DBP metropollerdeki Kürtlerle buluşuyor  

Demokratik Bölgeler Partisi

Demokratik Bölgeler Partisi

  • Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 25 Eylül’de İstanbul'da Danışma Bürosu açtı. Benzer büroların başka Türkiye kentlerinde de açılması bekleniyor. DBP, bu çalışmasıyla Türkiye metropollerinde yaşayan Kürt nüfusuna hitap etmeyi hedefliyor. 

MIHEME PORGEBOL / İSTANBUL

DBP Parti Meclis Üyesi ve DBP Genel Merkez İstanbul Danışma Bürosu İl Eşsözcüsü Mustafa Mesut Tekik, bu büroları açmalarının temel nedenlerinden birinin HDP düşüncesine katkı sunmak olduğunu böyledi. 

DBP, Türkiye halk ve sınıflarının Kürt halkıyla, Kürt halkının dinamikleriyle beraber mücadeleyi nasıl daha da sonuç alıcı hale getirebileceğine dönük bir proje kapsamında Türkiye metropollerinde de bürolar açıyor. İstanbul Danışma Bürosu İl Eşsözcüsü Mustafa Mesut Tekik, Kürt siyasasının "Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan" şiarıyla hareket ettiğini ve DBP'nin de Kürt siyasetinin en önemli partilerinden biri olarak bir HDP bileşeni olduğunu hatırlatarak, "HDP fikriyatını besleyen, HDP'nin içindeki dost ve yoldaş kurumlarla beraber özgürlük ve demokrasi mücadelesini en nitelikli şekilde büyütmek için emek sarf ediyoruz. DBP'nin herhangi bir siyasi partiyle yarışmak gibi bir derdi veya misyonu yok. Dolayısıyla danışma büroları üzerinden halkımızla buluşacağımız bu projemiz de Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan özlemini gerçekleştirmeye dönük bir atılımdır" dedi. 

Metropoldeki nüfus daha fazla

Türkiye metropollerinde yaşayan Kürt nüfusun Kürdistan'dakinden neredeyse bir buçuk kat daha fazla olduğunu vurgulayıp bu nüfusla daha güçlü bir kucaklaşma hedeflediklerini ifade eden Tekik, şunları söyledi: "Metropollerde yaşayan yurtsever Kürt nüfusun kendine has özlemleri, umut ve hedefleri var. Özellikle Türkiye metropollerinde arkadaşlarımızın cansiperane yürüttüğü HDP fikriyatını toplumsallaştırma mücadelesine HDP'nin Kürt tabanından daha güçlü bir katkı sunma isteğimiz var. DBP'nin Türkiye metropollerinde örgütsel, eğitsel ve manevi boyutu da olan bu çalışması sözünü ettiğimiz istek doğrultusunda gerçekleşiyor. Kendini seçimlere angaje etmiş bir parti faaliyetinden ziyade klasik siyasetin dışında bir ilişki biçimiyle toplumla buluşmayı hedefliyoruz. Özellikle gençlik ve kadında zaten var olan ama türlü sebepten açığa çıkamayan dinamiği örgütlemek ve güçlü bir bilinç yoğunluğuyla HDP fikriyatına katkı sunmayı amaçlıyoruz." 

Daha güçlü bir ses

Kürt siyasetinin asla aritmetik hesapları olmadığını vurgulayan Tekik, doğru siyaset zeminin yoldaşlık zemini olduğunu belirtti. Tekik, Birleşik Mücadele Güçleri bünyesindeki kurumlarla ortaklaşmanın gerekliliğine değinerek "Karşınızdaki faşist güç sizi yıllardır boşa düşürmek, içinizi boşaltmak, son tahlilde de sizi tasfiye etmek için tüm imkanlarını kullanıyor. Demokratik ve yurtsever siyasete dönük yüzlerce operasyon yapıldı. Bu büyük saldırı ve yönelimler varken zaman zaman hepimizin eksikliklere düşmesi kaçınılmaz. Elbette Birleşik Mücadele Güçleri bünyesindeki partilerimiz bu eksikliklerini gidermeye çalışıyorlar. Bizim başlattığımız bu çalışma da kendi eksiklerini gidermek ve daha güçlü bir ses yaratmak minvalde değerlendirilebilir" şeklinde konuştu.

Kırgınlık yaşayanlarla da buluşacağız

Başlattıkları bir yönüyle de eğitsel olan çalışmanın sonucunda yetişen kadroların HDP içerisinde aktif rol almaya kanalize edileceğinin altını çizen Tekik, "DBP, Kürt ulusal değerlerini Kürt Özgürlük Hareketi’nin çağdaş, demokratik, ekolojist, kadın özgürlükçü ideolojisiyle harmanlayan bir tarz ve politik programla çalışıyor" diyerek, partilerin siyasi eksikliklerinden kaynaklı kırgınlık yaşayan ve izleme pozisyonunda duran kesimlerle buluşmak istediklerini belirtti. 

Sahte Kürtlük empoze ediliyor!

Kürt ulusal değerlerinin kırmızı çizgileri olduğunu belirten Tekik, şöyle devam etti: "Özeleştiri mahiyetinde de olsa demokratik ulusçu eğitsel bir çalışmayla yaraları sağaltacak bir değer yaratmayı hedefliyoruz. Kürt halkının kendini politik olarak Kürdistan'ın ötesinde de ifade edebilmesinin olanaklarını oluşturmayı hedefliyoruz. Aslında egemenlerin de özgür siyasetin dışındaki kimi çevrelerin de sahte bir Kürtlük empoze etmek istedikleri açık. Tabii özgür siyaset kurumları hiçbir zaman kuru milliyetçi söylemlere tenezzül etmedi, etmez de. Çünkü bu siyasetin karakterinde böyle bir şey yok. Ama Kürt halkının da dünyadaki diğer tüm halklar gibi özgün yanlarını savunması gerekir. Ulusal değerlerimiz bizim siyasetimizin rengini belirliyor. Özgür Kürt siyaseti de, Kurdî değerlerini koruyarak 'Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan' şiarıyla mücadelesini veriyor."

