Fendik’in katledilmesi örtbas edildi

  • Necmettin Fendik’in katledilmesine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, Emniyet’in ihbar mesajını teyit etmeden hareket ettiği, Fendik’in elinde silah bulunmadığı, oradaymış gibi gösterilen  tanığın aramaya katılmadığı ve etkin bir soruşturma yapılmadığı tespit edildi.

 

GÖKHAN ALTAY/MÜJDAT CAN - MA/HAKKARİ

Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde 18 Temmuz 2017’de evine baskın yapan polisin katlettiği 9 çocuk babası Necmettin Fendik ile gili davaya ilişkin hazırlanan “Bilirkişi Kurulu Raporu” mahkemeye sunuldu. İstanbul 42. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan raporda, Fendik’in yakınları, “taksirle ölüme neden olmak” suçlamasıyla yargılanan polis A.F.K. ve tanık sıfatıyla ifadeleri alınan polislerin beyanları ile olaya dair inceleme ve tespitlere yer verildi.

Raporun “Dava konusu ve talep” bölümünde, Fendik’in eşi Kudret Fendik’in savcılık ifadesi yer aldı. Fendik, evlerine yabancı hiç kimsenin girmediğini, gece saatlerinde uyurken polislerin evlerinin kapılarını kırarak içeriye girdiğini, girişteki demir kapının camını kıran bir polisin kocasına ateş ettiğini ve şahıslardan davacı olduğunu söyledi.

Düştüm, silah ateş aldı!

Katil polis A.F.K. ise şu yalanını sürdürdü: “Eve iki tane örgütçünün girdiği, ellerinde silah ve bomba olduğu, belirtilen adrese operasyon yapmaları için emir aldıklarını, silahlı şahısların kaçma ihtimaline karşı acele ettiklerini, kapı açılmayınca yanında bulunan F. isimli arkadaşının koç başıyla kapıyı kırdığını, koçbaşı ile birlikte F.’nin içeriye düştüğünü ve düşerken kendisine yüklendiğinden, onun da düştüğünü, düşerken karşısındaki şahsın elindeki silahı fark ettiğini, yere düştükten sonra dirseğinin yere çarpmasıyla beraber silahının ateş aldığını, karşıdaki şahsa isabet ettiğini, isteyerek ateş etmediği.”

Öldürmek için ateş

 Raporun “Analiz” bölümünde, Fendik’in ölümüne ilişkin hazırlanan rapordaki ifadelere dikkat çekildi. Raporda, Fendik’in vücuduna bir ateşli mermi çekirdeğinin isabet ettiği ve bunun öldürücü nitelikte olduğu vurgulandı. 

 İhbar mesajı üzerine baskın

Raporda, Hakkari Yüksekova Muhabere Elektronik Büro Amirliği’ne 539617… numaralı telefondan “Ağbi Yüksekova’da Güngör Mahallesindeki Necmettin FENDiK in evinde yanındaki evlerde iki tane örgütçü geldi, ağbi gördüm bunlar yarın saldıracaklar bombaları var dolu silahları var bunları yakalayın ağbi” mesajı geldiğine dair tutanak tutulduğu belirtildi. Raporda, emniyetin söz konusu ihbar mesajı üzerine savcılıktan “gece/gündüz vakti arama yakalama ve geçici el koyma ve yerinde imha” için savcılıktan izin kararı istediği ve savcılığın talebi kabul ettiği bilgisine yer verildi.  

Kamera görüntüleri yok

 Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 28 Mart 2018’de savcılığa gönderdiği yazı da raporda yer aldı. Ev aramasına ilişkin kamera görüntülerinin mevcut olmadığının belirtildiği kaydedildi. Yine Fendik’in evinde, Emniyet’e yapılan ihbarda iddia edilen silah ve şüphelilere rastlanmadığı kaydedildi.  Raporda, soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulan polislerin ifadelerine yer verildi. Tanık polisler, “usulüne uygun” ev baskını yaptıklarını iddia ederek, katilin polisin ifadelerini destekler beyanlarda bulundu. 

