Üzgünüz ama gururluyuz

Özgür Eksik, 113 gündür açlık grevinde. 27 yaşındaki Eksik, daha bir yaşındayken köyleri bombalandı. Bombardıman sonrası bir kız kardeşini yitirdi. Ertesi yıl da babası şehit düştü.
Rize L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 113 gündür açlık grevinde olan Özgür Eksik, “Şehadet haberlerini acı ve üzüntüyle aldık. Üzgün olduğumuz kadar gururluyuz böyle asil ruhlu yoldaşların yoldaşı olduğumuz için” dedi.
Rize L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Özgür Eksik, 27 yaşında. Eksik, Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Mersin Şubesi’ne gönderdiği mektubunda, yaşadıkları süreci anlatarak, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.
Babası şehit
Eksik, 1992 Siirt/Eruh doğumlu olduğunu ve aynı yıl köylerinin bombalaması sonucu ailenin Mersin’e göç ettiğini hatırlattı. Eksik, yaşanan bombalama sonrasında bir kız kardeşini yitirdiğini, 1993’te ise babasının bir çatışmada şehit düştüğünü aktardı. Eksik, 2009 ‘da “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandığını ve 2012’nin sonlarında da tahliye edildiğini ancak 2014’te yeniden “örgüt üyesi olmak” gerekçesiyle tutuklanarak 23 yıl ceza verildiğini belirtti.
Pozantı’dan Rize’ye kadar
Toplamında dört kez tutuklanarak farklı cezaevlerine atıldığını aktaran Eksik, ilk cezaevi deneyimini bir dönem işkence ve kötü muamele iddiasıyla kapatılan Pozantı Çocuk Cezaevi’nde yaşadığını ifade ederek, sırasıyla Mersin E Tipi Cezaevi, Silifke M Tipi Kapalı Cezaevi, Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevi, Van M Tipi Kapalı Cezaevi, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi, Hakkari Cezaevi ve son olarak Rize L Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildiğini yazdı. 5 Ocak’ta kendisiyle birlikte Mustafa Türkan, Veysel Güler, Murat Şimşek, Erdem Aktı, Şiyar Kara, Orhan Şakar ve Hüseyin Yıldırım’ın eyleme başladığını dile getiren Eksik, 1 Mart’tan bu yana da 67 arkadaşının daha eyleme katıldığını kaydetti.
75 kişi olarak eylemlerini sürdürdüklerini ifade eden Eksik, 2012’deki açlık grevi eyleminde de bulunduğunu anımsattı. Eksik, şunları yazdı: “Bu tarihi direnişte Zülküf Gezen, Uğur Şakar, Ayten Beçet ve Zehra Sağlam yoldaşların fedai ruhlarının yıldızlaşıp ölümsüzler kervanına katılışlarını haberini büyük bir acı ve üzüntüyle aldık. Üzgün olduğumuz kadar gururluyuz böyle asil ruhlu yoldaşların yoldaşı olduğumuz için. Başta değerli ailelerimiz, yurtsever halkımız, Öcalan ve tüm yoldaşlarına baş sağlığı diliyoruz. Direnişimiz amacına ulaşıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
MERSİN
Ödün vermiyorlar
Tarsus Cezaevi’nde 15 Ocak’tan beri açlık grevinde olan gazeteci Dilbirîn Turgut’un görüşüne giden ailesi, “Kas ve eklem ağrıları başlamış ve artık uyuyamıyor. Tüm bunlara rağmen morallerinden ve taleplerinden asla ödün vermiyorlar” dedi.
Süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan ve sağlık durumları kritik aşamayı geçen binlerce tutsak, talepleri yerine getirilene kadar geri adım atmamakta kararlı. Bu tutsaklardan biri de Tarsus Cezaevi’nde tutulan gazeteci Dilbirîn Turgut. Dilbirîn, 15 Ocak’tan bu yana açlık grevinde ve birçok rahatsızlık baş göstermiş durumda. Ailesi, 3 gün önce Tarsus Cezaevi’ne giderek Dilbirîn’i gördü. Çok fazla kilo verdiğini belirten aile, “Bizim üzülmememiz için söylemiyor. Ellerini tuttuğumda buzdan farkı yoktu. Sırt ve eklem ağrılarından dolayı yatamadığını söyledi. Eskiden masa masa gezen Dilbirîn, yerinden dahi kalkamadı, konuşmakta ve görmekte zorluk çekti. Daha önce de basına yansımıştı zaten kan kustuğu ve durumunun kötü olduğu. Tüm bu rahatsızlıklarına rağmen kendileri bize moral veriyor ve asla geri adım atmayacaklarını, tecrit kalkana dek devam edeceklerini söylüyorlar” dedi.
