Alçaklığın evrensel tarihinden bir sayfa

Cihan DENİZ yazdı —

  • İnsan alçaklığının en dip noktalarından bir olan Kapo adı, belli bir dönemdeki belli bir grubu değil, bir anlayışı tanımlamaktadır. Tarih; halkına, inancına, kültürüne, cinsine, sınıfına ihanet edip onların düşmanları için çalışan; efendileri adına onlara zulmeden, onlara tarifsiz acılar yaşatanlarla doludur.

Yıllar önce okuduğum bir kitaptı Alçaklığın Evrensel Tarihi. Tarih boyunca dünyanın farklı yerlerinde kötülükleriyle, ahlaksızlıklarıyla, zalimlikleriyle nam salmış insanlar hakkındaydı. Tabii ki özellikle de iktidar, mülkiyet ve hakimiyet anlayışıyla kirletildiği ölçüde, ilk insanlardan günümüze alçaklığın tarihi ince sayılacak bir kitaba sığmayacak kadar uzun ve kapsamlıdır. Onu hakkıyla anlatmaya bırakalım sayfaları, ciltler yetmez. Ayrıca her gün dünyanın farklı yerlerinde bu kitabın yeni bölümleri yazılmaktadır.

Kitap esas olarak alçaklığın evrensel tarihini bireyler üzerinden izlemektedir. Ama örgütlü kötülük bireysel kötülükten her zaman daha korkunç sonuçlara yol açtığından bu tarihin en kirli sayfalarında bireylerden çok gruplar, örgütler, partiler yer almaktadır.  

İşte bu kirli tarihin en acı sayfalarından, en korkunç bölümlerinden biri de Nazi Almanya’sındaki toplama kamplarıdır. Milyonlarca Yahudi’nin, komünistin, muhalifin, kadının, LGBTİ+’nın sistematik bir şekilde ve en acımasız yöntemler kullanılarak ortadan kaldırıldığı toplama kampları söz konusu olduğunda akla kim ya da kimler gelir?

Hitler gelir, Himmler gelir, “Nihai Çözüm”ün mimarı Heydrich gelir, Auschwitz’de insanları canlı denek olarak kullanan Mengene gelir, Avrupa çapında kurduğu sistemle savaşın nerdeyse son günlerine kadar toplama kamplarına insanların sevk edilmesini sağlayan Eichmann gelir. Bu liste daha da uzatılabilir. Şüphesiz bu ve diğer Naziler insan varoluşunun dip noktalarıdır; kötülüğün, zalimliğin, acımasızlığın ete kemiğe bürünmüş halleridir. Ama bir kesim var ki alçaklıkta bunların çok gerisinde kalmasalar da artık onlardan pek söz edilememektedir.

Savaşta yaşadığı ağır kayıplar nedeniyle tek bir askere bile ihtiyaç duyan Nazi Almanya’sı, kampların iç düzenini büyük ölçüde Yahudi mahpuslar arasından oluşturduğu gardiyanlar ile sağlıyordur. Bunlar Kapo olarak bilinmektedir.      

Kendisi de Nazi toplama kamplarından kurtulmayı başarmış bir olan Macar romancı Imre Kertész dediği gibi, kurban olmak ile suç ortağı yani kasap olmak arasında bir tercih yapmak durumunda kaldıklarında bazıları kasap olmayı tercih etmektedir.   

Bundan dolayı da Kapolar basit işbirlikçiler olarak görülemez. Onlar kamplardaki tüm insanlık suçlarının ortağı olmanın ötesinde bizzat uygulayıcısıdır. Toplama kampı çarkının bir dişlisidirler. Himler bu sistemi neden kurduklarını ve bundan ne beklediklerini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır: “Bu altinsanlar üzerindeki hakimiyet sistemimizi teşkil ettik. Bir mahpus diğerlerine göz kulak olmaktadır. Çalışma hedeflerine ulaşılmasından, sabotajların engellenmesinden sorumludurlar.”

İşte bu Kapolar, ellerindeki sopalarla ve efendileri Nazilerden aldıkları güçle onlar adına kamptakiler arasında disiplini sağlarlardı. Ve kaderlerinin efendilerinin iki dudağı arasından çıkacak tek bir söze bağlı olduğunu bildiklerinden bu görevlerini çok daha büyük gayret ve gaddarlıkla yaparlardı; efendilerinin gözüne girmek için yapmayacakları şey yoktu.  

Ne karşılığında? Birkaç gün daha fazla yaşamak, önlerine atılan kırıntılarla karınlarını doyurmak, daha iyi giyinmek, daha sıcak barakalarda uyumak. İşte benliklerini, kimliklerini, insanlıklarını bu birkaç kırıntı uğruna satıyorlardı.   

Ama söylemeye gerek bile yok Naziler açısından onların kullanım değeri dışında bir değerleri yoktu. Kendilerine hizmet etseler de Himmler’in yukarıdaki sözünde de görüleceği gibi  onları “insan” olarak bile görmüyorlardı. Onları sadece işlerine yarayan bir araç olarak görüyorlardı ve artık işe yaramadığını düşündükleri anda da verdikleri tüm ayrıcalıkları bir anda ellerinden alıp onu aynı kaderi paylaşmak üzere diğer mahpusların yanlarına gönderiyorlardı.    

Bununla beraber, insan alçaklığının en dip noktalarından bir olan Kapo adı, belli bir dönemdeki belli bir grubu değil, bir anlayışı tanımlamaktadır. Tarih; halkına, inancına, kültürüne, cinsine, sınıfına ihanet edip onların düşmanları için çalışan; efendileri adına onlara zulmeden, onlara tarifsiz acılar yaşatanlarla doludur.

Ve bugün de gözlerimizin önünde bu kirli tarihin yeni bir bölümü yazılmaktadır. Yeni Kapolar, efendilerinin gözüne girmek için kendi halklarına ihanet içinde her tür kirliliği yapmaktan kaçınmamaktadır; her gün yaptıklarıyla, ağızlarından çıkanlarla daha da alçalmaktadırlar.

Ama unutulmasın ki efendileri gözlünde sadece bir araç olarak değeri olan Kapolar ama er ama geç her zaman kaybetmeye mahkumdur. Kaderleri her zaman insanlık tarihinde halkına, inancına, cinsine, sınıfına ihanet etmiş hainler olarak anılmak olacaktır.

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.