Silah iddiasına takipsizlik

 Katil polisin, Fendik’in elinde bulunduğunu iddia ettiği silaha dair de dikkat çekici bir ayrıntı raporda yer aldı. Söz konusu iddiaya dair, “Necmettin Fendik hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak veya taşıma veya bulundurma suçundan 30 Ocak 2018 tarih ve soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği” ifade edildi. 

Muhtar: Aramaya katılmadım

 Güngör Mahallesi Muhtarı M.A.B.’nın duruşmada tanık sıfatıyla verdiği ifadeler raporda en dikkat çeken başlıklardan oldu. Muhtar, olay gecesine dair ev arama tutanağında isminin “hazırun” (hazırun: Bir yerde o anda bulunanlar) olarak geçtiğini, ancak o geceki arama sırasında polisler ile birlikte Fendik’in evine gitmediğini belirtti. Muhtar, “(…) bu nedenle Necmettin Fendik’in nasıl ve kim tarafından yaralandığını ve ölüm nedenini bilmediğini, ertesi gün emniyetten arandığını, olayın olduğunu ve tutanak tutulması gerektiğini, imzalamam gerektiğini söylediklerini, kendisinin de polise güvenerek tutanağı imzaladığını” şeklinde ifade verdi.  

Mahkemeler arası uyuşmazlık

 Raporda, Yüksekova 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin “görevsizlik” kararı ile dosyayı Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği ve suç vasfının “kasten öldürme olarak değiştiğini” belirttiği kaydedildi. Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanık vekilinin itirazı üzerine dosyayı yeniden Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği kaydedilen raporda, mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığı nedeniyle dava dosyasının istinafa gönderilmesine karar verildiği,  Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi’nin 3 Mayıs 2019’da yargılamanın Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılmasına karar verdiği bilgisine yer verildi. 

İhbar da teyit edilmedi

 Raporun “Mevzuat ve kusur değerlendirmesi” bölümünde, Emniyet’e gelen ihbar mesajının “çeşitli haber kaynakları vasıtası ile teyit edilmeden, haberin doğruluğu araştırılmadan Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığınca gecikmesinde sakınca bulunan hal olarak değerlendirilerek konutta Arama Emri verildiği” ifade edildi. Raporda, telefon ihbarının araştırıldığına ve doğruluğunun teyit edildiğine dair dosyada hiçbir bilgi ve belgeye rastlanmadığına işaret edilerek, “Gece vakti gelen bir telefon ihbarı teyit edilmeden, araştırılmadan gece konutta arama yapılması için Cumhuriyet Savcılığından yazılı emir alınmış ve Özel Harekat grubuna operasyon talimatı verilmiştir” denildi. 

Sabah beklenmedi, kurallar çiğnendi

 Konut veya işyerlerinde gece herhangi bir suçla ilgili ihbar alındığında nasıl arama yapılması gerektiğine değinilen raporda, “Söz konusu konut müstakil ve ayrık olduğundan, ilk alınacak tedbir, çevre güvenliğidir. Yani konuttan çıkacak şahısların yakalanması için tedbir alınmalıdır. Gece arama yapmak her zaman riskli olduğundan özel kurallara bağlanmıştır. Konutta yaşayan aile ve çocuklar ile aramayı yapacak görevlilerin de hayatı da söz konusu olduğundan, bu süreçte ihbarın araştırılması ve silahlı terör örgütü mensuplarının konutta olup olmadığının öğrenilmesi, silahlı terör örgütü mensupları var ise, bu arada aile ve çocukların zarar görmemesi ve şahısların yakalanmaları için konut arama planının yapılması ve sabah saatleri gün ışığının beklenmesi gerekirdi. Bu bekleme sırasında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116. ve 119. Maddesine göre arama kararı yahut arama emri alınarak gündüz saatlerinde arama yapılmalı idi” ifadelerine yer verildi. 

