Zindan da seçim de başarmak için

Forum Haberleri —

Demokrasi

Demokrasi

  • Eğer bir halkın özgürlük ve demokrasi sorunundan söz ediyorsak ilk önce bu halkın başta siyasal kurumlarında bu anlayışı ve tutumu sergilemek durumundayız. 

MORDEM ALİŞER

Yerel seçimlerle esasen hedeflenen nedir? Yerelde seçimi kazanmak derken ne anlıyoruz? Yerel seçimle yeni bir iktidar mı belirleniyor yoksa yönetim mi oluşturuluyor? Sorular çoğaltılabilir. Ama daha başından ifade etmek gerekirse yerel yönetim ne bazı rant alanlarının ele geçirilerek bazı kişi ve çevrelerin zenginleşmesini sağlamaktır ne de devlet sisteminin içinde yeni bir iktidar alanı oluşturmaktır. Hedeflenen halkın kendi yerel yönetimleri aracılığıyla kendi işlerinde, kendi yaşam alanları hakkında doğrudan söz ve karar sahibi olmasını sağlamaktır. Dolayısıyla demokratik yönetim ve yaşamın en temel alanlarından birini oluşturduğu rahatlıkla belirtilebilir.

Bundan hareketle bir anlayış ve yöntemden söz edilecekse o zaman yerel yöneticilerin doğrudan demokratik katılım ve karar ile belirlenmesinde tutarlı olmak ve her aşamada bunu pratikleştirmek önemli olmaktadır. Eğer bir halkın özgürlük ve demokrasi sorunundan söz ediyorsak ilk önce bu halkın başta siyasal kurumlarında bu anlayışı ve tutumu sergilemek durumundayız. Mart 2024 yerel yönetim seçimlerine giderken devlet ve onun başta kayyumlar olmak üzere her boyutta sürdürdüğü soykırım politikalarına alternatif demokratik alternatifi daha derinlikli ele alma ihtiyacı vardır. Yani kendi içimize ve işlerimize bakacağız.

Adayların ön seçimle belirlenmesi kararı doğrudur ve önemlidir. Çok geç kalınmış bir karar olsa da, devlet baskı ve şiddetinin son derece ağırlaştırıldığı bir döneme denk gelse de, yine yaklaşık yirmi yıllık bir yerel yönetim pratiği içinde oldukça olumsuz bazı yaklaşım ve pratikler yaşansa da halkın sağduyusunu ve kararını öne çıkarmanın küçümsenmeyecek bir karar olduğu belirtilebilir. Çok açık belirtmek gerekirse baskı ve şiddete karşı halkın öz savunma gücünü her boyutta ve her yerde geliştirmek ne kadar vazgeçilmezse demokratik kurumlaşma, söz ve karar gücünü kurumsallaştıran her çalışma da o kadar önemli ve vazgeçilmezdir. Bir önemi Türk devlet sisteminin kendine bağlı, uydu bir toplumsal ve siyasal güç devşirmesinin, dahası hegemonyasını toplumsal dokuda inşa etmesinin önünde alternatif olabilme karakterini kendisinde barındırmasındandır. Diğer bir ifadeyle faşizmin toplumsallaştırılmasına karşı özgür ve demokratik yaşam ve dayanışma gücünü kendinde taşımasındandır. Hal böyle olunca o zaman adayların doğru bir yöntem ve yaklaşım ile belirlenmesi kadar yerel yönetim olma gerçeğinin neye tekabül ettiğini bilmek ve buna göre hareket etmek durumundayız.

“Yeniden kayyum atanır mı atanmaz mı?” tartışmasına girmek işin özünü savsaklamaktır. Yine bazı sembol kişiliklere, bu kişiliklerin aday olup olmayacağına bağlanan bir yerel yönetim tartışması asıl amacı görünmez kılıcı niteliktedir. Mevcut örgütsellik ve kadronun yaşadığı zayıflığın ne yazık ki bazı çalışmaları etkileyebileceğini kabul etmek durumundayız. Ama diğer yandan ve en önemlisi bir halkın halen çok ciddi bir şekilde varlığını sürdüren özgür ve demokratik karar ve eylemliliği en önemli şansımız olmaktadır. Doğru bir anlayış ve yöntemle yaklaşabilirsek bu iradenin kendini oldukça açık bir şekilde sergilememesi düşünülemez. Bu başarılırsa çok daha fazla bir oy oranıyla belediyelerin kazanıldığını, hatta kaybedilebileceği düşünülen bazı alanlarda ise tersine bir gelişmenin yaşanabildiği görülebilecektir. Bu nedenle öncelikle dikkate almakla birlikte alanın kabilesel ve aşiretsel yaklaşımlardan kurtulunması, yine çokça kişiliklere dayalı olmayan, demokratik ulus bireyi ve yönetim anlayışı olarak çözüm üretici olunması halinde tam anlamıyla alternatifin de oluşturulması demektir. Ne yazık ki kimi kişileri öne çıkaran, bunun için hiç de kabul edilemeyecek yöntemlerle bu kişiliklerin seçilmesini dayatan pratikler hayli yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Demek ki demokratik ilkeden taviz verildiğinde bunun ardı arkası kesilmiyor.

Ayartma, yanlış propaganda, dedikodu, işlevsizleştirme çabaları bilinen alışkanlıklardan başkası değil. Bu durumun sorumlusu da esas olarak baştan itibaren buna meyl eden ya da zemin hazırlayan yönetimlerden kaynaklanmaktadır. Gözünün önünde bir toplumun yaşam dokularıyla oynanıp her türlü rezillik dayatıldığında ses çıkarmayanların kendini bir kurtarıcı, en iyi aday olarak kabul ettirmeye ve dayatmaya çalışması gerçekten ibretliktir. Bunca can bunların istediği gibi yaşaması, bir yiyici olmaktan öte hiçbir fonksiyonu olmayan birer kişilikler olarak siyasal ve ekonomik rant devşireni olsunlar diye toprağın koynunda yatmıyor. Binlerce can bu kişiliklerin kendinden menkul varlıkları korunsun diye böylelerinin ömürlerinden daha fazla zındanlarda tutsak tutulmuyor. O halde kendi içinde demokratik olma ve demokratik işleyiş ve kurumlaşmayı başarmanın düşmanın yapmak istediklerine karşı en önemli alternatif çalışmalardan biri olduğunu bilerek ciddiyetle yaklaşmak vazgeçilmez önemdedir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.