Aydınlardan Kürtlere destek

•  Çok sayıda tanınmış siyasetçi ve aydının bileşeni olduğu Uluslararası Kürt Dayanışma Kolektifi, “NATO’nun Erdoğan rejiminin işgal ve imha politikasını desteklemesine karşı Kürtlerin yanındayız” dedi. 

Uluslararası Kürt Dayanışma Kolektifi, Türkiye’nin işgal saldırılarına karşı demokrasi ve insan haklarından yana olan herkesi Kürt halkını desteklemeye çağırdı. 

Kolektifin Eş Sözcüsü Güney Afrikalı aktivist ve kadın hakları savunucusu Fazela Mahomed, “Kürtlere destek olmak istiyoruz” dedi. Grubun diğer Eş Sözcüsü Avrupa Parlamentosu Sol Parti eski Milletvekili Jürgen Klute ise İsveç ve Finlandiya’ya “Erdoğan’a boyun eğmeyin” çağrısı yaptı. 

Baerbock’a açık çağrı 

Mahomed ve Klute, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’tan ise askeri güçlerini Güney Kürdistan ve Rojava’dan çekmesi için Türkiye’ye baskı yapmasını istedi.

Türkiye saldırılarını genişletiyor 

Kolektif tarafından yapılan yazılı açıklamada ise “Erdoğan rejimi, NATO’nun da desteğiyle Kürt halkına ve müttefiklerine karşı yürüttüğü savaşı sadece Türkiye sınırları içinde sürdürmekle kalmamakta, Suriye ve Irak’a hatta İsveç ve Finlandiya’ya kadar genişletmektedir. Kürtlerin gerçek demokrasi, toplumsal cinsiyet özgürlüğü ve ekoloji için verdiği mücadelenin, dünya genelinde otoriter rejimlerin yükseldiği bir dönemde hepimizi ilgilendiren bir mücadele olduğunun bilincindeyiz. Bugün Kürtlerle dayanışma içinde olmak, herkes için demokratik bir geleceği savunmak anlamına gelmektedir” denildi.

NATO Erdoğan’a izin verdi

Açıklamada Haziran sonunda yapılan NATO Zirvesi’nde Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kürtler üzerinden yapılan kirli pazarlıklara da dikkat çekilerek, şunlar ifade edildi: “NATO, Türkiye’nin vetosunu kaldırmak için Kürtler etrafında dönen kirli bir anlaşma yaparak Erdoğan’a etnik temizlik yapma izni verdi. Erdoğan böylece durumu istismar etmeyi başardı ve Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesi bir kez daha ekonomik, askeri ve diplomatik çıkarlar uğruna feda edildi.”

Kürtler sırtlarından hançerlendi 

Erdoğan’ın Rojava’ya yönelik yeni işgal harekatı arayışında olduğu da hatırlatılarak “Erdoğan rejimi bugün Rojava’nın (Kuzey Suriye) bazı kısımlarını işgal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda bölge sakinlerinin zorla sürgün edildiği, işkence gördüğü ve öldürüldüğü yönünde haberler geliyor. Ancak şimdi, Türk Cumhurbaşkanı Kürtlerin en temel insan haklarını elde etme çabalarını bile şantaja tabi tutup suç sayarken, uluslararası sistem Kürt halkını onun insafına terk etmiş durumda. NATO zirvesi Türkiye’ye Kürtlere saldırması için yeşil ışık yaktı. Bu Kürtlerin sırtlarından hançerlemesi demek. NATO’nun bu hamlesi Türkiye’de, Kürdistan’da ve ötesinde Kürtlerin insan haklarının ihlali anlamına geliyor. Türk ya da Kürt binlerce siyasetçi, gazeteci, akademisyen ve aktivist hapsedilmiş durumdadır” tespiti yapıldı.

Erdoğan’ın hırsı perçinleniyor 

Erdoğan’ın cesaretlendirildiği belirtilerek “Uluslararası sistem Türkiye’nin kendi sınırları içindeki Kürtlere karşı yürüttüğü savaşı onaylamakta ve bu da Erdoğan’ın ilhak hırsını daha da perçinlemektedir. 1980’lerden bu yana Türk devletine verilen uluslararası destek, Kürt sorununa şiddet içeren politikalar konusunda cesaretlendirdi ve bu şiddet son dönemde Suriye ve Irak’a da sıçradı. Tek barışçıl çözüm her iki tarafın da müzakere masasına oturmasıyla mümkündür” önerisi yapıldı.

