Türkülerin gücü - H. Yekta EREN

Hz. İsa’dan çok önce yaşamış Anadolulu bir Yunan filozofunun güzel bir sözü var. Diyor ki, “Bir halkın türkülerini yapanlar, kanunlarını yapanlardan daha güçlüdür.”
Türküler yalnız ve yalnız onlara şiddetle vuran, altüst eden olaylar üstüne çıkarılır. Bir harp olur, seferberlik, zulüm veyahut baskı gibi.
Bence güzel bir örnek var. Dadaloğlu örneği. Dadaloğlu, güneyde bir aşirette mensuptur. Bu aşiret padişaha isyan eder. Padişah Allah’ın gölgesi, büyük güçtür. Aşiret isyan edince, dili, isyanın övücüsü Dadaloğlu olur.
O kutsal padişaha veryansın eder:
“Aşağıdan iskan evi geliyor
Kötüler de koç yiğide gülüyor
Malım mülküm seyfi gözlüm kalıyor
Kahpe Osmanlılar size aman mı?”
der. Ve daha da hışımlanır.
“Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir”
Bütün bunları, bu hışımı Dadaloğlu’nun diliyle aşiret söyler. Sırtını, içinde bulunduğu aşirete dayamış Dadaloğlu söyler. Pir Sultan da öyle. Öteki bütün karşı koymuş şairler de öyledir.
Yoksa kendi başına, tek başına, içinden kopup gelen karşı koymayla Dadaloğlu padişaha karşı gelemez, yukarıdaki sözleri edemezdi.
Dadaloğlu’nun aşirette yeri büyüktü. Kozanoğlu’ndan, öteki beylerden sonra Dadaloğlu’nun sözü edilirdi aşirette.
Yunanlı hemşerimiz ne kadar haklı. Her şey biter, eskir, kanunlar iptal edilir. Çok şey unutulur. Tarih bile unutur. Ama türküler unutulmaz. Eğer bir insan, eğer bir çağ, eğer bir olay seviliyorsa, sevilmişse, sevdası türkülerdedir.
Bir Alman şairi diyor ki, “En güzel şiir olaylardan çıkan, olayların yarattığı şiirdir.” Olayların gücünü yukarıya aldığım parçada görüyorsunuz.
Bu türküler olmasa Kozanoğlu’nu kim bilirdi? Türküler olmasa Pir Sultan olayını kim duyardı? Şeyh Bedrettin’in, Baba İshak’ın, Halit Begê Cibrî’nin, Yusuf Ziya Beg’in, Şeyh Said’in, Seyit Rıza’nın, Elîyê Unis’in, Elîşêr ve Zarîfe’nin, Derwêşê Evdî’nin, Fata Reş’in büyüklüğü kuşaklar boyunca, yaptıkları kadar da, belki onlardan daha çok da, onun üstüne çıkmış türkülerde, klamlarda yaşayacaktır.
Kanunları, seçkin kafalar, gelenekler, görenekler yapar. Ama türküleri, klamları halkın hepsi, hep birden yapar. Tutulmayan türkü, tasvip edilmeyen türkü bir gün iki gün ortalıkta gezer, sonra gümler gider. İşte efendim, ol sebepten türküleri yapanlar, kanunları yapanlardan daha güçlüdür diye belirttikten sonra bir türküden alıntıyla bitirelim: Erdal Erzincan okuduğu bir Alevi deyişinde der: En büyük sultandır, muhtacı sultan olmayan..!
