Devlet yasakladıkça o üretiyor

Kadın Haberleri —

Rengin Onuk

Rengin Onuk

  • Devletin 1995 yılında boşalttığı köyüne 6 yıl önce dönen Rengin Onuk, topraklarına yeniden arpa, buğday ve mercimek ekiyor. Onuk’un bu yolda en büyük destekçisi ise birlikte ürettiği kadınlar.

Devletin 1990’lı yıllarda “güvenlik” gerekçesiyle Kurdistan kentlerinde devreye koyduğu politikalar sonucunda binlerce köy yakıldı, insanlar yerlerinden edildi ve faili meçhul cinayetlere kurban gitti.

Bu süreçte boşatılan köylerden biri de Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesine bağlı Dader köyü. Cûdî Dağı eteklerinde bulunan ve 1995 yılında askerlerin zorla boşalttığı köye 29 yıldır girişler yasak. Sadece mülk sahibi yurttaşlar, “izinle” köye girebiliyor.

Rengin Onuk, devletin yasak ve baskıların rağmen köydeki yaşamı, canlılığı sürdürmeye çalışan kadınlardan biri. 32 yaşındaki Onuk, köyü boşaltıldığında sadece 3 yaşındaydı. 2018 yılında diğer köylülerle tekrar doğduğu topraklara dönerek buğday, arpa ve mercimek ekimini yapmaya başladı. Her yılın Ekim ve Kasım aylarında izin alan Onuk, belirli sürelerde köyde kalıp ekim yapıyor.

Bölgedeki tek kadın çiftçi olan Onuk, sadece devlet baskısına karşı değil toplumsal cinsiyet rollerine karşı da mücadele veriyor. İnsansızlaştırılan köye yeniden ruh vermeye çalışarak, çabasıyla birçok kadına da ilham oldu.

 

 

Her şeyi yapacak gücümüz var

MA’dan Zeynep Durgut’a, tarımı mecburiyetten değil sevdiği için yaptığını söyleyen Onuk, kadınların tek başına her şeyin üstesinden gelebileceğini göstermek istediğini kaydediyor.

“Etrafımdakiler çoğu kez ‘Yapamazsın, edemezsin, sen mi yapacaksın' dediler. Dönemsel olarak işçi ihtiyaçlarımız oluyor ve daha çok kadınların gelip çalışmasını istiyorum. Çünkü kadınların iş potansiyeli erkeklerinden daha yüksek. Mesela erkekler traktör sürüyor ancak tarlalardaki taşları kadınlar ayıklıyor. Yani asıl emeği kadınlar veriyor.”

 

 

Toprak benim değil, hepimizin

Kadınların geçmişten beri tarlalarda en ağır işlerde çalıştığını belirten Onuk, şöyle devam ediyor: “Erkeklere sadece traktör sürüp, kadınların topladığı taşları atma işi düşüyor. Kadınların verdiği emek değerli o yüzden onlarla çalışıyorum.  ‘Parsel benim siz çalışın’ mantığıyla değil birlikte çalışma düzenimiz var. Buğday, arpa ve mercimek ekiyoruz. İki senede bir ürünlerimizin durumuna göre mısır veya pamuk ekiyoruz. Ekinin ekilmesinden hasat zamanına kadar mazotundan gübresine, işçilerin gelişinden gidişine kadar hepsiyle ilgileniyorum. Daha çok buğday ekiyoruz. Buğdayda verim güzel ancak hayat çok pahalı, ekonominin durumundan kaynakla emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Mazot ve gübre çok pahalı. Girdi maliyetleri arttı. Ekmeğin fiyatı artıyor ancak buğdayı hala ucuza satıyoruz. Büyüklerimizden kalma bir iş olduğu için sürdürüyoruz.”

 

 

Biz ekiyoruz, kravatlılar yiyor

Onuk, “Biz ekiyor, emek veriyoruz lakin kravatlılar yiyor” sözleriyle çiftçiliğin iktidarın politikaları nedeniyle bitme noktasına geldiğini ekliyor ve kadınlara tarımı bırakmaması çağrısı yapıyor. ŞIRNEX

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.