Efrîn üç yıldır Türk zulmü altında

  • Rusya, ABD, İngiltere ve Almanya’nın desteğiyle üç yıldır Türk işgali altında tutulan Efrîn’de insanlık trajedisi yaşanıyor. Türk devleti, bünyesindeki çetelerle birlikte katliamdan talana, nüfus yapısının değiştirilmesinden tarihi dokusunun yok edilmesine kadar tam bir vahşet gösterisi yapıyor.

 

Türk devletinin, Kuzey-Doğu Suriye’nin Efrîn bölgesine yönelik 20 Ocak 2018’de yaptığı işgal saldırılarının üzerinden üç yıl geçti. Türk işgali öncesi 500 bini aşkın nüfusa sahip olan kent, Rojava Devrimi’nin tohumlarının atıldığı yerlerin başında geliyor. 

ABD ve Rusya’nın onay vermesiyle savaş uçakları ve Silahlı İnsansız Hava Araçları’nın (SİHA) bombardımanıyla başlayan saldırılar, tank ve top gibi ağır silahlarla devam etti. Akabinde de ön cephede çeteler, arkasında Türk birlikleri karadan bölgeye girdi. Saldırılara karşılık veren YPG/YPJ ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile 58 gün boyunca süren şiddetli çatışmalardan sonra Efrîn kent merkezi, 7 ilçe ile 365 köy Türk devleti tarafından işgal edildi. Kuzey-Doğru Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı Efrîn’in işgalini, Serêkaniyê ve Girê Spî izledi. İdlib’de sıkışıp kalan Türk devleti bünyesindeki çeteler Efrîn ve diğer kentlerin işgali ile kendilerine yeniden alan buldu.

Efrîn devrimin modeliydi

 Suriye iç savaşı devam ederken oluşturulan özerk sistem ile ülkenin en güvenli ve istikrarlı bölgesine dönüşen Efrîn, Suriye’nin yeniden şekillenmesinde bir model olarak da görülüyordu. Bunu kendisi için tehdit olarak gören Türkiye, o güne dek kontrolündeki çetelerle yer aldığı Suriye’de, doğrudan Türk ordusuyla sahaya indi. Türkiye’nin bu adımı Suriye’de süren savaşın biçimini de değiştirdi. 

10 bin asker ve 50 çete

10 bin askerin yanı sıra ‘ÖSO’ etiketi altındaki Sultan Murat Tugayı, Süleyman Şah Tugayı, Fatih Sultan Mehmet Tugayı, Hamza Tümeni, Feylek El Şam, Cebhet Şamîye, Semerkand Tugayı, Sead Bin Ebu Weqqas Tugayı, Ehrar El Şerqiye, Suqur Şimal, El Nixbe ve Ehrar El Şam gibi 50’ye yakın çete Efrîn’in işgalinde yer aldı.

Çeteler arasında paylaşıldı

 Bu çeteler, işgal dilen Efrîn’i kendi aralarında coğrafik olarak paylaştı. Kentin en büyük mahallesi olan Eşrefiye’de Sultan Murat Tugayı ve Cephet Şamîye; Zêdîye Mahallesi Sultan Murat Tugayı; Mehmûdiyê Mahallesi Hamza Tümeni; Eski Efrîn Mahallesi Cephet Şamîye ve Sultan Murat Tugayı; Yeni Efrîn Mahallesi Ehrar El Şerqiye; Tirindê Mahallesi Ehrar El Şam; Efrîn merkeze bağlı köyler ise Hamza Tümen’i denetimine bırakıldı. İlçelerinden Cindirêse’de Ehrar El Şerqiye ve Hamza Tümeni; Şiyê’de Sultan Süleyman Şah Tugayı; Mabeta’da Cephet El Şamîye; Şera’da Sultan Murat Tugayı; Bilbilê’de Sultan Murat Tugayı ve Hamza Tümen’i; Reco’da Feylek El Şam ve Ehrar El Şerqiye ile Şêrawa’da ise Feylek El Şam ve Hamza Tümeni konumlandı.

Etnik temizlik yapıldı

 Kente yönelik işgal saldırılarında paylaşılan bilgilere göre; 613 kişi katledildi. 498 kişi doğrudan yapılan bombardımanda, 82 kişi ise esir alındıktan sonra işkenceyle katledildi. Saldırılarda 303’ü çocuk, 213’ü kadın olmak üzere 730 kişi de yaralandı.

