Êzîdî, Alevi, Müslüman Kürtler halk olarak seferber

• NAV-YEK Eşbaşkanı Yıldız ilk günden Avrupa’da yaşayan Êzîdîler olarak harekete geçtiklerini söyledi. Yıldız: “Avrupa’da yaşıyoruz ama yüzümüz ülkemize bakıyor. Depremzedelere karşı kendimizi sorumlu görüyoruz, onlara sahip çıkıyoruz” dedi.
•  FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik deprem ile birlikte Dergahların sürekli açık ve yardım faaliyeti yürüttüğünü söyleyip; “Xızır cemleri yürütüldü. Gençler ve kadın canların katılımı ile yardım toplandı ve aktarıldı” diyerek Heyva Sor a Kurdistan’ı işaret etti.
• CÎK Başkanı Hafız Turhallı Avrupa genelinde aktif olduklarını, ilk etapta 7 tır yardım malzemesini depremzedelere ulaştırdıklarını açıkladı. Turhallı, Erdoğan’ı işaret ederek; “insanlarımızı bu ceberut ve firavuni sisteme muhtaç ettirmeyeceğiz” dedi.

ARAT ARARAT / BİELEFELD

Kurdistan, Suriye ve Türkiye’de meydana gelen deprem sonrası Avrupa’da birçok kurum destek çalışmaları yürütüyor. İnanç kurumları da harekete geçen kurumlar arasında. Alevi, Êzîdî ve Müslüman inanç kurumları ev ev geziyor, yardım topluyor, halkı yardım çalışmaları konusunda bilgilendiriyor.

Êzîdî gençler hawara yetişiyor

Almanya’da çalışma yürüten Navenda Yekitiya Komela Êzîdiyan (NAV-YEK) Eşbaşkanı Çiçek Yıldız kadın ve gençlik yapısı olarak kurulan kriz masalarında yer aldıklarını belirterek, “Êzîdî Kadın Meclisi’nin (SMJÊ) açtığı hesap numarasına yardım toplamaya başladık. Êzîdîlerin yaşadığı Hannover’de bilgi standı, Wesel, Celle ve Emmerich’de yemek standları kuruldu” dedi.

NAV-YEK Eşbaşkanı, kriz masaları ile birlikte diploması çalışmaları yürüttüklerini belirten Yıldız, “Almanya’da ki gazeteciler, siyasi örgütler, sivil toplum örgütleri, yardım kuruluşları ile görüşerek, oluşturduğumuz heyetleri bölgeye göndermeyi planlıyoruz. Frankfurt, Hamburg, Bremen, Celle gibi şehirlerde Alman toplumu ve burada yaşayanlara bölgenin durumu, yapılan çalışmalar, ihtiyaçlar ve devletin yaklaşımı gibi konularda bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz” dedi.

Dayanışma ile üstesinden gelebiliriz

Yıldız, depremin AKP-MHP rejimi için siyasi bir deprem olduğunu ve ölümlerden hükümetin suçlu olduğunu belirterek “Avrupa’da yaşıyoruz ama yüzümüz ülkemize bakıyor. Êzîdî gençlerimiz bölgeye gitmek için bize başvuruyor. Depremzedelere karşı kendimizi sorumlu görüyoruz, onlara sahip çıkıyoruz. Halkımız örgütlü, dayanışma ruhu güçlü bir halktır” diyerek dayanışma ile bu felaketin üstesinden gelinebileceğini vurguladı. 

Dergahlarımız açık

Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Eşbaşkanı Demir Çelik, deprem bölgesinde HDP ve yerelde ki kriz masaları ile birlikte çalıştıklarını belirterek, “Almanya’da Dortmund, Freiburg, Leverkusen, Avusturya’da Viyana ve Fransa’nın başkenti Paris gibi birçok yerde dergâhlarımızı açık tuttuk. Sosyal dayanışma amaçlı kahvaltı düzenlendik. Xızır cemleri yürütüldü. Gençler ve kadın canların katılımı ile standlar açıldı, yardım toplandı” diyerek toplanan yardımların MAR-DEF ve Heyva Sor’a aktarıldığını belirtti.

