Film festivaline kadınlar damga vurdu
Kadın Haberleri —
- 13. Berlin Kürt Film Festivali'ne kadın yönetmenler damga vurdu. Ayşe Polat'ın yönettiği "Kör Nokta" filmiyle açılış yapılan festivalde, çok sayıda kadın yönetmen uzun ve kısa metrajlı film ve belgesellerle yerini aldı. Binevşa Bêrîvan da kısa film yarışma bölümünde jüri başkanlığı yapıyor.
FİRAZ BARAN/BERLİN
Film festivalinin açılış filmi Kör Nokta beğeni topladı. Filmin yönetmeni Ayşe Polat, Malatyalı, 1978'de ailesiyle birlikte Almanya'nın Hamburg kentine yerleşti. Alman Dili ve Edebiyatı ile Felsefe eğitimi alan Polat, yaklaşık 7 yıl boyunca uluslararası ödüllü çok sayıda kısa film çekti. Nihayet 1999'da hayallerine kavuştu ve ilk uzun metrajlı filmi olan "Auslandstournee"yi çekti. O tarihten günümüze çok sayıda filmin yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını üstlendi. "Gümüş Leopar" ve "Alman Eleştirmenler Birliği En İyi Film" gibi çok sayıda ödül aldı.
Eleştirmenlerden övgü
Göç, kayıp kimlikler ve insan hakları konularına odaklanan yönetmen, 2009'ta Luks Glück isimli bir komediyi de çekti. Ayşe Polat, "Mirasçı" ve "Diğerleri" isimli iki belgesel ile ZDF suç dizisi Der Staatsanwalt’ın (Savcı) 5’inci bölümünü yönetti. Böylece sinema dünyasında farklı alanlarda başarılı ürünler veren yönetmenler arasına girdi. Son filmi "Kör Nokta" dünya prömiyerini bu yıl Berlinale'nin "Karşılaşmalar" bölümünde gerçekleştirmiş ve eleştirmenler tarafından övülmüştü. Film, uzak bir Kürt köyünde kayıp oğlunun anısını canlı tutmaya çalışan yaşlı bir kadın ve gizemli bir gücün ulaştığı 7 yaşındaki bir kız ile JİTEM’e çalışan bir adamı anlatıyor.
Yönetmenleri kadınlar
Festivalde yönetmenliğini Safînaz Evdikê’nin yaptığı “Berbû-Düğün Geçidi” filmi de beğeni topladı. Film, Rojava’da savaşın gölgesindeki Kürt ailelerin dramını anlatıyor. Filmin merkezinde çatışmanın ortasında umut ve direnişi simgeleyen Gûlê’nin yaklaşan düğünü yer alıyor.
Dêrsim Zêrevan’ın yönetmenliğini üstlendiği “Şengal’den Mektuplar” filmi de gösterildi. Film, Şengal’in kurtuluşunu ve farklı ülkelerden DAİŞ’e karşı savaşan birçok kişiyi temsilen 5 savaşçının hikayesini anlatıyor.
Paşa, Annem ve Ben
Festivalde dikkat çeken bir isim de Nevine Gerits oldu. O, HOYBUN'un kurucularından tarihçi ve siyasetçi Ekrem Cemilpaşa'nın torunu. Gerits, Brüksel Sanat Üniversitesi Sint Lukas'ta sinema eğitimi aldı. 2000-2015 yılları arasında televizyonlarda muhabir, editör ve araştırmacı çalıştı. "The Pasha, My Mother and I" (Paşa, Annem ve Ben) Gerits'in ilk uzun metrajlı belgeseli. Nevine Gerits, belgeselde anne ve kız arasındaki yüzleşmeyi anlatıyor ve şu sorulara yanıt arıyor: "İçimizde hangi kültürel mirası taşıyoruz? Köklerimize nasıl anlam kazandırabiliriz? Bu anlamı gelecek nesillere kendi kimliklerini inşaa etmelerinde nasıl yardımcı olabiliriz?"