Arama emrinin gerekçesi yok

 Raporda, söz konusu ihbarın araştırılması halinde “İhbarda adı geçen terör örgütü mensuplarının gece arama yapılan konutta olmadığı anlaşılacak, en az riskle arama yapılmış olacaktı” diye belirtildi. “Özel hayatın korunması, “konut dokunulmazlığı” ve “gecikmesinde sakınca bulunan hal”e ilişkin Anayasa’da yer alan maddelerin sıralandığı raporda, Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “arama ve el koyma” emrinde suçüstü halin belirtilmediği, gecikmesinde sakınca bulunan halin belirtilmediği ve arama emrinin gerekçesinin açık bir şekilde yazılmadığı tespitleri yer aldı. 

Kolluğa gönderilen ihbar mesajı tutanağının savcılık tarafından yeterli görüldüğüne işaret edilen raporda, “Bu tutanak hiçbir delil ile desteklenmeden, gece arama ve el koyma emri verilmiştir. Aramanın hemen yapılmaması halinde ne gibi sakıncaların ortaya çıkacağı arama emrinde yer almamaktadır” diye kaydedildi. 

Fendik Ailesi’nin imzası yok

Raporda, “Arama” ve “Olay yeri inceleme” tutanaklarında Fendik’in ailesinden herhangi birisinin imzası bulunmadığı da ifade edildi. Fendik’e ilişkin bilgilerin de yer aldığı raporda, şunlar belirtildi: “Fendik’in sabıkasının olduğuna ve bölücü terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğine yahut yardım ve yataklık yaptığına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.”

Etkin soruşturma yok

 Tanık polislerin, katil polisin savunmasını “destekler” nitelikte beyanlardan bulunduğu belirtilen raporda, öldürme olayının bir devlet görevlisi tarafından işlenmiş olması nedeniyle savcılık tarafından etkin bir soruşturma yapılması gerekli olduğu vurgulandı. Raporda, “Cumhuriyet Savcısının olaydan sonra soruşturma aşamasında olay yerine gitmesi, burada şüpheli, müdafi, tanıklar, müşteki, müşteki vekili ve konunun uzmanı ile birlikte olayın hemen akabinde, tarafların iddiaları doğrultusunda, olayın başlangıcından sonuna kadar uygulamalı olarak yer gösterme işlemi yaparak kayda alabileceği” vurgulandı 

Raporda, savcılığın sanık A.F.K.’nin iddialarını araştırarak, silahın ateş aldığı yer, atış mesafesi, mermi yolu, başka atışın yapılıp yapılmadığı ve atış açısı hususlarının araştırılması gerektiği ifade edildi. 

Balistik inceleme yapılmadı

 Raporda, Fendik’in elinde olduğu iddia edilen tabanca ve mermileri üzerinde balistik inceleme yapıldığı kaydedildi. Raporda, olay yerinden alınarak incelenen boş kovan ile Fendik’in vücudunda çıkan mermi ve aramaya katılan görevlilerin silahları arasında balistik mukayese incelemeleri yapıldığına işaret edildi. Raporda, buna ilişkin dosyada bilgi ve belgeye rastlanmadığı belirtildi.

Olay yeri keşif talebi

 Raporun “Sonuç ve kanaat” bölümünde ise kimi tespit ve önerilere yer verildi. Söz konusu bölümde, şöyle denildi: “Konut aramasının gece yapılmasında gecikmesinde sakınca bulunan halin gerekçesinin dosyasında mevcut olmadığı; Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığınca konutta yer gösterme işleminin yapılmadığı, ifadeler doğrultusunda yukarıda detaylı olarak açıklanan şekilde etkin bir soruşturmanın yürütülmediği; Fendik’in ölümü ile sonuçlanan konut aramasında, sanık A.F.K’nin ihmal veya kastın bulunup bulunmadığının anlaşılması için sanık, tanık, müdafi, mağdur ve mağdurun vekilinin hazır bulunması ve bölge adliyede bulunan uzman adli bilirkişinin de tayin edilmesi ile olay yerinde tatbikat ve keşif yapılmasının kovuşturma evresi bakımından olayın çözümüne katkı sağlayacağı.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.