Varlığını korumanın eylemi “öz savunma”

Forum Haberleri —

Gerilla

Gerilla

  • Yaşama hakkımızı kimsenin elimizden alamayacağını, sosyolojik ve politik tercihlerimizi sorgulayamayacağını gösterecek yegâne mücadele biçimi öz savunmadır.

PÎR DERWÊŞ

Kendine saygının gereği olarak öz savunma, insanın kendini haksız bir eylem, davranışa karşı korumasıdır.  Bu tanımlama her ne kadar bilinçsel olarak karşımıza çıksa da kapsam olarak derinlikli kavranması ve algılanması geren bir olgu olarak önümüzde durmaktadır.

Bireyin fiziksel kendini koruma çabası “öz savunma” olarak algılanması ya da o şekilde sunulması gerçek potansiyeline ulaşılmaması için kurulan sistemli bir planın parçası olabilir mi?

Zaman ve coğrafya okumalarımız bu konuda daha kapsamlı yorum yapabilmemize yardımcı olmaktadır. Bireyin kendisiyle sınırladığı hak ve özgürlük anlayışı her konuda olduğu gibi bu alanda da zaafiyetlere neden olmaktadır. Eğer ki kazanılan haklar dahi yaşam tarzı ve kültürel derinlik ile korunamıyorsa, yasalar her zaman aşınacak ya da yok sayılma girişimlerine maruz kalacaktır.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinden tutalım, temel insan hak ve özgürlüklerine kadar her alanda korunması gereken değerler bizleri çağdaş normlara taşımak için kaldıraç rolü oynamaktadır. Bu rolün aktörlüğünü üslenen birey, öncelikli olarak kendini korumakla yükümlü olduğunu unutmaması gerekmektedir.  Yaşamın her alanında, kendi renklerini taşımak suretiyle savunan, eylemsel güce dönüşen birey amaçlar doğrultusunda kutsiyetin sınırlarını zorlamaktadır.

Sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik ve temel yaşamsal değerlerin bütününü korumak, savunmak, bireyin ilkesel olarak yeniden doğuşunu temsil ederken; insan olmanın değerini kavramak ve bu değeri kendi benliğinde eritmek oldukça meşakkatli olabilmektedir.

Tabii ki zorlukların getirdiği erdem ise kazanılmayacak öz benliğin açığa çıkışını desteklemektedir

İster avantajlı isterse de dezavantajlı bir konumda olunsun, illaki birey olmanın gereklilikleri ve sorumluluklarıyla karşılaşılacaktır. Bu aşamada doğru sorgulama çelişkilerimizi derinleştirirken kritik sorunun belirginleşmesine neden olacaktır. Öz savunma kim için, ne için olmalıdır?

Farklı aidiyetten gelen her bireyin vereceği cevabın birbirinden farklı olması muhtemeldir. Nedeni kültürel birikim, dünya görüşü, sosyal, siyasal dokunun etkisi en önemlisi ihtiyaçlar ve öncelikler sıralamasıdır.  

Fakat kadın kimliği için bu durum, coğrafya farklılıkları olmaksızın benzer özellikler taşımaktadır. Belli bir zamana kadar korumakla yükümlü olduğumuz çocukların hak ve dokunulmazlık ilkesinin kırılması aynı sınırlar içindedir. Kişinin kendini özgür bir şekilde ifade etmesi ve yaşama eşit koşullarda katılması ya da katılamaması karşındaki otoritenin cinsiyetine, kimliğine, rengine, statüsü ne olursa olsun ister bir kişi ister zor aygıtı, mücadele etmesi haklarını koruması en kutsal eylemidir.

Dolayısıyla meşru haklar aynı zamanda evrensel yasalar ile sabit olmak durumundadır. Öz savunmayı o nedenle yaşamın kurumsallaşmasını temsil eden tüm değerlerin toplamına denk bir mücadele biçimi olarak görmek daha gerçekçi olmalı.

Talep etmekten bahsetmiyoruz. Bazı şeyler vardır ve doğuştan sana aittir. Kimsenin bırakın müdahale etmesi söz söylemeye dahi hakkı olmamalıdır. Sınırlarını evrensel haklar temelinde çizebileceğimiz, insana saygının esas alındığı demokratik kaidelerin işletileceği modellemeler öz savunmanın neden ihtiyaç olduğunu anlamamıza yardımcı olmaktadır.

Başta Kurdistan halkı ve dünya halklarının meşru olan öz savunma hakkını kullanması tercihten ziyade zorunluluktan başka bir şey değildir. O nedenle ne kadar yüksek sesle dile gelirse ve özlü bir biçimde yaşam tarzına dönüştürülürse o kadar hızlı bir değişim söz konusu olacaktır.

Yaşama hakkımızı kimsenin elimizden alamayacağını, sosyolojik ve politik tercihlerimizi sorgulayamayacağını gösterecek yegâne mücadele biçimi öz savunmadır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.