Paradigmayı toplumsallaştırmak

Kürtlerin özgür siyaset kurumlarının hiçbir zaman kaba anlamda kimlik ve millet siyasetleri yürütmediğini ve bundan sonra da yürütmeyeceğini vurgulayan Eşsözcü, "Ancak biz DBP olarak Kürt halkının da ulusal gerçekliğinden kaynaklı, devletin yüz yıldır bastırdığı ulusal özlemlerinin, kimliğine dair açlığının farkındayız. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; yurtsever Kürt halkının kendini özgün kimliğiyle örgütleyebildiği ana damar Demokratik Bölgeler Partisi'dir. Biz de sözünü ettiğimiz ve gerçekleştireceğimize inandığımız demokratik, ekolojist, kadın özgürlükçü paradigmayı toplumsallaştırmayı esas alıyoruz. Bu anlamda bütün halkımızı bu çalışmaya katılmaya ve bu büronun misyonunu bu anlamda zorlayıp eleştiren, onu her zaman çalışır kılan bir noktaya getirmesi gerektiğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Bu anlamda halkımızdan bu sürece katılmalarını bekliyoruz" dedi. 

Yüzyıllık bir patinaj

"Türkiye'de kendini sosyal demokrat olarak addeden kimi çevrelerin Kürt meselesini 21. yüzyılda bile ekonomik entegrasyon seviyesinde değerlendirmesi yüzyıllık bir patinajdır. Bizim çalışmamız bu patinaja verilecek en güçlü cevap olacaktır" diyen Tekik, özgün kimlikleriyle siyaset yapmanın sadece Kürtlere özgü olmaması gerektiğini; Türkiye'de ulusal kimliği bastırılmış birçok halkın yaşadığını anımsattı. Tekik, "Çerkesler, Pomaklar, Lazlar, Araplar, Rumlar, Ermeniler de siyasete bu pencereden yaklaşarak kendi özgünlüklerini yansıtmalıdırlar. HDP bileşeni bir parti olarak DBP, bastırılmış ve hatta yok edilmiş diğer ulusal kimliklerin de özgür siyasete katılımını gerekli görüyor. Bu yüzden DBP saydığımız tüm bu ulusal kimliklerin de partisidir" dedi.

Çok yönlü bir çalışma

Başlattıkları çalışmanın çok yönlü olacağını ifade eden Tekik, Kürt siyasetinin geçmişte tecrübe ettiği Siyaset Akademileri pratiğini örnek vererek, şunları belirtti: "Spesifik olarak bir akademi çalışması yürütmeyeceğiz ancak bunu da kapsayan bir çalışma içerisindeyiz. Toplumsal anlamda içine gireceğimiz her ilişki aynı zamanda eğitsel de bir ilişki olacak. Yani bu proje bir yönüyle planlanmış formel çalışmaları kapsarken bir yönüyle de yaşamın akışı içerisinde gelişen ilişkilenmeleri de kapsayacak. Bugün metropollerde yaşayan Kürdistan halkının çeşitli toplumsal katmanlar içerisinde en değme siyasetçi ve akademisyenlere taş çıkartacak binlerce arkadaşımızın olduğu gerçeği var. Bu projenin önüne koyduğu asıl misyon bu gücü açığa çıkarmaktır."

Başat özne kadın ve gençlik

DBP’nin kadının yaratıcı gücü ve gençliğin dinamizminin farkında olduğunu belirten Tekik, şöyle konuştu: "Kadınlar zaten örgütlenmemizin her alanında öncülük ediyorlar. Bu yüzden gençliği temsiliyet boyutunda da çok önemli bir yerde konumlandırıyoruz. Gençlik demokratik siyasete hem yön veren hem de moral veren temel güçtür. Bu yüzden hem HDP'de hem DBP'de gençler ve kadınlar tüm çalışmalarımızda olduğu gibi bu çalışmamızda da başat özneler olacaklardır." 

Her yer çalışma alanı olacak

Metropol hayatının sürekli bir hengame; metropollerde yaşayan Kürt nüfusun da çoğunlukla işçi ve emekçi olduğunun farkında olduklarını söyleyen DBP Genel Merkez İstanbul Danışma Bürosu İl Eş Sözcüsü Tekik, şunları ekledi: "İnsanların işe gidip gelirken bile üç dört saatini yolda geçirdiği bir hengameden söz ediyoruz. İnsanların dünyalarında tali hale getirilmiş bazı duyguları tekrar nasıl öncelenmiş hale getirebileceğimiz üzerine sıklıkla tartışıyoruz. Bu temelde çalışmalarımızı daha çok insana nasıl ulaşacağız sorusu etrafında şekillendiriyoruz. İnsanların etkinliklerimize gelmesini beklemektense bizim insanlara gideceğimiz bir tarzla sürdüreceğiz çalışmalarımızı. Elbette ki kendi örgütlülük mekanlarımızda etkinliklerimiz olacaktır ancak daha çok biz kapitalist modernite tarafından yaşamları her alanda çevrelenen insanlara gideceğiz. Yani bizim için her ev, her sokak, her işyeri ve tüm mekanlar birer çalışma alanı olacak. En azından niyetimiz bu."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.