DEM Parti ve temsil krizi

Hasan KILIÇ Haberleri —

  • DEM Parti ekseninde yürüyen bileşen-birey-ittifak üçgeninde kurulan siyasal mutabakat mevcut haliyle 14 Mayıs’ta da, 31 Mart’ta da, şimdilerde de “temsil krizi” tanımlamasını hak ediyor.
  • Temsil krizini aşmak üzere yenilenmiş ve cesurca ele alınmış bir çıkışa ihtiyaç var. Halka rağmen değil, halkla birlikte; dağıtarak değil, ortaklaştırarak; ittifakı yapılardan alıp toplumsal dinamikler üzerinden kurup yapıları bileşen çatısı altında toplayarak düşünmek bir ihtimal olabilir.

14 Mayıs seçim sonuçlarının yarattığı karamsar tablo 31 Mart seçimlerinin sonuçlarıyla birlikte yerini iyimserliğe bıraktı. Oysa 14 Mayıs da, 31 Mart da karamsarlık-iyimserlikten öteye giden değerlendirmeleri hak ediyor. Bu yönüyle her iki seçim de siyasi partilerin gelecek projeksiyonunda birlikte değerlendirilmesi gereken, neden-sonuç bağlantılarının kurulması zorunlu olan niteliklere sahip.

İki seçim arasındaki süreklilikler güçlü bağlar oluşturuyor. Bunlardan biri DEM Parti ekseninde yürüyen bileşen-birey-ittifak üçgeninde kurulan siyasal mutabakattır. Bu mutabakat mevcut haliyle 14 Mayıs’ta da, 31 Mart’ta da, şimdilerde de “temsil krizi” tanımlamasını hak ediyor.

İnsanların siyasal sürece doğrudan dahil olabildiği kanalların çokluğu, tek bir video çekerek onlarca siyasetçiden çok fazla izlenip kanaat oluşturabildiği, tekniğin ideolojiyle bütünleşip alternatif imkanlar açtığı günümüzde, klasik siyaset tarzının en büyük tehlikesi “temsil krizi”dir. Otoriter popülistlerin yükselişinde bu krizi fırsata çevirmeleri ilgili çevrelerce tartışılan ve tespit edilmiş bir gerçektir.

Temsil krizinde süreklilik

DEM Parti (HDP+Yeşil Sol) kurgu olarak çok sayıda bileşeni içinde barındıran “doğal ittifak” partisi olarak kuruldu. Siyasal amacı Kürt Özgürlük Hareketi ile Türkiye’nin devrimci-demokrat kesimlerini bir araya getirmekti. Nitekim kurulduğu dönem itibariyle -ve hala- dünyada eşi benzerine az rastlanan ortak siyasi mücadelenin zeminini oluşturmuştu.

Fakat Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin iki bloklu siyaseti örgütlemesi, sosyolojik olarak artan Kürt ulusal duygusunun siyasal izdüşümleri, Türkiye solunun bir kısmının şovenizme, bir başka kısmının ise popülizme sımsıkı sarılması gibi çok sayıda nedenden ötürü DEM Parti, 14 Mayıs’tan 31 Mart’a (daha öncesi de var) süreklilik içinde bir temsil krizi yaşıyor.

Bu temsil krizinin semptomatik yansımalarını sıklıkla görüyoruz. Öncelikle Üçüncü Yol’un adresi olan DEM Parti’nin ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin özünde 14 Mayıs ve 31 Mart’ta halkın bu yolda ısrarını gördüğünü gösteren çok sayıda veri var. Fakat (hemen seçim sonrası) semptomatik yansımaların birinde Özgür Özel’in siyaseti dönüştüreceğine dair haberlerde diğerinde ise 2,5’uncu yolu öğütleyen(!) seçim analizlerine yer verilmesinde görmek mümkün. Elbette 3. Yol, başka kimselerdeki dönüşümünü göz ardı etmez. Fakat 31 Mart sonrasında 3. Yol için temel örgütleme alanı ortaya çıkan aşınmaları tamir ederek güçlendirmektir. Dolayısıyla mevcut yönetim sisteminin Kürtleri, devrimci-demokratları, solcuları by pass etmek isteyen stratejisine karşı daha güçlü şekilde 3. Yol’a sarılmak gerektiği açıktır.

Temsil krizini aşmak

Uzun süredir dünyadaki gelişmelerin de etkisiyle temsil krizinin siyaset kurumunu ilgilendiren başat meselelerden biri olacağı, özellikle temsili merkezi düzeyde kurup yerele yayan yapıların bu dalgadan ciddi şekilde etkileneceği açıktı. Fakat gelinen noktada bu konuda adım atma gerekliliği zorunlu hale geldi.

Bu yönüyle, temsil krizini çözmek ideolojik-politik bir sorumluluk olarak görünüyor. Hem ortak mücadele hattından kaymayı engelleyerek politik savrulmaları engellemek için hem de yeni dönemin parolasını ortak mücadele üzerinden kurmak için bu mesele doğal akışına bırakılmayacak kadar önemli bir hal almış durumda. Bunun için belki de, ittifak zeminlerini bileşik mücadele zeminine doğru kaydırarak çatıyı düzgün çatmak lazım. Görüldü ki, Kürt Özgürlük Hareketi’nin çatısını “bileşen” hukukuyla çatmadığı her çatı sızıntılara neden oluyor. İttifaklar seçimin -ki başarısız şekilde- gündemine sabitleniyor. Kriz derinleşiyor.

Nihayetinde temsil krizini aşmak üzere yenilenmiş ve cesurca ele alınmış bir çıkışa ihtiyaç var. Halka rağmen değil, halkla birlikte; dağıtarak değil, ortaklaştırarak; ittifakı yapılardan alıp toplumsal dinamikler üzerinden kurup yapıları bileşen çatısı altında toplayarak düşünmek bir ihtimal olabilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.