Türkçe yaz, az vergi öde

Haberleri —

AKP, Türkçe ifadeler içermeyen tabelalar için daha fazla vergi almayı hedefliyor. Av. Münip Ermiş, projenin hem hukuk dışı hem de ırkçı olduğunu belirterek, “Türkçe lehine ayrımcılık yapmak, Kürtlerin ve bu ülkede yaşayan diğer hakların anadillerini kullanmalarına engel getirmektir” dedi. 

AKP Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) Başkanlığı’nın, geçtiğimiz Kasım ayında düzenlediği “Medeniyetimizin Öznesi Türkçe: Fırsatlar ve Tehditler” konulu çalıştayda alınan kararlar doğrultusunda klavyeden tabelalara, yangın merdivenlerinden otel danışmanlarına kadar pek çok nokta için “Türkçe seferberliği” başlatılıyor. Çalıştaydan çıkan görüşler doğrultusunda harekete geçen parti yönetiminin, ilgili kurumlar nezdinden görüşmeler yürüttüğü belirtildi. Projeye göre; “teşvik” formülü doğrultusunda Türkçe yazılı tabelalarda düşük vergi uygulanacak. Yabancı kelimelerden oluşan tabelalara sınırlama olmayacak ancak bunun bir bedeli konulacak. Tabelalarda Türkçe isim tercih edenlerden daha düşük ilan ve reklam vergisi alınacak. AKP’nin bu projesinin özellikle çok dilli yaşamın hayata geçmekte olduğu Kuzey Kürdistan’da tepki çekmesi bekleniyor. 


Av. Ermiş: Kanunlara aykırı

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Münip Ermiş söz konusu projeyi ANF’ye değerlendirdi. Av. Ermiş, “Anayasa’nın 73. maddesinde vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği ya da kaldırılacağı belirtilir. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 15. maddesinde ise ilan ve reklamlardan alınacak vergi tutarları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir; vergilendirmede tek kıstas olarak el ilanlarında sayı, tabelalarda ise metrekareye göre yani tabelanın veya afişin kapladığı alana göre vergilendirme yapılacağı açık, net ve herhangi bir hukuki yoruma gerek bırakmayacak şekilde düzenlenmiştir” diyerek, kanun değişmediği sürece genelge, emir veya Belediye Meclisi kararı ile Türkçe tabelalardan daha düşük vergi alınmasına yönelik bir uygulama başlatılamayacağını belirtti. Av. Ermiş, “Buna yönelik olarak Maliye Bakanlığı’nın yayımlayacağı genelge ya da herhangi bir Belediye Meclisi’nin buna yönelik bir kararı yasadışı olacaktır. Kanun değiştirmeden herhangi bir şekilde Türkçe tabelalardan daha düşük vergi uygulamasını bu nedenle başlatamazlar” dedi. 

Söz konusu maddenin projeye uygun şekilde değiştirilmesinin ise Anayasa’nın 73. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olacağını bildiren Av. Ermiş, “Çünkü verginin adaletli ve dengeli olması şarttır. Böyle bir düzenleme vergide adalet ilkesine aykırı olacaktır. Hukuka aykırılığın bir boyutu budur” diye ekledi.


Hem ayrımcılık hem de ırkçılık 

Olası uygulamanın aynı zamanda ayrımcılık taşıdığını kaydeden Av. Ermiş, şunları ifade etti: “Tabii ki bu, ayrımcılık anlamına da gelir. Diğer taraftan, anadili kullanma hakkı, ‘sadece birbirleriyle konuşsun yeter’ anlamına gelmez. Anadil hakkı, anadilde eğitim gibi, günlük yaşamını da kendi anadili ile kurma anlamına gelir ve tabii ki ticareti de anadilliyle yapma hakkını içerir. Kürt bölgelerinde, ticari yaşam hem Türkçe, hem de Kürtçe üzerine kuruludur. Esnafların bir kısmı Kürtçe, bir kısmı ise Türkçe tabela kullanmaktadır. Bu sadece kendini ifade biçimi değil, aynı zamanda ve asıl olarak ticari bir iştir. Esnafın müşterisi Kürt ise tabii ki onun anlayacağı şekilde mal ve hizmetinin tanıtımını gerçekleştirmek isteyecektir. Bunun devleti ve iktidarı ilgilendiren hiçbir yönü yoktur. Sen Kürt esnafa ‘benim istediğim şekilde tabelanı yapacaksın, yoksa yüksek vergi alırım’ diyorsan, sadece ayrımcılık değil, ırkçılık yaptığın anlamına da gelir.”


