Devletin akli dengesi

Forum Haberleri —

Paris République meydanı

Paris République meydanı

  • Garabet şuradadır ki Fransa devriminde bile Fasces denilen Roma’nın hükümet yetkisini sembolize eden baltanın üzerinde liberte, egalite, fraternite yazılıydı. Fasces bir balta olup faşizm kelimesinin kökenidir.
  • Sakine Cansız yoldaşların, Nagihan Akarsel yoldaşın ve en son Evîn Goyî yoldaşın katillerinin profili aynıdır. Faşizm kavramının yerine geçen akli dengesi bozuk psikopat terimi uygarlığın gelmiş olduğu aşama için gayet anlaşılır bir durumdur. 

NUMAN AMED
Rêber APO’nun beşinci savunmasında iktidar ve toplum ayrışması başlıklı bölümde şöyle der; “Uygarlık tarihi bir anlamda toplum ve iktidar ayrışmasıyla başlar. İktidar ve birlikte oluştuğu sermaye tekelleri, toplumdan ayrıştıkları oranda ayrıcalıklı bir güç olarak toplumun artı-değerlerini gasp ederler. Marksizm’in sınıf çelişkisi ve sömürüsüne ilişkin çözümlemeleri bu konuda sınırlı bir gerçeklik payını taşımakla birlikte asıl çelişki, dolayısıyla baskı ve sömürü toplum ile iktidar ve sermaye tekelleri arasındaki ilişki düzleminde gerçekleşir.” Rêber APO’nun bu belirlemesi alt ve üst yapı arasındaki organik bağı dıştalar. Alt yapı ve üst yapı arasındaki bağ teorik ve baskıya dayılı bir ilişkidir. Yapaydır. Dolayısıyla devlet aygıtını bir üstyapı formu olarak yorumlamak bu belirlemeye göre gerçekçi değildir. Alt ve üstyapının toplamı olarak devleti ele almak daha doğrudur. Rêber APO Neolitik topluma karşı bir toplum olarak karşı devrim biçiminde ele aldığı toplum özünde Marksizm tarafından formüle edilen alt yapının toplum biçimidir. Bu toplum biçiminden devlet çıkar demekten ziyade devletin organize ve inşa ettiği toplum olarak ele almak daha doğrudur. 

Thomas Hobbes tarafından yazılan Leviathan kitabı tam da bu noktada önem kazanmaktadır. Hobbes Şengal Êzîdî toplumunu tanımasa da büyük bir ihtimal ile insanlığın sınıflı uygarlık aşamasının dini tarifi olan kötü tanrıları kızdırmayalım, kurban sunalım izahı siyaset biliminde sözde (toplumsal sözleşme) olarak Leviathan’ın razı edilmesidir. Zaten Thomas Hobbes bundan kaynaklı bu kadar ürkütücü bir canavarı seçmişti. Leviathan başka bir ifade ile merkezi uygarlık demektir. Thomas bu kitabı dar anlamda bir İngiliz devlet ulusu için yazmadı. Kitabın yazılış sebebi İngiltere merkezli gelişen kapitalizmin merkezi uygarlık olarak başa geçmesiydi. Dolayısıyla bu kitap bir ön akıl olarak kapitalizme öğütlerdir. Zaten Thomas’tan sonra İngiliz ekonomi politiğinin yazılması bu görevin kabul edilmesi anlamına da geliyordu. Üst yapı ve alt yapı formülasyonu tam da Marksizm’in esinlendiği noktada kendisiyle çelişiyordu. Akıl ile yaratılan bu denklem Marksizm’de madde ve düşünce ikilemine düşmektedir. Çelişki de buradadır.  Yeni devletin akli dengesi için yazılan Leviathan İngiliz ekonomi politiği ile tamamlanır. Tedavi bitmiş ve ilaç sonuç almıştır. Ulus devlet, endüstriyalizm ve tekel biçiminde kapitalist modernitenin sac ayakları olarak alt yapı ve üst yapının başka bir tarifi olmaktadır. Devletin akli dengesi Marksizm’de devlet masumlaştırılarak minimum bir olgu olarak üst yapıda bir sandalye hakkı biçiminde ele alındı. Leviathan devlet ve toplum sözleşmesi olarak başta İngiltere’de ve sonra Fransa’da olmak üzere ulus devlet biçiminde Hobbes’in izinden yürüdü.

