Çadır ve tarlalarda derin eşitsizlik

Kadın Haberleri —

Çadırda yaşayan mülteci tarım işçileri

Çadırda yaşayan mülteci tarım işçileri

  • Mülteci tarım işçisi kadınlar güvensiz koşullarda günlük 300 lira yevmiyeyle hayatta kalmaya çalışıyor. Sürekli su alan ve sıcak olan çadırlarda yaşayan kadınlar, tarladan sonra da ev işi yapmak zorunda bırakılıyor.

Mevsimlik tarım işçilerinin ağır çalışma koşulları altında çalışmasına yönelik haberler sık sık karşımıza çıkıyor. İşçilerin yaşadığı tüm zorluklar ülkedeki eşitsizliğin ve ekonomik krizin aynası oluyor. Öte yandan hem mülteci hem de işsiz olmak bu eşitsizliği daha derinleştiriyor.  

Türkiye’nin ana aktörü olduğu Suriye’deki savaşta göç etmek zorunda kalan mülteciler tarım alanında kayıtsız, güvencesiz, kötü barınma şartları ve ırkçılığa karşı hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Mezopotamya Ajansı’ndan Dilan Akyol, Mersin’in Akdeniz ilçesinde yaşayan mülteci tarım işçilerinin yaşadığı zorlukları yerinde izledi. Adanalıoğlu Mahallesi'nde çadırda yaşayan mülteci tarım işçileri, su, tuvalet ve banyo sorunu yaşıyor.

Bu sorundan en çok etkilenenler kadın ve çocuklar. Çocuklar yaşadıkları yerlerin merkeze uzak olmasından kaynaklı hem beslenemiyor hem de eğitim hakkında mahrum kalıyorlar. Kadınlar ise ağır iş koşulları ve çadırda yaşam koşulları sebebiyle pek çok sağlık sorunu yaşadıklarını, hastanenin uzak olmasından ve mülteci olmaktan kaynaklı sağlığa erişimde sorunlar yaşadıklarını söyledi.

 

Sehar Muhammed

 

Seradan sonra evde de çalışıyor

10 yıl önce Mersin’e göç eden 29 yaşındaki Sehar Muhammed, 9 yıldır sera ve bahçe işlerinde çalışıyor. Serada çalışma koşullarını anlatan Sehar,"Yazın serada çalışmak çok daha zor. Sıcaktan bayılacak duruma geliyoruz, seraların içi normal sıcaklıktan iki kat daha sıcak. Bu yüzden yazın 8 saat, kışın ise 12 saat serada çalışıyoruz. Sabah 05.00'te iş başı yapıyoruz, öğle saatlerinde bitiriyoruz. Serada çalışmak ve çadırda yaşamak, kadınlar için çok daha zor. Tarlada çalıştıktan sonra çadıra gidip yemek yapmak, bulaşık yıkamak zorundayız. Mutfak olmadığı için su taşımada ve yemek yapmada sorun yaşıyoruz. Bunun yanında 7 çocuğum var, en küçüğü 8 aylık, çocukların bakımını hep biz kadınlar yapıyoruz" diye konuştu.

Sağlık hakkından yararlanmıyorlar

Hayatlarının sadece tarla ve çadırdan ibaret olduğunu ifade eden Sehar, “10 yıldır burada yaşıyorum, şehir merkezini sadece 4-5 defa görmüşüm. Hastaneye gittiğimiz zaman tedavi olamıyoruz, son dönemde geçici kimlik kartım olmadığı için tedavi olmadan geri döndüm. Yerli halkın da bize bakışları farklı. Sürekli yardım alıyorlar diyorlar ama aldığımız sadece 300 TL, o parayla çocuklarıma mama, süt bile alamıyorum" dedi.  

Çadıra bin lira elektrik faturası

Pisem Elmusa (23) ise, günlük 300 lira yevmiyeyle çalışıyor. Mersin'de biber işini bitirdikten sonra Ankara Bala'ya soğan toplamaya gittiler fakat 1-2 gün sonra kayıtları Mersin'de olduğu için jandarma tarafından tekrardan tekrardan Mersin'e gönderildiler. Gitmemeleri halinde sınır dışı etmekle tehdit edildiler.

“Kışın bu çadırlarda çok zorlanıyoruz, çadırlarımızı yağmurdan dolayı su basıyor” diyen Pisem Elmusa çadırdaki yaşamını şöyle anlattı: “Çadırlalar naylon olduğundan, soba yaktığımızda ise yanma korkusuyla yaşıyoruz. 3 çocuğum var, sürekli hastalar, çadırların içi şu an çok sıcak, vücutlarını hep sinekler ısırmış. Bu ay kaldığımız çadıra bin lira elektrik geldi. Sadece vantilatör, buzdolabı ve çamaşır makinesi kullanıyoruz. Aldığımız yevmiyle çok zor geçiniyoruz.” MERSİN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.