Êzîdîler için hükümsüz anlaşma

  • ABD’nin isteği ve Türkiye’nin dayatmasını yerine getiren KDP yönetimindeki Federe Kürdistan Hükümeti ile Irak Hükümeti’nin, Şengal’in askeri ve siyasi iradesini dağıtarak Şengallilere rağmen Şengal’i yönetmek için anlaşması, Êzîdîlerin itirazına çarptı.

 

Şengal Demokratik Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Riham Hiço, ABD ve BM’nin gözetiminde yapılan anlaşmanın, 3 Ağustos fermanının devamı olduğunu söyledi. Şengal Demokratik Özerk Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Heso İbrahîm ise yeniden KDP’nin ihanetine uğramak istemediğini belirterek, Şengal’in özgür Êzîdî yurdu olmaya devam edeceğini kaydetti. NAV-YEK Eşbaşkanı Hecî Çelîk de Êzîdî kuruluşları olarak eylemler başlatacaklarını açıkladı.

Türk devletinin, Şengal, Mexmûr ve Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarının, ABD’nin onayıyla yapıldığı, Irak ve Federe Kürdistan Hükümeti’yle de ortaklaştırma çabasının sürdüğü, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin açıklamasıyla teyit edilmişti. Irak Başbakanı Kazımi ve beraberindeki heyet, Ağustos’ta Washington’da resmi temaslarda bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu’dan Sorumlu Bakan Yardımcısı Joey Hood, 19 Ağustos’ta Washington’da gerçekleşen ABD-Irak stratejik görüşmelerinin sonuçlarına ilişkin gazetecilere konuştu. Hood, “PKK’nin Şengal’deki varlığı hakkında Irak ve Türkiye’nin birlikte çalıştığını görmek istediklerini” söyledi. Hood, “Şengal gibi yerler, aralarında PKK’nin de bulunduğu düzensiz silahlı gruplardan arındırılabilir ve orada halkın yararına çalışacak, halk tarafından kabul edilecek bir sivil idare kurulabilir” ifadelerini kullandı. Basın toplantısında bir gazetecinin, Türk devletinin Güney Kürdistan’ı işgal girişimlerini hatırlatarak, “ABD, Türkiye’yi bu saldırılardan caydırmak için neler yapıyor” sorusuna yanıt veren ABD’nin Irak İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Copley ise şunları söyledi: “Türkiye ve Irak’ın, PKK’nin Kuzey Irak’taki varlığıyla ilgili sorunları çözmek için yakın bir işbirliği içinde çalışmasını istiyoruz.”

Bu açıklamaların ardından Türk devleti saldırı ve tehditlerini sürdürürken diğer yandan da hem Irak hem de Federe Kürdistan ile görüşmelerini sürdürdü. Son olarak Federe Kürdistan Başkanı Türkiye’ye çağrıldı, ardından Irak Başbakanı Federe Kürdistan’da temaslarda bulundu. Türkiye’nin saldırı ve işgal tehdidine karşı duramayan Federe Kürdistan ve Irak, ABD’nin ‘çözüm’ olarak sunduğu, Türkiye, Federe Kürdistan ve Irak’ın anlaşarak Şengal’i yeni bir yönetimle idare etmesi, PKK veya PKK’ye yakın olan hiç kimsenin yönetim organlarında yer almaması; mevcut askeri ve siyasi yapının da tasfiye edilmesinde yeni evreye geçildi. Federe Kürdistan Hükümeti ile Federal Hükümet arasında, Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert’ın da gözetiminde anlaşma imzalandı. 1 Ekim’de imzalanan anlaşmanın duyurusu da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan halkını hedef alan 9 Ekim 1988’de startı verilen Uluslarası Komplo ile Türk devletinin Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal saldırılarının yıl dönümüne denk getirilip 9 Ekim günü yapıldı. Anlaşma, ABD tarafından selamlandı. KCK ise Şengallileri dışlayan böyle anlaşmanın yaratacağı tehlike konusunda uyardı. Şengalliler de ertesi gün büyük bir yürüyüşle tepkilerini ortaya koydu.

Üçüncü kez ihanet istemiyoruz

Şengal Demokratik Özerk Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Heso İbrahîm, Şengal halkının sözünün olmadığı ve içinde yer almadığı kararları kabul etmeyeceğini söyledi. Özerk Yönetim ve Şengal halkı olarak üçüncü defa KDP’nin ihanetine uğramak istemediklerini kaydeden İbrahîm, ”Bu halkı bırakıp kaçanlardır. Sanki hiçbir şey olmamış gibi nasıl buraya tekrar girmeyi hedeflerler. İlk olarak bu emri veren ve bu katliama neden olanlar mahkemeye getirtilip mahkum edilmelidir. Daha sonra da buna maruz kalan Şengal halkının tümü dinlenmelidir” diye konuştu.

