Tarihin tecellisi

Forum Haberleri —

YJA-STAR gerillaları

YJA-STAR gerillaları

  • Zap’ın her meşe ağacının hışırtısı onların kabusu olacak, her kaya dibinde bekleyen namlular, saldırıları püskürtecektir. Kürdistan ve Türk kentlerinin her tarafı Zap alanına dönüştürülmelidir.

İSKAN AMED
Göz gördüğü, kulak duyduğu kadar mıdır? Duyu organlarının anlam yitimine uğratıldığı bir çağdan geçiliyor. Göz, kulak, burun, tat gibi insan duyuları paraya odaklanmış durumda. Peki, insan hayatı neden sadece bir değişim değeri olan kağıt parçasından daha da ucuz? Bu çağ kadar hiçbir çağ Kal u Beladan beri bu kadar kirlenmedi. İnsanın duyu organları hiçbir zaman da bu kadar fazla maddi, primitif, pragmatist çıkarların tuzağına çok düşmedi. Kapitalizmin meta robot zihni, insanı, onuru, varlığı ve doğanın ruhunu öldürmekle yetinmedi, yaşamı, ahlakı ve utancı öldürüyor. Ne uğruna, niçin ve neden? Sorular dahi ucuz, çünkü insan gerçek cevapları yitirdi. Sahi anlamın ve yaşamın yitirildiği bir yer, zaman ve mekanda soruların ve cevapların bir değeri kalır mı?

İşte bu kirli döneme karşı her şeye rağmen öz güç ve iradeleri ile direnenler de var. Ondandır, güç tanrıları ve tapıcıları var güçleri ile direnenlere düşmandırlar. Oysa unutulan bir hakikat vardır. Kim ne ekerse onu biçer. Kapitalizmin sahte ve maskeli tanrıları daimi şekilde tahtlarında oturmak için bu evrensel yasayı ortadan kaldırmayı ve kötülüğün, çirkinliğin, yalancılığın cezasız kalmasını istiyorlar. Evrensel normlarda hesap soranlar çıkarsa, hesap soranlara hep birlikte saldırmalarının altında yatan neden de budur.

Ortadoğu’nun otantik halkı Kürtler ve ülkeleri Kürdistan, Kapitalist sistemin meta robot zihni tarafından dizayn edilen dünyada parçalanarak masa başında cetvelle çizilen ulus devletlere peşkeş çekildi. Bununla da yetinmediler kendi aralarında yazısız bir kanun gibi bu devletlerin Kürtlere yapacağı her türlü zulme sessiz kalacaklardı. Maddi uygarlığın bu anlaşmaları sonucunda yeryüzü toprakları ilk defa bir halka yapılan bu kadar algı ötesi zulümler gördü ve yaşadı. Kürtlerin insani bütün değerleri ayaklar altına alındı. İhanet, ölüm, zulüm ve vahşet Kürtlere reva görülen tek bir kader haline getirildi. Kürdistan işte böyle vahşi bir ittifakın pençesine terk edildi.

Bu vahşetin karşıtlığı, PKK hakikatinde oluşum kazandı. Sahte ve maskeli tanrıların yasalarına göre PKK’ye her türlü saldırının yol ve yöntemi mubah görüldü. Bütün ulus devletler ise bu yasaya biat ediyor. Putin’in, Ukrayna’ya saldırısına hep bir ağızdan karşı koyan bu sahte ve maskeli tanrılar, Putin’in yanında her şeyi ile temiz kaldığı Erdoğan’larının Suriye ve Irak saldırılarına üç maymunları oynuyorlar. Sadece bu gerçek bile emperyalist devletlerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya yetmiştir.
Bütün saldırılara karşı PKK, dağlarının meşe ağacı gibi daha da güçlenerek direniyor. Bu direniş karşısında evet çılgına dönüyor, kendilerini yeryüzünün tanrıları görenler. O yüzden tapındıkları çıkarlarına aykırı gördükleri PKK gerillalarına zihinlerinin bütün kahpe virüsleri ile saldırıyorlar. Ama meşe ağacı gibi PKK gerillaları dağlarında daha da kökleşiyor.
Erdoğan ve zombileri bu virüslerin en mikrobu, en kötüsü ve en ahlaksızı durumunda. Uyuşturucu satıyor, kara para aklıyor, hırsızlık yapıyor, DAİŞ’in liderliğini alenen üstlenmiş ve kimyasal silah kullanıyor. Ama emperyalist güçler onun her türlü şımarık mikropluklarına göz yumuyor ve destek veriyorlar. Kendi burjuva hukuklarına dahi aykırı düşen Erdoğan ve zombilerini Kürt özgürlük hareketinin üstüne salıyorlar.

