Fıtratlarında istifa yok!

AKP-MHP faşizmi

AKP-MHP faşizmi

  • 21 yıllık AKP iktidarında yaşanan onlarca deprem, sel, madende çökme, patlama ve bombalamaya rağmen tek bir istifa olmadı.

Yunanistan'da yolcu treni ile yük treninin çarpışması sonucu en az 57 kişinin yaşamını yitirdiği kazanın ardından Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis istifa ederken, ülkede üç günlük ulusal yas ilan edildi. Yaşanan istifa sonrasında dünyada bu tür olaylarda yaşanan refleksler gündeme geldi. Dünyanın birçok ülkesinde bu tür facialarda istifalar bir bir yaşanırken, Türkiye'de ise ihmaller nedeniyle yaşanan büyük katliamlara rağmen tek bir istifa olmadı. 

Yunanistan'daki istifa örneği gibi dünyada bu tür olaylara dair birçok örnek mevcut. Bulgaristan’da 24 Ağustos 2018'de 17 kişinin ölümüne yol açan trafik kazasının ardından Ulaştırma Bakanı İvaylo Moskovski, Bölgesel Geliştirme Bakanı Nikolay Nankov ve İçişleri Bakanı Valentin Radev istifa etti. Mısır'da 17 Kasım 2012'de 49 kişinin öldüğü tren kazası sonucu Ulaştırma Bakanı Rashad al-Mateeni istifa etti. Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, 21 Kasım 2013'te alışveriş merkezindeki çatının çökmesi sonucu 54 kişinin ölmesiyle “Benim de sorumluluğum var” diyerek istifa etti. Japonya Başbakanı Naoto Kan, 11 Mart 2011’de yaşanan 8.9 şiddetindeki deprem ve ardından gelen tsunamideki etkisiz kriz yönetimi eleştirilince istifa etti. Kosta Rika Ulaştırma Bakanı Karla Gonzales, 5 kişinin öldüğü köprü çökmesinden sonra istifa etti.

Erdoğan depremzedelere küfretti

Türkiye'de ise en yakın tarih olan 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerde ölüm sayısı 45 bini aşmasına rağmen tek bir istifa yok. Üstüne depremzedeler başta olmak üzere, “devletin olmadığı ve geç kaldığı” eleştirini yapan yurttaşlar azarlanıyor, hatta küfrediliyor. AFAD ve Kızılay'ın deprem bölgelerinde etkisiz kaldığı yönündeki eleştirilere AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sivil yardım kuruluşlarına, bunlara yapılan hakaretleri de asla unutmadığımızı, ileride hesabını sormak üzere kayıtlarımıza aldığımızı da ifade etmek istiyorum" diye tehdit etti, birkaç gün sonra ise hızını alamayarak "Be ahlaksız, be namussuz, be adi" diye küfretti. İktidarın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise aynı tepkilere, "Deprem bölgesinde tek bir çadırın olmadığını iddia etmek rezil bir siyasi saplantının, meczup ve muzır bir ideolojik savrulmanın hezimet dolu iftirasıdır" derken, son olarak gittiği Elbistan'da yardımların yetersizliğini savunan depremzedelere yönelik "Sessizlik olacak, dağılın gitsin, indirin şunları" diye bağırdı. 

Kader planı ve inşaat

Erdoğan'ın deprem sonrasında 10 kentin ağır hasar görmesine yönelik ilk sözleri de yine inşaat müjdesi ve kader sığınması üzerine kuruldu. Erdoğan, depremi 'kader planında var' diye geçiştirirken, inşaatlar için müjde vermekle meşgul.

Türkiye'de daha önce yaşanan katliam ve felaketlerde iktidarın söylem ve pratikleri, bu depremdeki tavırlarının da habercisiydi.

KARAMAN: Bu meslek böyle

Karaman/Karadon ilçesinde 17 Mayıs 2010'da Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait Karadon Müessese Müdürlüğünün kömür ocağında meydana gelen grizu patlamasında 30 işçi yaşamını yitirmesinin ardından da benzer açıklamalar yapıldı. Dönemin Başbakanı Erdoğan, "Bu mesleğin, kaderinde maalesef var. Bu mesleğe giren kardeşlerim de, bu mesleğe girerken içerisinde bu tür şeylerin olacağını bilerek giriyorlar" dedi.

SOMA: Fıtrat ve tekme

Soma'daki maden katliamı için de aynı sözler ve tehditler savuruldu. Manisa'nın Soma ilçesindeki kömür madeninde 13 Mayıs 2014'te çıkan yangın nedeniyle 301 madenci hayatını kaybetti. Bölgeye giden dönemin Başbakanı Erdoğan, ''Arkadaşlar yani biz bir defa bu tür ocaklarda bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok'' dedi. Kendisini protesto eden madenci yakınları ise Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel tarafından yerlerde tekmelendi. Yerkel, terfi üstüne terfi alıp ateşe bile yapıldı.