Kürtlerin modeli umut oldu

Kürtlerin 21. yüzyılda tüm dünyada önemli ölçüde tehdit altında olan demokrasi, toplumsal cinsiyet özgürlüğü ve ekoloji için mücadele ettiğine dikkat çekilerek “Kürtler ve Rojava’daki (Kuzey Suriye) ve Suriye genelindeki müttefikleri ‘demokratik konfederalizm’ olarak bilinen kapsayıcı bir yönetim modeli kurmuş ve böylece dünya genelindeki demokratik mücadeleler için bir umut ışığı haline gelmiştir” denildi.

Operasyonlara karşı çıkıyoruz 

Açıklamada ayrıca “NATO’nun Erdoğan rejiminin işgal ve imha politikasını desteklemesine karşı Kürtlerin yanındayız. Kimse yardım çağrılarına yanıt vermezken dünyayı DAİŞ’e karşı savunanların öldürülmesini amaçlayan Irak’taki cani Türk operasyonlarına karşı çıkıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Erdoğan’a boyun eğmeyin

Açıklamada İsveç ve Finlandiya’ya ise şu çağrı yapıldı: “İsveç ve Finlandiya’dan, Erdoğan’ın Kürt kökenli vatandaşlarının iadesine yönelik antidemokratik ve gayrimeşru taleplerini yerine getirmemelerini talep ediyoruz; ne biz ne de bu ülkelerin halkları buna müsamaha göstermeyecektir.”

Diktatörlerden güçlüyüz

Kollektif’in amacı ise şöyle izah edildi: “Özgürlük, demokrasi ve kendi kaderini tayin hakkı için mücadele eden bizler, haklılığımızı dünya halklarının vicdanından alıyoruz ve diktatörlüklerden çok daha güçlüyüz. Türkiye’nin Kürt halkının meşru temsilcilerini ve müttefiklerini terörize eden ikiyüzlü eylemlerine karşı birleşeceğiz.

 Kürt halkı için bir aradayız 

Bizler demokrasi ve insan haklarından yanayız ve savaşa, yayılmacılığa, soykırıma, kadın cinayetlerine ve ekokırıma karşıyız. Bu görüşü paylaşan herkesi Uluslararası Kürt Dayanışma Kolektifi’ni desteklemeye çağırıyoruz. Birlikte sonsuz savaş politikalarını yenebilir ve bugün Kürtlerin başına gelenlerin devam etmemesini ve şimdi ya da gelecekte dünyanın dört bir yanındaki diğer savunmasız grupların başına gelmemesini sağlayabiliriz. Tıpkı kendi ülkelerimizdeki baskıcı siyaset ve yapılara karşı mücadele ettiğimiz gibi, bugün de DAİŞ’i yenilgiye uğratan ancak şu anda Erdoğan’ın yeni etnik temizlik tehditleriyle karşı karşıya olan Kürt halkını desteklemek için bir araya geliyoruz. Şimdi herkesten bu kritik dönemde Kürt hareketini desteklemelerini, Kürtler ve tüm halklar için özgürlük, demokrasi ve barışı desteklemek üzere bizimle birlikte durmalarını istiyoruz.”

Çok sayıda aydın destek verdi

Nobel Barış Ödülü sahipleri Şirin Ebadi ve Jody Williams ile İngiliz İşçi Partisi Milletvekili Jeremy Corbyn, İtalya eski Başbakanı Massimo D’Alema, Alman Sol Parti’nin eski Eş Başkanı Gregor Gysi, İsveç Milletvekili Amineh Kakabaveh, Fransa Senatosu Başkan Yardımcısı Pierre Laurent, Yönetmen Ken Loach, Filozof Raúl Prada Alcoreza, Yerli halklar için mücadele eden Kolombiyalı aktivist Jose Santos’un da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve aydın açıklanan metne imza atarak Kürtlere açık destek verdi.  HABER MERKEZİ