Aylardır açlık grevinde
Daha önce tahliye olan koğuş arkadaşı gazeteci Zehra Doğan, Dilbirîn Turgut’u şöyle anlatmıştı: “Açlık grevindeki gazeteci arkadaşımızdır, söylemi ve eylemiyle kendini gösteren hissettiren, sevdiren güzel kadın. İncecik, narin, naif yoldaşımız, açlık grevi eylemine katılmak için ‘bu eylemde ben de varım’ diye günlerce, haftalarca ısrar eden inatçı yoldaşımız Dilbirîn. Yüreği öyle güzeldir ki Dilbirîn’in onu daha tanıdığınız ilk anda yüreğinize alırsınız, incecik ellerini avuçlarınıza alıp ısıtırsınız sevginizden. Mardin’in Kerboran (Dargeçit) ilçesinde doğan Dilbirîn’in gencecik yaşamına sığdırdığı koca bir mücadele hayatı var. Mücadelenin ne demek olduğunu, daha çok küçük yaşlardayken, sokaklarından eksilmeyen postal seslerinin yankısıyla yaratılmaya çalışılan korku politikalarına karşı duranlardan öğrenmiş. Nitekim kendisi de büyünce kadın kimliğiyle bu mücadelenin içinde yer almış.
Köy muhtarı babasının ölümünden sonra muhtarlığa adaylığını koymuş ve kazanmış. Başlar başlamaz da hedef olmuş zaten. Köy yakınlarında çıkan çatışmaların ardından ‘yardım yataklık yapıyorsunuz’ diye kendisi ve annesini gözaltına almışlar. Birkaç yıl sonra da hüküm almışlar ve bu yüzden yıllarca firari yaşamış Dilbirîn. 5 yıllık firari yaşamının ardından ise bir şekilde yakalanıp tutuklanan Dilbirîn, şimdi Tarsus zindanında aylardır açlık grevinde.”
Her sabah odasına bakıyorum
Tutuklu bulunduğu Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 126 gündür açlık grevinde olan Rıdvan Turan’ın annesi Necima Turan, kritik aşamayı çoktan geçen açlık grevlerine dair konuştu.
“Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanıp, 18 yıl hapis cezası verilen Turan, 11 yıldır cezaevinde. Anne Necima Turan ise açlık grevindeki oğlunu maddi olanaksızlıklardan dolayı en son geçen yıl Kurban Bayramı’nda görebilmiş. Açlık grevinde olması dolayısıyla oğlunun eşi ve çocuklarının kaygı içerisinde olduklarını belirten anne Turan, “Yaptığımız son telefon görüşmesinde sağlık durumlarının iyi olmadığını, ancak eylemlerine devam edeceklerini belirtmişti” dedi.
En büyük acıları anne ve babaların çektiğini ifade eden Turan, “Yüreğimiz en çok tecrit protestolarında yaşamlarını yitirenlere ve ailelerine yanıyor. Çocuklarını yitiren tüm ailelere sabır diliyorum. Bu tecridin bir an önce bitmesini istiyoruz. Artık cezaevlerinden ölüm haberi almak istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Aradan yıllar geçmesine rağmen her sabah kalktığında oğlunun odasına baktığını, onu orada göremeyince kahrolduğunu dile getiren anne Turan, evde artık bir düzenlerinin kalmadığını, yemek bile yapamadıklarını söyledi. Anne Turan, şunları ifade etti: “Sabah kahvaltıyı kuruyoruz ama oğlumun aç olduğu aklıma geliyor ve ağlayarak sofradan kalkıyorum. Bu durum her gün aynı şekilde devam ediyor. Akşam yatarken aklımda, sabah kalkarken aklımda. Odasını boş görünce içim parçalanıyor. Bu durumu ben tek yaşamıyorum ki, diğer tutukluların aileleri de yaşıyor. Evlatlarımız içeride binlerce arkadaşları ile birlikte bu tecridin kaldırılması için eylemdeler. Bizler de aileler olarak evlatlarımızın taleplerinin arkasındayız.”
Tecrit kalksın, Leyla yaşasın
Bağlar ilçesinde bir araya gelen kadınlar, İmralı tecridine karşı “Tecrit kalksın, Leyla yaşasın” sloganı eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’e destek ve dayanışma eylemleri de sürüyor. Amed’in Bağlar ilçesinde bir araya gelen kadınlar, Sakarya Caddesi üzerinde yürüyüş düzenledi. Leyla Güven’in fotoğrafının bulunduğu ve “Tecrit kalksın, Leyla yaşasın” yazılı yeleklerin taşındığı yürüyüşte, “Leyla Güven onurumuzdur” ve “Bijî berxwedana zindanan/Yaşasın zindan direnişi” sloganları atıldı.
