Gazeteci Altan: Direnmeyi seçtik

Berivan Altan

Berivan Altan

  • Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan gazeteci Berivan Altan, susmayı değil direnmeyi tercih ettiklerini söyledi. 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 25 Ekim 2021'de, JINNEWS muhabirleri Habibe Eren, Öznur Değer, Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Salman Goleryüz, Emrullah Acar, Hakan Yalçın 29 Ekim’de “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan gazetecilerden Berivan Altan, JINNEWS'ten Dilan Babat'ın sorularını yanıtladı. 

Üç yerde benzer mizansen

Polisin, 25 Ekim’de düzenlediği baskın sırasındaki tutumunun, başından beri bir dizi hukuksuzluk içerdiğini söyleyen Altan, aramanın sonuna doğru kadın polislerden birinin giydiği “TEM” yazılı yeleğin kamerada daha “estetik” olarak görülmesi içi evin çıkış kapısından hazır bekletilerek, yeleği giydirilmeye çalışıldığı anda bir mizansen olacağını hissettiğini belirtti. Altan, “Aslında evin giriş kapısında bekletilmem ve ters kelepçeli olmam ile birlikte yapılacak olan mizansenin farkındaydım. Dışarıda eli silahlı özel harekat polisi ve yanımda iki kadın polis hazır olunca ‘baş eğdirme’ mizanseni için her şey hazırdı. Kendi kendime, ‘onlar eğdirme çalışa da ben direneceğim’ dedim. Tabii görüntülerde direndiğim görülüyor mu bilemedim. Gücüm yetiği kadar direndim, bir yerden sonrada darp edilmeyi de göze alarak slogan attım, direnişime destek olması açısından. Bana özellikle o görüntüler için üç yerde benzer mizansen sergilendi” dedi.

Herkes kendi işini yapsın

Gözaltına alındığı evden çıkarılıp araca götürüldüğü sırada, yanında bulunan iki kadın polisin amirleri tarafından aranarak, “ısrarla aynı görüntünün çekilmesi için talimat verildiğini” belirten Altan, Emniyet'te parmak izi alınması için olay yeri inceleme şubesine götürüldükleri sırada da bir kadın polisin kendisine, “istersen zorlama biz de seni zorlamayalım” dediğini aktardı. Altan, “Buradan kastı ‘direnme başını eğelim’ anlamını taşıyordu. Ben de ‘herkes kendi işini yapsın’ diyerek elimden geldikçe direnmeyi seçtim. Aynı süreç nezarete götürülürken de oldu. Bana da direnmek kalıyordu. Tabii sırtım ve boynumdaki baskıya ne kadar direnebildiğim, görüntülere ne ölçüde yansıdı bilemiyorum” diye konuştu.

Gelmeden koğuş hazırlanmıştı

Cezaevine ilk götürüldüklerinde çıplak aramaya maruz kaldıklarını ifade eden Altan, koğuşa alınmadıkları süreçte kaldıkları bekletme odasında su verilmediğini dile getirdi. Altan, "Zaten bizim için 27 Ekim’de boşaltılan F-2 koğuşuna getirildik. Anlayacağınız cezaevine gelmeden önce koğuşumuz hazırlanmıştı” dedi.

Seçimlerde tutmak istiyorlar

Haklarında hala iddianame hazırlanmamasına da işaret eden Altan, şunları ekledi: “Seçimlerde bizleri cezaevinde tutmak istedikleri için iddianamenin de erken hazırlanmasını beklemiyoruz. Onun dışında da bu bir siyasi operasyon ve süreç de ona göre ilerliyor. Bizler, iktidarın baskıcı politikalarının bir yansıması olan ‘gerçeklerden korkma’ anlayışı ile tutuklandık. Korktukları gerçekleri her alanda gazetecilik mesleğinin bir gereği ve sorumluluğu olarak yazmaya devam edeceğiz. Gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Herkese yapılan haksızlığa karşı susmayı değil, direnmeyi, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.