SURUÇ: Kurbanlar suçlandı

Riha'nın Pirsûs ilçesinde 20 Temmuz 2015'te Kobanê'ye geçmek isteyen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun açıklamasına saldırıldı, 34 kişi katledildi, 100'den fazla kişi yaralandı. Yargılama süreci ise üstünü örtmek üzerine yürütüldü. O dönem açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise "Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu isimli paravan bir oluşumun, Kobani’yi beraber savunduk, beraber inşa ediyoruz kampanyası çerçevesinde toplanan kalabalığın Suruç’a hareketi felaketle sonlanmıştır" dedi. Yaşamını yitirenlerin, "terör şubesi partiler ve bölücülüğün yanında saf tuttuklarını" ileri sürdü.

ANKARA: Film, dediler

KESK, DİSK, TTB ve TMMOB tarafından 10 Ekim 2015'te düzenlenmek istenen miting öncesinde Ankara Garı kavşağında MİT marifetiyle DAİŞ'te yaptırılan saldırıda, 109 yurttaş hayatını kaybetti. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Daha önce Diyarbakır’da seçimlerden önce ’sırf barajı aşsın’, ’mağdur duruma düşsün’ diye böyle bir provokatör eylem yapıldı. Aynı filmi biz Diyarbakır'da görmüştük. Başka yerde de gördük" diyerek saldırıyı mitinge katılanların kendilerinin yaptığını savundu. İçişleri Bakanı Selami Altınok ise herhangi bir güvenlik açıklarının olmadığını ileri sürdü.

ÇORLU: Sorumluluk almadılar

Kapıkule'den İstanbul-Halkalı'ya doğru 8 Temmuz 2018'de hareket eden yolcu treninin Çorlu yakınlarından geçerken rayların altındaki toprak menfezinin kaymasıyla 5 vagonunun devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirdi, 317 kişi de yaralandı. Sorumluluklarını kabul etmeyen hükümet mensupları, sadece başsağlığı mesajları yayınladı. Meclis'te verilen soru önergelerini cevaplayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ise Demiryolu Bakım Müdürü, Yol Bakım Şefi ve Hat Bakım ve onarım memurlarının hat bakım ve kontrollerini “eksiksiz” yerine getirdiğini savundu.

İZMİR: Yine inşaat müjdesi

Merkez üssü Yunanistan'ın Sisam Adası açıklarında 30 Ekim 2020'de yaşanan deprem sonrasında İzmir'in Bayraklı ve Bornava ilçelerinde yıkım yaşanırken 117 kişi hayatını kaybetti, bin 53 kişi ise yaralandı. Bu deprem sonrası da sorumluluk üstlenmeyen iktidar yeni inşaat “müjdeleri” verdi. Çevre, Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise tıpkı Mereş depremi sonrasında olduğu gibi İzmir'de yapıların bir yıl içinde teslim edileceğini söyledi. Aradan geçen 2 buçuk seneye rağmen yıkılan 17 binada yaşayan yurttaşların büyük bölümü evlerine kavuşamadı.

SEL: Acı ama devam

Batı Karadeniz illerinde 11 Ağustos 2021'de etkili olan sağanak yağış sonrasında meydana gelen sel, su baskını ve heyelanlar sonucunda Kastamonu, Sinop ve Bartın illerinde toplamda 82 kişi hayatını kaybetti, 228 kişi ise yaralandı, 16 kişi için ise kayıp başvurusu yapıldı. Yaşanan sel felaketi sonrasında AKP'li Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, "Daha bilinçli olarak tabiata, doğaya uyum içerisinde, onu anlayarak ve büyük perspektifler içerisinde, 100, 200 yıllık, geçmişi ve geleceği düşünerek planlamalar yapmamız lazım. Bunu acı bir şekilde gördük, görüyoruz" dedi fakat o tarihten sonra da aynı dere yataklarına yapılaşma devam ettiriliyor.

HEP BAŞKALARI SORUMLU

Bunların yanı sıra Wan, Çewlîg depremleri, her yaz ayında Rize, Artvin ve Giresun başta olmak üzere yaşanan sel felaketleri; yine Karaman, Zonguldak, Bursa, Şirnex'te yaşanan maden kazaları ve sayısız iş cinayeti, bombalama ve siyasi cinayetlerde AKP'li hiçbir yetkili istifa etmediği gibi sorumluluk Da kabul etmedi. Afetlerde sorumluluğu doğaya atan iktidar, iş kazalarını “kader”, siyasi saldırıları ise “kınama” ile geçiştirdi.

TOLGA GÜNEY - MA/İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.