KDP’nin Şengal’e girişinin soykırımın devamı olarak görüldüğünü dile getiren İbrahîm, kalan Ezîdî halkının da kırımdan geçirilerek göçe zorlanmak istendiğini kaydetti. İbrahîm, şunları söyledi: “KDP burayı İŞİD’e bırakarak, Şengal’i sattı. Irak yönetimine de Şengal halkından habersiz alınan bir kararı kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi ilettik. Bizler bu toprakları korumak için binlerce şehit verdik. Irak hükümeti, Türkiye ve KDP tarafından kandırılıyor. ABD, Heşdî Şabî için bir karar almak istiyor; hedefi ve amacı budur. Türkiye ve KDP’nin amacı ise Şengal’i 2014’e geri götürmektir.”

Kürt halkına ve dünya halklarına çağrıda bulunan İbrahîm, ”Şengal halkının kabuk tutan yaralarını daha fazla kanatmasınlar” dedi.

Fermanın devamıdır

Şengal Demokratik Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Riham Hiço ise 3 Ağustos saldırılarının iki baş sorumlusunun KDP ile Irak Hükümeti olduğunu ve suç işlediklerini  hatırlatarak, ”3 Ağustos’tan önce bu iki güç de Şengal’deydi. Ama DAİŞ gelince bu iki güç de Êzîdîleri katliamla yüz yüze bırakıp kaçtı. O yüzden bu iki güç de suçludur. Irak Hükümeti, Şengal’i bırakarak suç işledi. KDP ise suç işlediği gibi ihanet etti. Bunların Şengal üzerine söyleyecek bir sözleri yoktur” dedi. KDP’nin daha önce de Şengal’e saldırılar düzenlediğini hatırlatan Riham Hiço, ABD ile BM’ye de tepki göstererek, ”Çünkü anlaşma ABD ile BM’nin gözetiminde yapılmış. Bizler bu 3 Ağustos fermanının devamı olan bu komploda yer alan güçleri ve kuruluşları da suç ortağı olarak nitelendiriyoruz” şeklinde konuştu.

Bedeli ne olursa olsun

İradeleri dışındaki hiçbir kararı kabul etmeyeceklerin vurgulayan Hiço, şunları altını çizdi: ”Bedeli ne olursa olsun ödemeye de hazırız. Kimsenin öyle kolay yutabileceği bir lokma da değiliz. Tutumumuzu net olarak ortaya koyduk ve koymaya devam edeceğiz. Hiçbir şey olmamış gibi 3 Ağustos öncesine dönüş olmayacak. Yargılanması gereken Hewlêr ve Bağdat yönetimleri bir de kalkmış bizden hesap soruyorlar. Niye silahlandınız, niye kendinizi savundunuz, diyorlar. Niye yok olmadığımızın hesabını sormaya kalkışıyorlar. Hesap vermesi gerekenler, kalkmış hesap soruyor. Şengal ihanetçilere yar olmayacak. Şengal, özgür Êzîdî yurdu olmaya devam edecek. Bunun dışında hiçbir şeyi kabul etmeyeceğiz.”

Anlaşan iki güç de kaçmıştı

NAV-YEK Eşbaşkanı Hecî Çelîk de anlaşmanın Êzîdîler arasında büyük bir infiale yol açtığını ifade ederek, ”3 Ağustos’ta Êzîdîleri soykırımla yüz yüze bırakan zihniyetin bugün yine işbaşında olduğunu görüyoruz. Bugün anlaşma yapan her iki güç 3 Ağustos’ta yüz binlerce Êzîdî’yi katliamla yüz yüze bırakıp kaçmıştı” hatırlatmasında bulundu. ”Hesap vermesi gerekenler, Êzîdî kadınları ve çocukları önünde diz çöküp özür dilemesi gerekenler, bugün çıkmış hiçbir şey olmamış gibi Êzîdîleri yeni bir soykırıma tabi tutacak anlaşmaları yapıyor” diyen Çelik, şunları dile getirdi: ”Anlaşma için de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik komplonun ve aynı zamanda Serêkaniyê ile Girê Spî’nin işgalinin yıl dönümü olan 9 Ekim tarihi seçilmiş. Biz bunun bir tesadüf olduğunu düşünmüyoruz. Bu komplonun bugün Êzîdîler şahsında devam ettirilmesi olarak görüyoruz. Êzîdîlerin iradesini hiçe sayan bu anlaşmanın sonuçları ağır olacak. Büyük tehlike arzeden bir anlaşma olarak görüyoruz. Êzîdî kuruluşları olarak eylemler başlatacağız ve kabul etmeyeceğiz.”  MA/ANF/ANHA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.