2 filmle festivalde
Ses sanatçısı ve dört albüme imza atan Deniz Deman da beş yıldır belgesel ve filmlerle ilgileniyor. Bu çabalarının sonucunda iki ürün ortaya çıkardı. Deman’ın “Yadê" (belgesel) ve "Escape" (Kaçış - kısa metrajlı film) filmleri de 13. Berlin Kürt Film Festivali'nde yer aldı.
*****
Jîna Amînî’ye adandı
13. Berlin Kürt Film Festivali Festival bu yıl, Jîna Amînî şahsında Rojhilatê Kurdistan’daki kadın serhildanına adandı. Bu kapsamda Hitler faşizmine karşı direnişin örgütlendiği bir mekân olan Babylon sinemasında Jîna Amînî için bir resim sergisi açıldı. Bu sergide Clara Gilod'un Jîna Amînî için yaptığı resimler sergilendi.
Çocuk kitabı: Jîna
Ayrıca çocuk ve gençlik psikoterapisti Zilan Sarah Kössler de "Jîna" isimli Almanca kitabından pasajlar okudu. Kössler, "Bu kitabı çocuklar için hazırladım. Çocuklara Jîna'yı anlattım" diye konuştu. Öte yandan Clara Gilod'un çizdiği ve sergilediği resimler Kössler'in kitabında da yer aldı.
Fırçalar Jîna için çalıştı
Festival için bir resim sergisini de Hatice Aktaş açtı. Aktaş da Jîna Amînî konulu resimlerini sergiledi. O, 1992-2004 yılları arasında zindanda tutulan bir siyasi geçmişe sahip. Ressamlığı profesyonel olarak yapmıyor. Sorumuz üzerine resimle olan ilişkisini şu sözlerle dile getirdi: "Ortaokul ve lise döneminde okullar arası yarışmalara katılıyordum. Zindanda da arkadaşlarla birlikte resim yapıyorduk. Ancak Almanya'ya geldikten sonra resim yapmayı bıraktım. Jîna Amînî şehid düşünce tekrar kalemi elime aldım. Bu resimleri Jîna için yaptım."
Kürt Sinema dünyasını buluşturan festival 12 Ekim günü sona erecek.
*****
Kadınlar göz doldurdu
Kadın yönetmenler festivalin her kategorisine imza attı ve önemli yapıtlarla göz doldurdu. Kadın yönetmenler ve filmleri şöyle:
Uzun Metrajlı Filmler
Ayşe Polat: Kör Nokta
Milena Aboyan: Elaha
Sevinaz Evdikê: Berbû
Belgeseller
Maria Binder: Eren
Deniz Deman: Yadê
Nevîne Gerits: The Pasha, My Mother and I
Elif Yiğit: For Justice
Şîva û Mariya Xalvazî: Li Ser Rêyên Azadiyê
Dêrsim Zêrevan: Shengal
Pascale Bourgaux: Hawar
Aylin Kuryel: Translating Ulysses (Fırat Yücel ile birlikte).
Kısa Metrajlı Filmler
Fatma Çelik: Mehla Qorê
Arina: Certificate
Şehad Ferîdûn: Tomorrow
Deniz Deman: Escape
*****
Jüri başkanı Bêrîvan
Binevşa Bêrîvan, film festivalinin kısa film yarışma bölümünde jüri başkanlığı yapıyor. Kısa filmleriyle tanınan Binevşa Bêrîvan "La Mélodie du Petit Chateau" ve "Telefon Hikayesi" ile dünya çapında birçok festivalde ödüller aldı. Ayrıca yönettiği "Sidewalk" Clermont-Ferrand'a seçilirken, "Trace, le Peuple du Paon" ise Arte'de yayınlandı. "Guardians" isimli kısa filmi de 2018 yılında Montpellier'deki CINEMED'de Canal+ ödülünü aldı. Bêrîvan, ilk uzun metrajlı filmi "Bakire ve Çocuk"u uzun bir çaba sonunda yeni bitirdi. Şimdi festivallere gitmeye hazırlanıyor. Bu filmde bir kadının öç alma sürecini işliyor.