Hobbes’te devlet alt yapı ve üstyapının toplamıydı. Hobbes haklıydı ve devletin en güzel tanımını yapmaktaydı. Kızıl elbise giydirilmiş Leviathan Sovyetlerde bütün toplumun kanını emdi. Garabet şuradadır ki Fransa devriminde bile Fasces denilen Roma’nın hükümet yetkisini sembolize eden baltanın üzerinde liberte, egalite, fraternite yazılıydı. Fasces bir balta olup faşizm kelimesinin kökenidir. Bu balta meşe ve güller ile bezendirilmiştir. Güçlü ve kurnaz adamın  üzerine giydirilmiş gül, eşitlik ve özgürlük imgeleri sağ ve sol jakobenizm olarak bir sınıf temsiliydi. Sağın ve solun devleti jakoben ideolojiyle birleştiği zaman Rêber APO’nun deyimiyle faşizmin ayak seslerini oluşturdu. İktidar ideolojilerinde kelimeler akrabadır. Bu kelimeler asla ödünç alınamazlar. Zaten Ortadoğu’da bir çok kelimenin kimliksiz olmasının altında bu vardır. Ortadoğu’da milliyetçilik demek DAİŞ ve Selefilik demektir. Bu kelimeden ulusalcı anlamı çıkmaz. Ulusalcılık kelimesi de aynı şekilde karşılıksızdır. Avrupa aydınlamasının literatüründen devşirilen kelimeler Avrupa konjektörüyle ilgilidir. Avrupa’da milliyetçilik Latin ve Aglo Sakson dillerinde milis, militari ve nationalisten olup ordu çağrıştıran kavramlar olmaktadır. Bu anlamda ordu ve ulus devlet zihniyetinin Türkiye’deki karşılığı iyi anlaşılmaktadır. İktidar, devlet ve toplumun izdivacı anlamına gelen bu kavramlar kapitalist uygarlığın zaferi anlamına gelir. İşte alt yapı ve üst yapının ulus devlet babında aynı şeyler olduğunun en iyi örneği bu olmaktadır. 

Devletin akli dengesi alt yapı ve üst yapıdır. Tarihi gayet eskidir. Enki gök ve yerin tanrısıydı. Yaratılış ve doğuş hakkının iktidar ile ne düzeye geldiğinin en iyi örneğidir. Yer ve yaratılış hakkı olarak ananın kutsallığı uygarlık zemininde çarpıcı bir iktidar kavgasına sahne olmaktadır. Yerin ve göğün tanrıları tanrıça zamanında yerin gökte tezahürü olarak star biçiminde kutsandığını tarih yazar. Sümer bunu tersyüz eder. Bu gelişme bilincin yarılması olarak da tarif edilebilinir. Alt yapı ve üst yapı aynı zamanda bir bilinç yarılması anlamına da gelir. Bu manada devlet şizofrendir. Bu icadın en son hali olan kapitalizm ve ulus devlet gerçeğinde bir katili milliyetçi kimliğiyle akli dengesi yerinde değildi demekle suçlu olmaktan devleti aklamak son derece yetersiz bir yaklaşımdır. Bu katilin tek olmadığını ve bilinç babında bir temsilci olduğunu unutmamak lazım. Başta Erdoğan, İsmail Hakkı Pekin, Doğu Perinçek ve Bahçeli ile ortak bir bilince sahip olduğu aşikardır.  Birileri cumhurbaşkanı, Genel kurmay istihbaratçısı diğeri de cezaevinde çıkan bir psikopat. Psikoloji biliminin birey babında derinleşmesi belki de en büyük günahıdır. Devlet ve özelde iktidar konusu üç meleğin katledildiği coğrafyada değerli düşünür Michel Foucault’un psikologların yapamadığı iktidar  çözümlenmesine girişmesi, Friedrich Nietzsche’nin değerlerin bilinç yarılması olarak köle ahlakında hakikate yakınlaşması iki düşünürü de epey zorlamıştı. Bilincin yarılması faşizm gerçeğinde şizofren bir düzey alır. Boşuna Erdoğan ve Doğu Perinçek isimlerini buraya almadım. Psikolojide arketip olarak bilinç altının dışa vurumu katil ile Erdoğan arasındaki makas aralığını kapatır. İki kişilik arasında bilimsel olarak hiçbir fark yoktur. Psikoloji biliminin birçok temel kavramı Yunan mitolojisine aittir. Psikolojinin Sümer ile bir bağ kurmaması büyük bir eksikliktir. Enkido arketipi toplum ve iktidar ayrışmasının yarattığı bilinç yarılmasının ilk tipidir. Belki de tarihteki ilk şizofrendir. İçinden gelmiş olduğu toplumun hafızasını yok etmek için cinayet işlemesi bilinç yarılmasının ilk örneklerindendir. Sakine Cansız yoldaşların katili, Nagihan Akarsel yoldaşın katili ve en son Evîn Goyî yoldaşların katillerinin profili aynıdır. Faşizm kavramının yerine geçen akli dengesi bozuk psikopat terimi uygarlığın gelmiş olduğu aşama için gayet anlaşılır bir durumdur. 

Katilin kendi geçmişini gördüğü aynayı yok etmesi bir kişi ile açıklanacak bir durum değildir. Bilindiği gibi İngilizcedeki fren kelimesinin kökeni eski Yunancada phrên ve Kürtçede bhîr demektir. Bu kelimenin anlamı bilinçtir. Kürtçedeki pir kelimesi de aynı kökten gelmektedir. 

Pir kelimesinin ana tanrıça ile bağı gayet açıktır. Uygarlığı frenleyecek olgunun özgür kadın gerçeği olduğu belki de en fazla iktidar çevrelerince fark edilmiştir. Bu anlamda hedef alınan özgür kadın hareketinin değerli yoldaşları özgürlük bilincinin arketiplerini canlandırmıştır. Ülkeleri, bayrakları, savaşçıları vardır. Kurdistan ülkesi Ana tanrıça ülkesidir. Tarihin ilginç cilveleri yüzyılımızda tek tek gün ışığına çıkacaktır. Kürt destanındaki ünlü savaşçı Derwêş’in mızrağında Edûlê’nin saç örgüleri bağlıydı. Derwêş’in bayrağı Edûlê’nin saçıydı. Tarih günümüzde ve biz tarihin başında gizliyiz. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.