Zombilerin genel bir tasvirine bakılınca, akılsız, aç, insan eti düşkünü, ayakta yürüyen cesetler olduklarını görüyoruz. İzlediğimiz filmlere göre zombiler öldükten sonra dirilir ve beyin fonksiyonları sadece insan eti yemeye programlanır. Zombileri öldürmek için ise kafa bölgelerine sert bir vuruş yapmak yeterlidir.

17 Nisan gecesi Erdoğan ve zombileri bu sefer de suretini gizleyen işbirlikçileri Barzanileri de yanlarına alarak Kürt gerillasının en güzel mekanlarından olan Zap alanına saldırdılar. Tarihlerine dair hiçbir gerçek bulunmayan Barzani ailesinin Kürtler için kullandığı bir söz vardır. “Kürtler ayakkabımızın tozudurlar.” Barzani ailesinin oligarklarından Mesrur Barzani’nin Kürdistan’ın sömürge aklı olan İngiltere’ye yaptığı ziyarette bir Kürt kadını eline aldığı gerilla ile sembolleşen tek bir sarı mekabı havaya kaldırıp: “Barzani ailesi bu mekaba kurban olsun” demesi aslında romanlara konu olacak bir hakikati içinde barındırıyor. Fakat bu cümle en çok da takdiri ilahinin tecellisini bağrında muhteva etmektedir.

Barzani oligark hanedanlığını eleştirmeyi aklıma hakaret sayarım. Erdoğan’ın en has zombileri olduklarına dair hiçbir Kürd’ün en ufak şüphesi dahi yoktur. Kabının şeklini alan Barzanileri savunan kendilerine Kürt milliyetçisi diyen bazı kişilere soralım yine de. Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a saldırılarını Kürt gerillasının varlığına bağlıyorsunuz. Peki, Kürdistan dağları ne zamandan beridir üç beş oligark olan Barzanilerin özel mülkü haline geldi? Tarih boyunca dağların zulme uğrayan herkesin sığınağı olduğu bilinir. Ayrıca birkaç kemik koparma histerisi ile oldukça savunduğunuz Barzani oligark hanedanlığının, Bakurê Kurdistan ve Rojava’da Kürtlerin ölüsüne, dirisine her şeyi yapan Türk devletine tek bir eleştirisini dahi duydunuz mu?
Erdoğan ve zombileri sarı mekabın altında ezilecek ve yenilecektir. Bu da tüm emperyalistler birleşse dahi artık durduramayacakları takdiri ilahi bir hakikattir. Savaşın ilk üç gününde zombilerin, gerillanın gürzü ile kafalarından vurularak bertaraf edildikleri görülüyor. Zap’ın her alanı an itibari ile gerillalar tarafından direniş alanı haline dönüşmüş durumdadır. Gerillalar toprağın sesini dahi işitecek bir duyarlılıkta, tarihsel toplumsal bir hesap soruyorlar.

Zap’ın her meşe ağacının hışırtısı onların kabusu olacak, her kaya dibinde bekleyen namlular, saldırıları püskürtecektir. Fakat Kürdistan ve Türk kentlerinin her tarafı Zap alanına dönüştürülmelidir. Gün Kürtlerin Zap savaşını izleme günü değildir. Gün her yer de gerilla haline gelerek zombilerin kafalarını ezme günüdür. Ancak bu şekilde kapitalizmin yarattığı ruhsuz insan olmaktan kurtulabilir, yaşama ilk adımlarımızı attığımız topraklarımıza layık olabilir, vahşi pençelerini Orta Asya’ya gönderebiliriz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.