Tüm soruların tek cevabı vardı

Kadın Haberleri —

MA muhabiri Ceylan Şahinli

MA muhabiri Ceylan Şahinli

  • Ankara’da 16 Mayıs’ta görülen duruşmada tahliye olan MA Muhabiri Ceylan Şahinli, “Bizi sorguladıklarında, DFG üyeliği, yaptığımız haberlerin nasıl yapıldığı soruldu. Bir gazeteci nasıl haber yapabilir ki? Aslında bunca sorunun tek cevabı gazeteciliktir” dedi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tahliye olan gazetecilerden Ceylan Şahinli, neredeyse aynı dosya içeriğiyle, somut dayanağı olmayan, gizli tanık beyanına dayandırılan iddialarla gözaltına alındıklarını hatırlattı. Gözaltına alınan meslektaşlarının birçoğunun işkenceye uğradığını belirten Ceylan, “Dosyanın içeriği, suçlamalara dönük bir tutuklama değildi” dedi.

Halkın yanında durdukları için suçlandıklarını kaydeden Şahinli, şöyle devam etti: "Mahkeme bize neden bazı haberleri yapmadığımızı sordu ama biz kendi açımızdan yaptığımız haberleri karşı taraf yapmayınca onların yargılandığını görmüyoruz. Yine Kürt basınının yanına ‘örgüt üyeliği’ gelince herkesin bir ‘ama’sı oluyor. Savcılık aşamasında bizi sorguladıklarında, bize DFG üyeliği, yaptığımız haberlerin nasıl yapıldığı soruldu. Bir gazeteci nasıl haber yapabilir ki? Biz sokaklardayız, mahallelerdeyiz, köylerdeyiz, ilçelerdeyiz kısacası her yerdeyiz. Aslında bunca sorunun cevabı tektir; o da gazeteci olmamız ve gazetecilik yapmamızdır.”

Haberler cımbızla ayıklanmıştı

Ceylan, savcılık aşamasında kendisine gizli bir tanığın beyanlarının da sorulduğuna dikkat çekerek, “Tanığın benim hakkımda söylediği şey de, ‘Stajyer olarak Ankara’da çalışıyordu. Sonradan Urfa’ya geçip çalıştı’ demesiydi. Evet, bunlar doğru. Haberlerimizin mahreçlerinde zaten nerede olduğumuz yazıyor. Gizlenen bir durum değildir. Mahkeme heyetine de söyledim. Yine iddianamede 149 haber karşıma çıkarıldı. Dosyalara cımbızla ayıklanmış bazı haberler konulmuştu” şeklinde konuştu.

Haber yapmanın hesabı

Kendilerinden çok sonra tutuklanan gazeteci Hamdullah Bayram’a “Gizli tanık olursan tutuklanmazsın” denildiğini aktaran Ceylan, şşunları söyledi: “Arkadaşımıza ‘bunlar örgüt adına çalışıyor, demen yeterli olur’ demişler. Gizli tanığın da nasıl ortaya çıktığını biliyoruz ve gördük. Suç anlamında karşımıza koyulacak somut bir şey yoktu. Biz onlara, ‘Bizi neden ısrarla örgüte bağlamaya çalışıyorsunuz’ diye sorunca, ‘Gizli tanık öyle diyor’ cevabını verdiler. Hem gizli tanığın nasıl oluşturulduğu belli hem de bu dayanaksız şeylerle birlikte gizli tanığın beyanlarıyla birlikte 7 aydır tutukluyduk ve hala davamız sürüyor. Biz ve diğer arkadaşlarımız gözaltına alındığında büyük bir sessizlik hakimdi. Diyebileceğim tek şey bizi savunmak, sadece Kürt basınını değil, tüm gazeteciliği savunmaktır. Bütün faaliyetlerimiz gazetecilik anlamında yaptığımız şeylerdir. Biz gazetecilikten yargılandık. Önümüze haberlerimiz konuldu. Bununla intikam alınmaya çalışılıyor.”

Ceylan son olarak, “15 Haziran’da arkadaşımız Safiye Alağaş’ın davası görülecek, 11 Temmuz’da da diğer arkadaşlarımızın davası görülecek. Gazeteciliği savunan, bunu dert edinen bütün gazetecileri, STK’leri ve insan haklarını savunan herkesi bu duruşmalara bekliyoruz” çağrısında bulundu. AMED

 

*****

Silahlı tehdide soruşturma yok

Van Valiliği, haber takibi yapan gazetecileri ölümle tehdit eden polis hakkında soruşturma başlatılmasına, "kendisini koruma amacıyla elini silahına götürdü" gerekçesiyle izin vermedi. 

HDP'nin 1 Eylül 2022'de Wan’da gerçekleştirdiği Dünya Barış Günü mitingi sonrası yürüyüşe geçen kitleyi takip eden gazeteciler, polisler tarafından darp edilerek, ölümle tehdit edilmişti. Kitleyi takip eden gazetecilerden Mesut Bağcı darp edilerek, kamerası kırılmış, kendisini TEM Şube'den olarak tanıtan bir sivil polis ise Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Berivan Kutlu ile JINNEWS muhabiri Zelal Tunç’u ölümle tehdit etmişti. Polis, gazetecileri “Seni vururum, kimse seni bulamaz” tehdidinde bulunarak, JINNEWS muhabiri Elfazi Toral’a da silah çekmişti. 

 Görüntülere yansıyan olayın ardından gazeteciler, Van Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Van Valiliği, polis M.K.’nin soruşturmasına izin vermedi. Valilik, gazetecileri ise "Örgüt lehine haber yapmak ve emniyet teşkilatını yıpratmakla" suçladı. Valilik tarafından savcılığa gönderilen yazıda, kırmızı tişört giyen polisin kendisini ve zati demirbaş silahını koruma amacıyla elini silahına götürdüğü ileri sürüldü. 

Görüntünün paylaşıldığı Mezopotamya Ajansı'nın (MA) "örgüt lehine paylaşımlar" yaptığını iddia eden Valilik yazısında, "müştekilere ait fiziki müdahale, sözlü tehdit, silah çekme vb. iddialarını destekleyen bir veri bulunmadığı, şikayetlerin taraflı ve soyut beyanlardan ibaret olduğu, olay sırasında kırmızı tişörtlü, sakallı olarak tarif edilen polis memurunun M.K. olduğu, diğer tarif edilen kişilerin tespit edilemediği, bu nedenle M.K. hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması hakkında Kanunun 6'ıncı maddesi gereğince soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir” denildi. 

Gazeteciler, Van Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuracak. VAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.