Anadilin kullanımına engeldir

Türkiye’de sadece yerleşik halkların olmadığını, değişik ülkelerden on binlerce insanın bulunduğunu hatırlatan Av. Ermiş, sadece Suriye’den 2,5 milyon insanın geldiğinden bahsedildiğini vurguladı. “Rusya’dan, Almanya’dan ve değişik ülkelerden binlerce insan Türkiye’de yaşamakta, ya doğrudan ticaret yapmakta ya da tüketici olarak günlük yaşamın içerisinde yer almaktadır. Onlara yönelik ticaret yapan yurttaş da  Rusça, Arapça, İngilizce ve diğer dillerde mal ve hizmetlerinin tanıtımını yapmaktadır. Onlardan Türkçe tabela kullanmıyor, diye fazla ilan ve reklam alınması düşünülebilir mi” diye soran Av. Ermiş, şu yorumu yaptı: “Sonuç olarak, İlan ve Reklam Vergisi’nde Türkçe lehine ayrımcılık yapmak, Kürtlerin ve bu ülkede yaşayan diğer hakların anadillerini kullanmalarına engel getirmektir. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur.”


Akıl dışı bir şey

Av. Ermiş, “Projede ‘yabancı kelimelerden oluşan tabelalara bir sınırlama olmayacak’ deniliyor, bu ayrıca komikliktir. Yüksek vergi alıyorsan, zaten baştan sınırlama getiriyorsun demektir. ‘Türkçeyi teşvik ediyoruz’ diyerek diğer dilleri kullananlardan yüksek vergi almaya kalkışmak akıl dışı bir şeydir” diyerek tepki gösterdi. 

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, “Bizim anlayışımıza göre, birisi varsa, diğeri olmasın diye bir şey yok. Kimseye yasak getirmeyi doğru bulmuyoruz. Dilimizi korumak için tedbir alıyoruz” açıklamasında bulunmuştu. 


Dava açılabilir 

ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, uygulamanın başlatılması halinde işlemin türüne göre vergi mahkemelerine dava açılabileceğini, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabileceğini de bildirdi. 


ALİ BARIŞ KURT/ANF/HABER MERKEZİ




Kürdistan’da çok dilli süreç


DTK, “Kent, Kasaba ve Beldelerimize Kürdistani Kimliğini Yeniden Kazandıralım” adı altında, 21 Şubat 2015 Anadil Günü’nden başlamak üzere, bir yıl devam edecek olan kampanyaya öncülük edecek. 

DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, kampanyayı Özgür Gündem’deki köşesinden duyurdu. Başta Kürtçe olmak üzere Kuzey Kürdistan’ın tüm dillerin sahiplenmesi için belediyeler, tüm Kürdistani siyasi parti ve hareketler, sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri, kampanyaya kendi çaplarında katılıp öncülük yapacak. Dicle, “Her kurum hatta her insanımız kendi çapında bu kampanyaya katılabilir, güç verebilir” diyerek, kampanyayı örneklerle de somutlaştırıyor: 

* Belediyelerimiz kurum içlerinde ve kent girişi tabelalarının düzenlenmesinde çift dilliliği yaygınlaştırma amacıyla birçok adım atmışlardır. Köy tabelalarının eski isimlerini de içerecek şekilde çift dilli hazırlanması vatandaşa verilen makbuzların Türkçe-Kürtçe basılması, belediye bültenleri ve anonslarının iki dilli yapılması, tüm hizmet araçlarında Kürt dilinin de kullanılması gibi birçok yaratıcı pratikle bu kampanyaya güç verebilir. 

* Başta yurtsever esnaflarımızın işyerleri olmak üzere tüm işyerlerinin isimlerini bu kampanya çerçevesinde Kürtçeleştirmek, Kürtçe adlarla değiştirmek; ya da manav etiketlerini, lokanta menülerini iki dille hazırlamak gibi girişimler, çözüm sürecinin ruhunu daha da güçlendirip besleyecektir.

* Yine tüm parti ve sivil toplum örgütlerimiz, başta tabelaları olmak üzere basın açıklamalarını çift dilli hazırlayarak, bu kampanyaya anlamlı bir yanıt verebilir. 

* Asuri, Arap ve Mıhelmilerin yaşadığı coğrafyalarda, bu halkların dilinin yeniden günlük yaşamda görünür hale gelmesi, halklar arası barış, diyalog, eşitlik ve kardeşliği daha da pekiştireceğinden kuşkumuz olmamalıdır.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.