40 yıl mücadele ettiler, devrim yaptılar

Kadın Haberleri —

Rojava, kadın eylemleri

Rojava, kadın eylemleri

  • Kuzey-Doğu Suriye’de kadınlar devrimin filizlendiği 2011’den bu yana ekonomi, eğitim, sağlık, askeri ve yönetimde yer aldı. 2014’te imzalanan ilk Toplumsal Sözleşme’de yüzde 40 olan temsiliyet hakkını, 2023’te yüzde 50’ye çıkarmayı başardı. Sözleşmede Rojava Devrimi’nin bir kadın devrimi olduğu ibaresi bir kez daha yer aldı.
  • Demokratik Özerk Yönetim Kadın Meclisi Başkan Yardımcısı Ruken Melê, kadınların ulus devletlerin saldırılarına karşı bugün en küçük köyde bile omuz omuza örgütlendiğini belirtirken, yeni sözleşmenin her aşamasında yer alan hukukçu Aynur Zêd Paşa ise, kazanımlarının 40 yıllık bir mücadelenin ürünü olduğunu söyledi.

Demokratik ulus sisteminden ilham alan halklar, Rojava Devrimi'ne giden yolun taşlarını örerken, yeni bir yaşamı da inşa etti. 2011 yılında başlayan “Halkların Baharı” isyanı, Suriye’ye de sıçradı ve Rojava’da devrime susamış halklar, 19 Temmuz 2012'de devrim ateşinin ilk kıvılcımını yaktı.

Devrim ilanı ardından sırasıyla 21 Ocak 2014’te Cizîr Kantonu, aynı yıl 27 Ocak’ta Kobanê ve 29 Ocak’ta da Efrîn’de kantonları kuruldu. Kantonların alt yapısı demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayla örüldü. İdari, sosyal, ekonomik, askeri boyutta örgütlenmelerini Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne kadar geliştiren halklara, her aşamada öncülük eden ise kadınlar oldu. Kanton sisteminin ardından DAİŞ’ten temizlenen alanlara 7 sivil yönetim kuruldu. Demokratik Suriye Meclisi'nin (MSD) üçüncü konferansında tüm taraflar arasında koordinasyonun sağlanması için Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin kurulmasına karar verildi. Böylelikle her bölge kendi özgünlüğüyle yönetildi.

Tüm süreçlerde eşbaşkanlık sistemi uygulandı. Yerel yönetimlerden, halk meclisine kadar kamusal kurum ve kuruluşların tamamında kadınlar doğrudan yönetimler içerisinde yer aldı. Sulh Komiteleri örgütlendi ve 2015’te Adalet Divanı kuruldu. Daha sonra Toplumsal Adalet Meclisi tüzüğü hazırlandı, böylelikle 2017 yılında Toplumsal Adalet Meclisi’nin temeli atılmış oldu ve bu Meclis çatısı altında “Mala Jin Sulh Komitesi” ve “Toplumsal Adalet Divanı” kuruldu.

Toplumsal Adalet Meclisi’nin çatısı altında ilk şubesini 20 Mart 2011’de Qamişlo’da açan Mala Jin, Kongra Star çatısı altında örgütlenip 62 şube açtı. Eşit toplum felsefesi, demokratik aile kültürü ve özgür eş yaşam bilinci ile örgütlenen Mala Jin, aile içi şiddet ve kadınların toplum içinde yaşadığı sorunları komiteler yoluyla çözüme kavuşturmayı hedefledi. Mala Jin, Özerk Yönetim’in tüm sivil kurumlarında ve yargısında temsil edildi ve burada çözülemeyen davalar Kadın Adalet Meclisi'ne raporlandı.

Şiddet olayları Mekteba Jin’e taşındı

Her kurumda kurulan “Kadın Ofisleri”nde görüşülen şiddet olayları “Mekteba Jin”e taşındı. Eğer burada çözüm sağlanamazsa kadının yaşadığı sorun Kadın Koordinasyonu’na taşınarak, şiddet varsa, uygulayan kişiye soruşturma açıldı, adli süreç başlatıldı. Kadının mağdur olmaması için ise ekonomik ve toplumsal hakları korundu. Eğer sorun burada da çözülemiyorsa Özerk Yönetime bağlı mahkemelere başvuru yapılarak kadının hakları arandı.

Kalıcı eşitliğe, yaşama

Özerk Yönetim son olarak toplumsal yapı ve adalet sistemini güçlendirmek amacıyla, 4 ana başlık ve 134 maddeden oluşan Toplumsal Sözleşmeyi, 12 Aralık 2023’te kabul etti.

Oluşturulan komite tarafından demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma çerçevesinde yapılan değişiklikler şu şekilde oldu; Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi ismini, Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi olarak değiştirdi.  Artık 7 kantondan oluşacak olan Özerk Yönetim’de Belediyeler Komitesi’nin hiyerarşik yapısında değişiklikler yapıldı. Komitenin adı ‘Topluluklar ve Belediyeler Birliği’ olarak, Genel Meclisin adı ise ‘Kuzey-Doğu Suriye Halklar Meclisi’ olarak değiştirildi. Halklar Meclisi’ne bağlı olarak da “Gözlem Kurumu” kuruldu. Toplumsal Sözleşmeye göre ‘Merkezi Bütçe ve Ödemeler Ofisi’ ile ‘Toplumsal Sözleşmeyi Koruma Mahkemesi’ kurulmasına karar verildi. Komitenin alınan kararlarında din, inanç, dil gibi pek çok farklılık es geçilmeden, Özerk Yönetim içerisinde yer alan pek çok farklı kurum, kuruluş, yapı ile maddelerin 99’u tartışılıp ortak mutabakatla değişikliğe gidildi. 

Demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük kuramları etrafında şekillenen sözleşmede, kadın hakları üzerinde en çok durulan konu oldu.

 

Özerk Yönetim Kadın Meclisi Başkan Yardımcısı Rûken Melê İbrahim

 

Kadın kotası yüzde 50

Özerk Yönetim Kadın Meclisi Başkan Yardımcısı Rûken Melê İbrahim, bu değişimin en temel nedeninin kadınların her aşamada yönetimlerde söz sahibi olmasına bağlıyor ve 2014’te gerçekleşen Rojava Devrimi’nin esaslarının genişletilerek ilke olarak kabul edildiğini, bugüne gelindiğini kaydediyor.

Yönetimde “yüzde 50 kadın temsiliyeti” şartı olduğunu, belediyeler ve meclisler başta olmak üzere kadın kotasının her alanda uygulandığını söyleyen Rûken Melê İbrahim, kadın meclisi ve komitelerinin 7 kantonda bulunduğunu ekliyor.

MA’dan Ceylan Şahinli’ye konuşan ve 2021 yılında Kadın Koordinasyonu’nun kurulduğunu hatırlatan Rûken Melê İbrahim şöyle devam ediyor: “Koordinasyonda yer alan eşbaşkanlar, Danışman Meclisi Eş Genel Başkanı ve Adalet Meclisi Eş Genel Başkanı şeklindedir. Koordinasyonun üyeleri, Özerk Yönetimde alınan kararların değerlendirilip tartışıldığı, aylık ve yıllık toplantılarda yerini alıyor.”

Omuz omuza her köyde örgütlenme

Kadınların ayrıca hem devrim sürecinde hem de sonrasında devam eden saldırılara karşı özsavunma halinde olduğunu ekliyor:

“Bu süreçte pek çok zorlu zamanlar geçirdik. Bunlardan biri de Arap kadınlarıyla temas kurmaktı. Onlarla çalışırken sorunlar yaşadık, engellemelerle karşılaştık ancak çalışmalarımızı sürdürdük. İlk zamanlarda DAİŞ’in zihniyetinin hâkim olduğu alanlarda çalışmalar yürütüldü. Yani hem bu zihniyetle hem feodal ve eril zihniyetle mücadele ettik. Bugün ulus devletlerin özellikle Türkiye’nin hedefiyiz. Bunun en önemli sebeplerinden biri de kadın mücadelesidir. Bu yüzden en önde mücadele veren kadınlar saldırılarda ilk hedef alınanlar oluyor. Ancak mücadelemizi omuz omuza sürdüreceğiz. Bugün en küçük köylerde dahi örgütlenme içerisindeyiz.”

 

Toplumsal Sözleşme'de yer alan hukukçu Aynur Zêd Paşa 

 

Rejimin izleri yok edildi

Yeni sözleşmenin oluşum sürecinde komitede yer alan hukukçu Aynur Zêd Paşa ise, bir önceki anayasada Suriye rejiminden kalma pek çok pürüzün olduğunu ifade ediyor.

Aynur Zêd Paşa, 40 yıllık bir mücadelenin ardından önce özerklik ilan edildiğini ve 2014 yılında Efrîn, Cizîr ve Kobanê’de Toplumsal Sözleşme’lerin imzalandığını vurgulayarak, “Bu sözleşmelerle kadın erkek eşitliği kabul edildi. Kadınların askeri, siyasi, toplumsal hakları düzenlendi. Kadınların bu alanlarda temsiliyeti yüzde 40 olarak yükseldi. Birçok değişim yapıldı, ancak hala noksan olan konular vardı” diyor.

Söz konusu eksiklikleri ise şöyle özetliyor: “Kadın ve çocukları ilgilendiren yasalar Suriye rejimi anayasasında yer alan ‘Aile Kanunu’na göre düzenleniyordu. Rejim döneminden kalma yasalardan dolayı hala pek çok noksanlıklar mevcut. Biz ise Özerk Yönetim içerisinde bütün kimlikleri ve inançları eşit tutuyoruz ancak Özerk Yönetimin bağlı olduğu Suriye Anayasasında bulunan Mebdee-i Yasası (Esas Prensipler), İslami bir hukuk içeriyor. Özellikle ‘Aile Kanunu’ diye geçen yasa sebebiyle hukuki süreç buna bağlı olarak ilerliyor.”

Söz hakkını geri aldılar

Aynur Zêd Paşa aynı zamanda sözleşmenin neden yenilendiği şu sözlerle açıklıyor: “Kadınlar için sistem içindeki rolleri, ekonomik, siyasi, askeri, kültürel alanda yeni düzenlemeler yapıldı. Sözleşmenin önsözünde eşbaşkanlık sistemine ilişkin, ‘Kadın ve erkeklerin eşitliğine dair esas prensiplerine bağlı olması zorunlu kılındı’ ibaresi yer alıyor. Rojava Devrimi’nin bir kadın devrimi olduğu bir kez daha sözleşmede de yer aldı. Kadın sistemi olarak adlandırdığımız konfederatif sistemde en büyük kazanımlardan biri de Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Kadın Meclislerine bağlı olacak şekilde komünlerden tutun kantonlara, oradan özerk yönetim meclislerine kadar kadın temsilcileri belirlendi. Bu sistem içerisinde kadınlar doğrudan yönetim içerisinde söz hakkına sahip olabilecekler. Diğer bir kazanım, kadınlar Kanun yapıcı, Yürütme ve Adalet Meclisinde yer almaya başladı.” RIHA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.