7 bin insan kaçırıldı

Geçen üç yılda Efrin’de 7 bini aşkın insan kaçırıldı. Ailelerinden fidye almak için kaçırılan bu insanlardan yarısından fazlasının akıbeti bilinmiyor. Öyle ki bu iş adeta bir ticarete dönüştürülmüş durumda. Kaçırılan bu insanlardan bin kişiden fazlası kadın. Şimdiye değin 75’i katledilen, 69’u tecavüze uğrayan kadınlardan yüzlercesinin akıbeti bilinmiyor. Bu rakamlar, hemen her gün yeniden güncelleniyor.

Raporlara girdi, umursanmadı

 Birleşmiş Milletler (BM), Suriye İnsan Hakları Gözlemevi  (SOHR) ve İngiltere merkezli Ceaserife Sivil Haklar Merkezi gibi uluslararası örgütlerin raporlarına da konu olduğu gibi kent halkına yönelik işkence, insan kaçırma, hırsızlık, yağma ve öldürme, kadın kırımından etnik temizliğe varan uygulamalar hüküm sürer durumda. Bu raporlara rağmen işgale onay veren güçler sessiz. 

Demografisi değiştiriliyor 

 İşgali sonrası Efrîn, bugün demografisi değiştirilmeye, Kürtlere dair tüm izlerin silinmeye çalışıldığı bir kent/bölge haline dönüştürülmek isteniyor. İşgalden sonra 300 binden fazla Efrînli yurtlarından edildi. Onların ev ve topraklarına ise İdlib, Hama, Humus, Guta, Lazkiye ve Halep’ten getirilen 400 binden fazla kişi yerleştirildi. Bunların onların arasında Şam’dan getirilen 500 Filistinli aile de var. Ayrıca Türki cumhuriyetlerden getirilen cihatçılara da mekan yapıldı.

Efrîn’de olan Kürtlerin toplam nüfus içerisinde oranı yüzde 20’lere indirildi. Şera ve Bilbilê gibi yerleşin yerlerinde kalabilen diğer Kürt aileler de kaçırtılmak isteniyor.

Türkleştirme çabası 

Türkçe, tüm okullarda zorunlu eğitim dili haline getirildi. Yerleşim yerlerinin isimleri ile birlikte cadde, sokak ve meydan isimleri de Türkçeleştirildi. Öyle ki Azadî Meydanı’nın ismi ‘Atatürk Meydanı’; Newroz Kavşağı, ‘Selahattin Kavşağı’; Demirci Kawa Meydanı, ‘Zeytin Dalı Meydanı’ olarak değiştirildi. Aynı uygulama köylere de uyarlandı. Qestel Miqdat köyü, ‘Selçuk Obası’; Kûtana köyü, ‘Zafer Obası’ ve Kurzêlê köyünün ismi de ‘Cafer Obası’ yapıldı.

Erdoğan’ın posteri her yerde

 Yerleşim yerlerinin tümünde ise AKP’li Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın posterleri asılı. 

Kültürel yağma

 Efrîn’deki tarihi mekanlar da hedef alındı. Onlardan biri olan Endarê Tapınağı savaş sırasında bombalanarak yerle bir edilmişti. Kente giren Türk güçleri, bombalanan tapınağı yağmaladı. Roma döneminden kalma Nebî Hûrî Kalesi’ndeki tarihi eserler yağmalandı. Kale daha sonra restorasyon adı altında camiye çevrildi. Yine bu ikisi gibi UNESCO listesinde yer alan Duderî Mağarası ve Lübnanlı Yahudilerin inanç merkezlerinden biri olan Marmaron Tapınağı gibi çok sayıda tarihi mekan ve eser yağmalandı.

Ekonomik talan

 ‘Zeytin diyarı’ olarak bilinen Efrîn’de yaklaşık 20 milyon zeytin ağacı bulunuyordu. Bunlara da göz diken Türk devleti, toplanan zeytinlere ve zeytinden üretilen yağa el koydu. Türkiye’ye taşınan zeytinler daha sonra İspanya, ABD ve Almanya gibi ülkelere satıldı. Bunlarla birlikte şimdiye kadar 314 bin 400 zeytin ağacının kesildiği, 11 bin hektar tarım arazisinin ise yakıldığı yönünde bilgiler söz konusu. 

Normalleştiriliyor

Türk devleti, Efrîn bölgesini kaymakam veya vali yardımcılarına bağlı bürokratları ve dengi askeri unsurlarıyla yönetirken Türkiye’ye bağlı birer yerleşim yeri yapmayı sürdürüyor. İşgali kalıcılaştırmaya ve normalleştirmeye çalışan Türk devleti, onay veren Rusya, ABD, İngiltere ve Almanya’nın yanı sıra Suriye yönetimi tarafından da tepkiyle karşılanmıyor.  ŞEHBA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.