Dargeçit JİTEM’de karar duruşması

  • Aralarında dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de bulunduğu 18 kişinin yargılandığı Dargeçit JİTEM davası, 'faili meçhul’e doğru gidiyor. Karar duruşması bugün.  Avukat Kuzu, "Maktullerin kayıt dışı gözaltına alınıp öldürüldükleri, tanık anlatımları , devletin resmi belgeleri ve bulunan cenazelerle ispatlandı. Sadece bunu hüküm altına alacak cesaretli yargıçlara ihtiyaç var" dedi.

DENİZ YILDIZ / İSTANBUL

Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında Davut Altınkaynak (13), Seyhan Doğan (14), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya (24) ve Süleyman Seyhan (57) ile uzman çavuş Bilal Batır gözaltına alındı. Ardından haber alınamayan 7 kişinin aileleri, Dargeçit savcılığına suç duyurusunda bulundu. Mart 1996’da Süleyman Seyhan’ın cesedi, Dargeçit ilçesine bağlı Şikeftika köyünde bulundu, ancak 2013’e kadar suç duyuruları ile başlayan soruşturmalar etkin yürütülmedi.

Avukatlar, 2013’te savcılığa, kaybettirilen kişilerin cesetlerinin olabileceği Dargeçit ilçesinin Bağözü köyündeki kuyularda arama çalışması başlatılması için dilekçe verdi. Talebin kabul edilmesi ardından köydeki doğal su kuyusunda yapılan aramada Mehmet Emin Aslan ve Seyhan Doğan’ın kemiklerine ulaşıldı.   Haziran 2013’te Kızıltepe Aysun köyünde yapılan kazılarda bazı kemikler bulundu. Bu kemiklerin Dargeçit ilçesinde kaybettirilenlere ait olma ihtimaline karşın ailelerden kan örneği alındı. Kemiklerin Abdurrahman Coşkun ile Abdurrahman Olcay’a ait olduğu tespit edildi.

Avukatlar, 2015’te ise Dargeçit Ulaş köyü civarında bulunan bir mağarada kaybettirilen kişilerin olabileceği iddiasıyla savcılığa dilekçe verdi. Burada yapılan kazıda bulunan kemikler ile ailelerden alınan örneklerin uyuşması sonucu Nedim Akyön ile Davut Altınkaynak’ın kimlik tespiti yapıldı. Böylece 7 kişinin de cenazeleri bulunmuş oldu. 

Davada faili meçhule doğru

Dava, 2015’te ’güvenlik’ gerekçesiyle Midyat’tan Adıyaman’a taşındı. Savcı, 29 Mart’ta Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 21. duruşmada, yargılanan dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin ile Faruk Çatak, Mahmut Ayaz, Naif Çelik, Ramazan Savcı, Kemal Kaya, Mehmet Acar, Faik Acar, Hüseyin Altunışık, Mehmet Emin Çelik, Sadık Çelik, Fethullah Çelik, Osman Demir ve Bahattin Erge hakkında 'somut delil' bulunmadığı gerekçesiyle beraat talep etti. Mahkeme, gelecek duruşmanın karar duruşması olacağını belirterek davayı 28 Haziran’a erteledi.

Katliam çok net ortaya çıktı

Dava avukatlarından Erdal Kuzu, davanın soruşturma ve kovuşturma aşaması ile beraber 26 yıldır sürdüğünü hatırlattı. Avukat Kuzu, “7 kişinin gözaltına alınıp kaybettirildiği MİT raporu, dönemin kaymakamın beyanları ve o tarihte görev yapmış askerlerin tanıklıkları ile teyit edilmiş oldu. Bu davada maktullerin gözaltına alındıkları ve devlet görevlileri tarafından öldürüldükleri çok net olarak ortaya çıktı. Sadece bunu hüküm altına alacak cesaretli yargıçlara ihtiyaç var” dedi.

