Yine tazelendi yürek yaramız..

Haberleri —

  • Ondörtbin yıl gezdim pervanelikte, Sıtkı ismin duydum divanelikte. İçtim şarabını mestanelikte, Kırkların ceminde dâra düş oldum. Kırkların ceminde haydar haydar dâra düş oldum.
 

Bugün halk ozanı Ali Ekber Çiçek’in 14. ölüm yıldönümü. 26 Nisan 2006’da hayatını kaybeden Ali Ekber Çiçek, Kaz Dağları eteklerindeki Tahtakuşlar Köyü’nde toprağa verilmişti.

Ali Ekber Çiçek, 1938’de Erzincan’ın Ulalar köyünde doğdu. 1939’daki Erzincan depreminde babası öldü. Küçük yaşta bağlama öğrendi. İlk hocaları Potim İsmail Dede ile Emin Tabak Dede’ydi.

İlk kez, 1949 yılında henüz daha çocukken Ankara Radyosu'nda söylediği "Benden selam söyle o şaha" adlı Pir Sultan deyişi ile sesini ve müziğini milyonlara duyuran Ali Ekber Çiçek, ardında "Haydar Haydar" başta olmak üzere pek eser bıraktı.

Yaklaşık 400 şarkıyı seslendiren ve geniş dinleyici topluluklarına ulaşan Çiçek, kendinden sonra birçok bağlama ve ses sanatçısını etkiledi. Derlediği, bestelediği şarkılar Alevi müziğinin klasikleri arasında yeri aldı.

Cahilden uzak, kâmile yakın

Ali Ekber Çiçek, yaşamı boyunca sadık kaldığı yolu şu sözlerle özetliyordu: “Gerçekleri göstermek, gerçeğe kavuşmak ve gerçeği olduğu gibi insanlara anlatmak için çalışmış bir insanım. Cahilden uzak, kâmile yakın oldum; büyüklerime saygı ile, küçüklerime sevgiyle yaklaştım. Konuşulan her kelâmı ibadet gibi dinledim, kimseyi acizlik ve bilgisizlikle itham etmedim... Bu icraatım boyunca hiçbir maddi menfaat sağlamadan, insanların duygularını sömürmek gibi bir yanlışlığa meydan vermedim.”

Madımak yandığında eline saz almadı

Ünlü ozanın eşi Can Çiçek PİRHA'ya verdiği bir söyleşisinde, “Madımak yandığında eline saz almadı. Şimdi yaşasaydı Türkiye’nin daha da umutsuz halde olduğunu düşünürdü” diyor.

Can Çiçek, Ali Ekber Çiçek'in Haydar Haydar’ı çocuk gibi büyüttüğünü söyledi ve ekledi: “Müziğe çok farklı bakıyordu. Bir eser üzerinde çalıştığında gecenin bir vaktinde saz sesi duyardık. Sözlerine çok önem verirdi. İçerik onun için önemliydi. Ali Ekber’in okuduğu eserlerde herkes kendinden bir şey bulur. Onun tek bir özeli Haydar Haydar’ı 3 senede yapabildiğidir.

Bir gün sormuştum; nasıl radyoya girdin? diye. Dedi ki; sorma üç sene çocuk gibi büyüttüm elimde. Fakat bir gün solo programım vardı TRT’de. Ama hiç kimseye bir şey söylemedim. Şöyle düşündüm, ya müzik dairesi tarafından çıkarılır bu eser. Solo programda üç tane eser okudum. Dördüncüsünü de ‘Haydar Haydar’ ile bağladım. Ama radyo üzerime yıkıldı.”

Süleyman Demirel yasağı!

Müziğini yaparken Ali Ekber Çiçek’in kendini tam olarak özgür hissedemediğini söyleyen Can Çiçek, yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor: “Radyonun da bir yasağı vardı. Başka yerde çalışamazdı. Okuyacağı eserler müzik dairesinden dönebilir. Hatta Süleyman Demirel zamanında Kul Hüseyin’den alınan bir deyiş okumuştu. ‘Hey erenler akıl fikir eyleyin. Dağlara da duman ne güzel uymuş.’ O zaman bunu okumayacaksınız. Orada Süleyman adı geçiyor diye. Demişti ki ben 16. yüzyılda yaşamış bir halk şairinden bahsediyorum. Sizin Süleyman Demirel’iniz olan Sultan Süleyman oldu diye bir cevap vermişti. Sonra da kazasız belasız bu eser de geçmiş oluyor.”

Ali Ekber Çiçek, sanat yaşamı boyunca Alevi kimliğinden dolayı pek çok kez yasak, sansür ve ayrımcılığa maruz kaldı.

Haydar Haydar'ın hikayesi

Ali Ekber Çiçek denilince akla gelen ilk deyiş “Haydar Haydar”dır. Bu deyişi, Alevi tasavvufu açısından olduğu kadar, müzikal içeriği ile de onu en iyi anlatan eserlerden biridir. Ali Ekber Çiçek, bir röportajında, ''Ben okuduğum zaman, sazımla bütünleşiyorum. Silah çeksinler duymam, duyamam. Bilhassa Haydar Haydar’da. Çünkü onu ben üç sene boyunca gözyaşlarımla, motif motif işledim. Saz ibadet gibi çalınmalı. Radyoda dört saat saz çalıyordum, eve gidiyordum beş saat de evde çalışıyordum. Altı ay çalışırdım bir parçaya'' diyor.

Dillerden düşmeyen, pek çok sanatçının repertuvarına almak istediği “Haydar Haydar”, “Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim”, “Derdim Çoktur Hangisine Yanayım” gibi birçok türkü, Ali Ekber Çiçek sayesinde halk müziğinin klasikleri arasına girdi. Yine klasikler arasındaki “El Vurup Yaremi İncitme Tabip” ve “Yolumuz Gurbete Düştü” gibi birçok türküyü de Ali Ekber Çiçek derledi.

Ali Ekber Çiçek, 26 Nisan 2006 yalında 71 yaşında İstanbul’da hayatını kaybetti. Ardında ölümsüz eserler bırakan sanatçının cenazesi, Balıkesir’in Edremit İlçesi’nde Tahtakuşlar köyünde toprağa verildi.

Derlediği deyişlerden bazıları

* Bir güzeli methedeyim

* Böyle ikrarınan böyle yolunan

* Bunca olan emeğimi

* Çoktan beri yollarını gözlerim

* Derdim çoktur hangisine yanayım

* El vurup yaremi incitme tabib

* Ey erenler akıl fikir eyleyin

* Gönül gel seninle muhabbet edelim

* Gönül gel varalım gülşen bağına

* Gurbet elde bir hal geldi başıma

* Gurbet elde yadellerin derdini

* Gül yüzlü sevdiğim

* Hazin hazin esen seher yelleri

* İsmini sevdiğim saadetli dostum

* Nasıl yar diyeyim ben böyle yare

* Ondört bin yıl gezdim pervanelikte

* Şepke’nin kavakları

* Yolumuz gurbete düştü

KÜLTÜR SERVİSİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.