyümüş ve kendisini hazır hissetmektedir. Düşman gerçekliğini görmüş ve daha çocuk yaşlarda intikam sözünü kendi kendine vermiştir zaten. Kendisinden önce devrim saflarına katılan ve şehadete ulaşan amca çocuklarına olan bağlılığı, anılarını layık olma istemi onu 17 yaşında PKK saflarına yöneltmiştir. Artık mücadele zamanı başlamış ve dağ kokan yıllar, dağlara destan yazma vakti gelmiştir Faik Suruç için.
Önderlik sahası ve sonrası Zagroslar
Zifiri karanlığı yırtan parlak göz ışıltısıyla 1996 yılının bir gece vaktinde Önderlik sahasına doğru yol alır. Özgürlüğe adımlarını ilk olarak Önderlik sahasında atar. Burada eğitim görür ve bir süre Önderliğin yanında güvenlik biriminde kalır. Parti merkez okulunda aldığı yaşamsal ve askeri dersler onu yaşamı boyunca koruyacak ve kollayacaktır. Aileden aldığı kültür, eğitim sahasındaki başarılı kişiliği ve karakteri birleştiğinde savaşın acımasız ortamında hiçbir şeyden korkmayacak bir duruş ve güç ortaya çıkaracaktır. Eğitimini tamamladıktan sonra Zagroslarda pratiğe katılmak için yola koyulur.
Zagroslar oldukça zorlu bir alandır. Alandaki savaş ve yaşam pratiğine katılmak güç isteyen bir durumdur. Bu gücün kendisi Faik Suruç’un kişiliğinde fazlasıyla mevcuttur. Zagroslara alıştıkça sevilmeye, alıştıkça başarmaya, öncü olmaya başlar. Eylemlerdeki başarısı ve yaşam içindeki atılganlığı arkadaşlarını şaşırtacak derecede güçlüdür. Arkadaşları O’nu tanımlarken “güçlü, keskin, zorlukları aşa aşa gerillalıkta pişmiş, iradesini nice zorlu zamanlarda sınamış cin gibi bir gerilla” derler. Zaman geçtikçe gelişir ve komutanlaşır. Eylemlerde hep saldırı gruplarında yer almak için dayatır. Çocukluğunda kendisine intikam için söz vermiştir ve sözünün eri olacağını her fırsatta gösterir. Savaşta ikircilik yaşamaz, düşmana karşı büyük öfke duyar. Mücadelesinin büyük zorlukları ve acıları onda kararsızlığa umutsuzluğa değil, daha güçlü bir katılımın ortaya çıkmasına neden olur. Yaşadığı her zorluk ve acı onu geliştirir, daha güçlü bir irade sahibi haline getirir. Zagroslarda savaş gerçekliği içinde komutanlaşmış ve kuzeyin en uç noktasına gitmeye hazırdır artık.
Heybetli Dersim dağlarındadır
2003 yılında hamle hazırlığı için çok sayıda gerilla Kuzey sahalarına doğru hareket eder. Geceler boyu söylediği isyan şarkıları ile içindeki devrim ateşini büyüterek ulaşır bir kasım günü Dersim dağlarına. Kuzey gerillacılığının koşullarına çok geçmeden adapte olur ve komutan olarak çalışmalara katılır. Bu süreçte en büyük isteği gerilla savaşını Türkiye sahasına yaymaktır. Bunun içindir ki Koçgiri alanına gitmek ister. Dersim’de Haydaranlar’dan Ovacık’a kadar birçok yerde emek verir, savaşır.
2006 yılında Ovacık bölge komutanı olarak çalışmalara katılır. Ovacık alanında hem halk hem de gerilla tarafından her zaman görülmek istenen, aranan savaş komutanı olur. Yoldaşları O’nu o kadar severler ki “Faik arkadaşın başka bölgeye gitmesine müsaade etmeyeceğiz” derler. İddialı duruşu ve cesaretiyle savaşçılarını etkileyen, mücadeleye sürükleyen öncü bir komutandır. 2006 kışını Ovacık bölgesinde üstlenerek geçirirler. Bütün kış boyunca yoldaşlarını savaşa ve daha güçlü bir mücadeleye hazırlar.
Ovacık’ta büyük operasyon
2007 yılının Nisan ayıyla beraber düşman güçleri Ovacık arazisinde 20.000 askerin katıldığı büyük bir operasyon başlatır. Geçen kış sürecinde Önderliğin zehirlenmesi olayı gerillalarda büyük bir kin ve intikam alma duygusu yaratmıştır. Faik Suruç’un komutasındaki gerilla gücü bu duyguları en güçlü şekilde yaşayan gerilla birliklerindendir. Düşmanın Ovacık’ta operasyona çıktığını gören Faik Suruç bir grup yoldaşını eyleme gönderir. Giden gerilla grubu düşmanın gizli bir birliği tarafından vurulur ve bir gerilla şehadete ulaşır. Bu duruma daha sert bir hamle yapmakla cevap vermeyi düşünen Faik Suruç arkadaşlarını mevzilendirir ve düşman askerlerinin gelmesini bekler. Düşman güçleri büyük bir teknik donanım ve sayı üstünlüğüyle gerillanın mevzilendiği alanları vurmaya başlar.
Kahramanca şehadeti göğüsledi
Nisan ayı olduğundan ağaçlar halen yaprak açmamıştır ve hareket etmek de sıkıntılıdır. 14 Nisan 2007 öğlen saatlerinden itibaren şiddetli çatışmalar başlar. Bir grup düşman askeri gerilla birliğinin içine kadar ilerler. Faik Suruç ve yoldaşları gelen düşman kolunun hepsini imha eder ve 17 askerin cenazeleri akşama kadar gerilla birliğinin denetiminde kalır. Gerilla güçlerine yaklaşamayan askerler ağır ve gelişkin teknik ile gerilla alanlarını saatlerce vurmaya başlar. Yaşanan çatışma ve bombardımanlarda Faik Suruç yaralanır. Arkadaşları komutanlarını çıkarmak için uğraşırken Faik Suruç “beni bırakın, siz kendinizi kurtarın” der ve yaralı haldeyken bile arkadaşlarının çemberi kırma planlamasını yapar.
Arkadaşlarını zorla yanından uzaklaştırarak kurtulmalarını sağlar. Aşırı kan kaybından dolayı halsizleşmiştir ve son olarak arkadaşlarından bombasının pimini düzeltmelerini ister. Düşmanın eline geçmemek için bombasını kendisinde patlatarak şehitler kervanına katılır. Ardında çocukluğundan şehadetine kadar uzanan bir kahramanlık hikayesi bırakır.