Canlarımızın yanındayız

Çelik, “Milyonlarca insan evsiz kaldı. Depremzede canlarımızla uzun soluklu sosyal ve psikolojik dayanışma içinde olacağız. Yakınlarını kaybeden canlarımızı ziyaret ediyor, taziyeler organize ediyoruz. Dergâhlarımızın bulunduğu yerde belediyeler, kliseler ve sivil toplum kuruluşlarıyla sürekli ilişki içinde olarak beslenme, barınma ihtiyaçlarını yerinde karşılamaya çalışıyoruz” diyerek salgın hastalıklara karşı Sınır Tanımayan Doktorlar, Dünya Sağlık Örgütü, UNESCO ve Dünya Eczacılar Birliği ile görüşmeye çalıştıklarını belirtti.

Aleviler zulme direniyor

Avrupa’da depremzedelerle dayanışma çalışmalarının yanı sıra AKP-MHP iktidarının inkarcı, soykırımcı zihniyetini teşhir edeceklerini söyleyen Çelik, “1978’de Maraş’ta yapılan soykırımla yüz binlerce Pazarcık ve Elbistanlı’yı topraklarından koparan devlet, bir kez daha coğrafyayı Kürtsüzleştirme politikasının içindedir” diyerek bu tehlikeye karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Çelik, “Herkesi dayanışarak, ortaklaşarak ve birlikte mücadeleyi yükselterek kendi topraklarımızda yaşamı yeniden kurmaya çağırıyorum” dedi.

7 tır eşya ulaştırdık

Kurdistan İslam Toplumu (CÎK) Başkanı Hafız Turhallı, Avrupa geneli tüm Kurdistani camilerle birlikte alarm verdiklerini belirterek, “Yaraları sarmak için Avusturya, Norveç, Fransa, Hollanda, Almanya, Belçika, İsviçre’de cami yönetimlerimiz ev ev dolaşıp maddi destek çalışmaları yürüttü. Arap, Pakistan, Alban, Alman, Fransızlara da gidip dayanışma talebinde bulunduk. Camilerimizin kurduğu gruplar deprem bölgelerine gidip ihtiyaçları satın aldı. Kriz masalarının tespit etttiği ihtiyaçlar doğrultusunda yağdan, çadıra, çocuk elbisesinden her türlü ihtiyaca kadar Amed, Adıyaman, Maraş, Urfa, Malatya’ya ya kadar bir çok köy ve ilçeleye dağıttık” diyerek Bakurê Kurdistan ve Rojava’ya 7 tır tıbbi ve temel ihtiyaç malzemesi gönderdiklerini belirtti.

Uzun vadeli projeler için tartışıyoruz

Turhallı barınma sorununun önemli olduğuna ve insanları bu ceberut ve firavuni sisteme muhtaç ettirmeyeceklerinin altını çizerek, “Kurdistani kurumlar ve uluslararası kurumlarla görüşüyoruz. Tıpkı islam tarihinde Peygamber efendimizin Mekke’den Medine’ye hicret etmesi sonrası orada kardeşlik projesinin geliştirilmesi gibi şimdide bizde buna benzer projelerle dayanışma içinde olmalıyız” diyerek bunun insani ve dini bir vazife olduğunu belirtti.

Firavuni bir sistem

Deprem sonrası devlet ve hükümet kurumlarının dayanışma önüne koydukları engellerin İslam dini ile bir ilgisinin olmadığını söyleyen Turhallı “Kendini islam ülkesi ve islam halifesi olarak tanımlayan Erdoğan rejimi firavuni bir sistemdir. Kuran-ı Kerim’de, Bakara suresi 11, 12, 195, 215, 270. ayetler, Ali İmran suresi 92. ayet, Şuara suresi 42. Ayet, Tövbe süresi 68. ayette, Münafiqun suresi 7. ayetlerde  muhtaçlarla dayanışmayı islamın temel prensipleri arasında sayar ve bunu emreder. Gelin görünki bu yardımlaşmaya saldıran, dağıtan, engeleyen, karşı çıkan bir yönetim var.  Bu iktidar sahiplerinin karakterleri Kuran’da anlatıldığı gibi münafıkların bütün özellikleri ile örtüşüyor” dedi.

Bu zalimlerle aynı safta değiliz  

Turhallı, “İktidarın yüzündeki maske düştü. Deprem için takdiri ilahi söylemi İslam’a hakarettir. Bu zalimlerle aynı saflarda ibadet etmeyin, aynı camilere gitmeyin, aynı havayı bile teneffüs etmeyin. İktidar hırslı islam görünüşlü yönetimlere inanmayın ve onlara karşı mücadele edin. Gelin hep birlikte yaralarımızı sararak, geleceğimizi adalet ve huzur üzerine inşa edelim” diyerek İslam alemine dayanışmanın büyütülmesi çağrısı yaptı.