'Devlet görevine’ ceza yok

Savcının beraat talebine tepki gösteren Av. Kuzu, “Savcılık mütalaası çok şaşırtıcı değil. Bu tür davalarda savcılıkların takındıkları rutin bir durumdur. Doğrusu gerçeğin bu olmadığını bilmesine rağmen savcılığın beraat mütalaası vermesi, cesaretsizlik örneği olduğu kadar bugün uygulanan yargısal tutumun da bir sonucudur. Esasen sanıkların vermiş oldukları savunmalarda ‘devlet tarafından verilen görevi yerine getirdik’ şeklindeki cümleleri dikkate alındığından savcılıkların farklı bir tutum göstermeleri mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla cezasızlık politikası bu mütalaada da kendisini tekrar etmiştir” şeklinde konuştu.

Korkut Eken’in itirafı

Türk devletinin 'faili meçhul' cinayetlerine ilişkin Sedat Peker ve Korkut Eken’in izahatını hatırlattığımız Av. Kuzu, şunları söyledi: "Sedat Peker bölgede işlenen cinayetlere ilişkin bir anlatımda bulunmamaktadır. Bu kişiye cevap veren ve günlük bir gazetede yayınlanan Korkut Eken’in beyanları, 90’lı yıllarda cinayetlerin nasıl işlendiğini ve yöntemini ortaya koymaktadır. Bu kişinin ‘eleman kullanıyorduk’ cümlesi, esasen faili meçhul cinayetlerin işlenme biçimini ortaya koyan net bir itiraftır. Bu anlamda JİTEM bu elemanların kullanıldığı hukuk dışı organizasyondur. Bizzat devlet tarafından kurulmuş ve siyaseti devlet tarafından planlanmış bir örgüttür."

 

Ankara JİTEM Davası: Sanıklara ‘gelmeyin’ ihtarı

Ankara JİTEM Davası’ndaki beraat kararının bozulmasının ardından ilk duruşma 15 Ekim’de görülecek. Dava avukatlarından Nuray Özdoğan, taraflara gönderilen “Gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda duruşma yapılacak” ihtarıyla sanıklara “gelmeyin” mesajı verildiğini söyledi.  

Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında 19 kişinin kaybedilerek infaz edilmesine ilişkin Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, aralarında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Ayhan Çarkın’ın da bulunduğu 19 sanık hakkında verilen beraat kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından 23 Mayıs’ta bozuldu. Kararın bozulmasının ardından ilk duruşmayı 15 Ekim’e veren Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, müşteki ve sanıklara duruşma tebligatı gönderdi. Tebligatta, “Gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda duruşma yapılacak” ihtarı yapılması dikkat çekti. Söz konusu ihtarla sanıklara üstü kapalı “gelmeyin” mesajı verildiğini söyleyen dava avukatlarından Nuray Özdoğan, “İstinaf kararı esasa dair bir bozma olup bölge idare mahkemesi delillerin yeterince değerlendirilmediği, sanık Ayhan Çarkın’ın beyanlarının maddi olaylarla ilgisinin yeterince araştırılmadığı, bu suçların belli bir organizasyon kapsamında işlenip işlemediği, olaylar arasında irtibatın yeterince değerlendirilmediği ve benzeri gerekçelerle beraat kararını bozdu. İstinaf, olaylara dair ciddi bilgiler ve deliller sunan tanıkların beyanlarının yeterince değerlendirmediğine karar verdi. Bu dosyadaki deliller, sanıkların örgütlü bir suç kapsamında, JİTEM örgütlenmesi kapsamında bu suçları işlediğini göstermektedir” dedi. 

Yerel mahkemenin delilleri görmezden gelerek beraat kararı verdiğini ifade eden Özdoğan, “Bu karardan sonra yerel mahkemenin yapması gereken, kaçma ve delilleri karartma ihtimalleri yüksek olan sanıkların öncelikli tutuklu yargılanmalarına karar vermek olmalıydı. Ancak mahkeme, tüm yargılama boyunca sanıklara gösterdiği nezaketi devam etmiş, gönderdiği duruşma ihtarında sanıkların duruşmaya gelmemeleri halinde yokluklarında duruşmaya devam edeceğini bildirmiştir. Mahkeme müştekilere de aynı içerikte tebligat göndermiştir” diye kaydetti. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.