Yola yoldaş bir yazar

Haberleri —

UNESCO’nun insanlığın belleğini oluşturan eserlerin geleceğe aktarılmasına ve okuyucular tarafından erişilebilirliğine katkıda bulunmak, bu eserlerin önemine dair evrensel bir farkındalık yaratmak amacıyla başlattığı "Dünya Belleği"nin 2014 listesinde yer alan Meksikalı yazar Octavio Paz, doğumunun 100.Yılında dünyanın birçok yerinde adına düzenlenen etkinliklerle anılıyor.

Geniş bir felsefi ve edebi- kültürel birikim içinde, devrim sonrası Meksika'sındaki kapitalist gelişmeler karşısında sürekli olarak yaşamın ve dünyanın anlam sorusunu sorgulayan ve "Bu dünya bizi koruyor ama eziyor; bizi saklıyor ama çarpıtıyor. Maskelerimizi çıkarıp atarsak, dünyaya açılırsak, kısaca, kendi karşımıza çıkma yürekliliğini gösterirsek, gerçekten düşünmeye ve yaşamaya başlayabiliriz yeniden" diyen bir şairden söz ediyoruz. Doğu ve Batının özgün bir sentezi olan eserleriyle, Nobel Ödülü sahibi, şair, tarihçi, diplomat, deneme ustası… "Aşk varolmak istiyorsa, dünyadaki yasakları çiğnemek zorundadır." Diyen Octavio Paz…
***
Paz; "Bir şairin hayat hikayesi yoktur, şiirleri vardır" dese de  Onun hayat hikayesi de bir hayli renklidir.
31 Mart 1914′te Meksika’nın Mexico kentinde doğdu. Emiliano Zapata’yı destekleyen yerli bir ailenin oğlu. Ailesi iç savaş nedeniyle sıkıntıya düştüğü için zor koşullarda büyüdü. Meksika Üniversitesi’nde eğitim gördü. İlk şiir kitabı "Ormandaki Ay" 19 yaşındayken yayılandı. 1937′de İspanya'ya giderek Cumhuriyetçiler’i destekledi. 1963′te Meksika’nın Hindistan Büyükelçisi oldu. Meksika hükümetinin bir öğrenci eylemini kanlı bir şekilde bastırmasını protesto ederek 1968′de istifa etti. 1990′da edebiyata katkıları nedeniyle Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer bulundu.
76 yaşındayken Nobel’i alan Octavio Paz için İsveç Akademisi: "Dürüstlük ve duyarlı bir zekayla tanımlanan; geniş ufuklu ve ihtiraslı yazıları" için ödüle değer görüldüğünü açıkladı. Akademi açıklamasında şairin 1976’da yazdığı şu dizelere de yer veriyordu:
   "Gördüğüm ve söylediğim / Söylediğim ve sustuğum
 / Sustuğum ve düşlediğim / Düşlediğim ve unuttuğum arasındadır şiir."
***
Eleştirmenler Paz’ın en büyük başarısını düşünceyi şiire, şiiri de düşünceye dahil etmesine bağlarlar.
(Ama bir antrparantez olarak şunu söylemekte bir beis görmüyorum. Çevirinin azizliğinden midir nedir? Nedense Octavio Paz’ın şiirleri çok sarsmaz beni. Ancak poetik ve kuramsal yazıları tam tersi bir etkiyle son derece çarpıcı ve besleyici olmuştur benim için. Bunda mutlaka şiirin çevirilemezliğinin de çok etkili olduğunun farkında olarak söylüyorum. Aynı şeyi sözgelimi kuramsal yazılarını çok sevdiğim bir başka büyük usta Berholt Brecht için de söyleyebilirim.)
Paz, tüm yapıtlarında kapitalist yabancılaşma yüzünden bozulan insani değerleri vurgular. O’na göre şair, modern çağın rasyonalizmi ve ilerlemeciliğiyle hesaplaşmak zorundadır. Özgürlük bu sayede gerçekleşir.
"Özgürlük her zaman farklı düşünenlerin özgürlüğüdür.. başlangıçta benim "tek"liğimin olumlanması olan özgürlük, "benden başkasının ve başkalarının" da tanımlanmasıyla özgürlük olur... Başkalarının özgürlüğü benim özgürlüğümün koşuludur. Özgürlükten yoksun bir demokrasi bir despotizmdir…"
Şairin dediği gibi: "O kendi içinde gezinen bir derviş, kendi dışına taştığında bir yazar / Octavio, bu oyunun ilk raundu, bir de Paz var ki, deftere sığmaz.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.