3. Yol nedir, ne değildir? -I-

Forum Haberleri —

Kürt halkı

Kürt halkı

  • Özgürlük Hareketi, 3. Dünya Savaşı’nın emperyalist müdahaleciliğinin ortasında aslî devrimci güç olarak yeni episteme ve yöntem arayışına girdi. Bunun sonucunda burjuva ideolojisinin -modernitenin- içerisinden çıkan 3. Yol kavramına da yeni bir öznellik içerdi.
  • Sayın Öcalan'ın Demokratik Modernite paradigması Anthony Giddens ve türevi sosyal demokrasi namına moderniteye cilalar çeken sosyolog, teorisyenlerden çok uzaktadır.

DİYAR RÛMET

Aydın Engin - yılını hatırlayamadığım- katıldığı bir televizyon programında sosyal demokrasi tarifi yaparken "Marksizmden doğan ama ondan doğduğunu unutandır" minvalinde bir tarif yapmıştı. Sosyal demokrasi, 19. yüzyıl sonrası ile 20. yüzyıla damga vuran Marksizm'in kimi sorunsallarına karşı genel itibariyle liberalizme yaklaşan ama birey yerine toplumsallığını düstur edinen bir program olarak Avrupa ülkelerinde öne çıktı. Reel sosyalist pratiğe özünde bir karşı çıkış iken ondan ufakça beslenen bir programdı. Sovyetlerin çöküşü ve dağılışı ile birlikte ve neoliberalizmin bu dağılmaya paralel olarak politik sınıf mücadelesi bağlamında "refah ülkelerini" de sıkıştırması - avro komünizmin çöküşü - modernitenin yeni bir cilaya ihtiyaç duyduğunu gösterdi. Bu cila modernite ve onun dolayımıyla burjuva demokrasisine can suyu olma hedefiyle ortaya çıkan 3. Yol teorisiydi. Modernitenin yetkin teorisyenlerinden Anthony Giddens kapitalizmi "tarihin sonu"ndan mülhemle mutlak zafer kazandığını ve yenilgisinin imkansızlığını vaaz ediyordu. Bu mutlak zafer karşısında kapitalizmi reforma tabi tutmak olabileceklerin en iyisiydi. Sınıflar ve onun üzerinden dolayımlanan kimliklerin de bir çeşit revizyonizm ile devrimci potansiyelleri yıkılmak isteniyordu. Antony Giddens'in teorize ettiği 3. Yol Tony Blair, Clinton ve Thatcher gibi politikacıların pratize etmeye çalıştığı bu yaklaşım küreselleşmeyi kabul; kapitalizmin kâr oranını yükseltmeyi hedefleyen ve sömürge biçimini "demokrasi icrası"na dönüştürmekten başka bir şey değildi. Emperyalist olgu mutlak kapitalizm zaferinden sonra düşmansız yaşayamazdı. SSCB'nden ulusal kurtuluş hareketlerine topyekûn toplumsal- ulusal hareketlerin yenilgisinden sonra yeni düşman yeşil kuşaktan arta kalan İslamcı örgütler olurken, 3. Dünya Savaşı’nın yeni merkezi olan Ortadoğu'da bir devrimci güç bulunuyordu: Özgürlük Hareketi.

Özgürlük Hareketi, 3. Dünya Savaşı’nın emperyalist müdahaleciliğinin ortasında aslî devrimci güç olarak yeni episteme ve yöntem arayışına girdi. Bunun sonucunda burjuva ideolojisinin -modernitenin- içerisinden çıkan 3. Yol kavramına da yeni bir öznellik içerdi. Özgürlük Hareketi'nin önderliği ve teorisyeni olarak Abdullah Öcalan, ideolojik arka planı olarak öncellikle Kapitalist Modernite ve onun araçlarına karşı bir ezilenlerin tarihsel hafıza, zafer - yenilgi ve birikiminden arta kalan yöntemleri 21. Yüzyılda programatize ederek Demokratik Modernite’yi inşa etti. Demokratik Modernite ve Kapitalist Modernite taban tabana zıt ideolojik öznellikler olsa da mistifikasyon veya dezenformasyona uğratılarak birbirine yakın şeylermiş gibi sunulabiliyor. Modernitenin yetkin savunucusu ve 3. Yol’un burjuva anlamını teorize eden Anthony Giddens için Sayın Öcalan Kapitalist Uygarlık kitabında şöyle bir değerlendirme yapar: "Kurnaz İngiliz sosyologu Antony Giddens, modernitenin üç süreksizliğinden bahseder: Kapitalist üretim biçimi, ulus-devlet ve endüstri. Giddens moderniteyi bu üç ayakla tanımlarken görünüşte gerçekçidir.Fakat sanırım bu paradigmayla özünde kapitalizmi anayurdunda kurtarma savaşının yeni bir aşamasının teorisyenliğini yaptığının farkındadır. Kapitalizmin değişerek sonsuz kılınmasının teorisi olan liberalizmin sağ tarzı ‘tarihin sonu’ ideası, liberalizmin sol tarzı sonsuzluğu ideasıyla birlikte bir kez daha beyinlere sızdırılmak isteniyor. Son kapitalist küresel hamleyle birlikte."

Sayın Öcalan Giddens'in ulus devlet ve modernlik değerlendirmelerine çekimser şekilde kısmi olarak katılırken, modernitenin üretimi ve kapitalist restorasyona katkıları ve pozitivist sosyoloji üretmeleri bakımından Giddens ve benzerlerinin uygarlık okumalarını vasat altı bularak sosyoloji yapamadıklarını ifade eder.

Kısacası Sayın Öcalan'ın Demokratik Modernite paradigması Anthony Giddens ve türevi sosyal demokrasi namına moderniteye cilalar çeken sosyolog, teorisyenlerden çok uzaktadır. Bu açı 3. Yol’un burjuva içeriğinin arka planı olarak modernitenin üretimi noktasında Özgürlük Hareketi özgülünde liberal sağ ve sol sapmaların bizatihi ideolojik karşıtlık olduğunun ifadesidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.