Gazetecilere polis saldırısı

.

.

  • DFG ve MKGP’nin tutuklu meslektaşları için yapacakları açıklamaya saldıran polis, üç gazeteciyi darp ederek gözaltına aldı. Saldırıyı protesto eden gazeteciler, tüm baskılara rağmen yollarına devam edeceklerini söyledi. 

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nun (MKGP), Amed'de tutuklanan 16 gazeteci için Ankara’nın Ulus Meydanı’nda yapmak istediği açıklamaya polis saldırdı. Saldırıda, Mezopotamya Ajansı (MA) Ankara Büro Muhabiri Deniz Nazlım, gazeteciler Sibel Yükler ve Yıldız Tar, darp edilerek gözaltına alındı.

Polisin saldırısı sonrası Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Ankara Temsilciliğine geçen gazeteciler, burada açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda gazetecinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan ile DİSK Basın-İş Bölge Temsilcisi Turgut Dedeoğlu da katıldı.
Tutuklu gazetecilerin fotoğraflarının bulunduğu “Özgür basın susturulamaz” yazılı pankart ve  “Özgür basın susturulamaz”, “Gazetecilik suç değildir” yazılı dövizlerin taşındığı açıklamada, Turgut Dedeoğlu konuştu. Dedeoğlu, 25 yıl önce Özgür Ülke Gazetesi bombalandığında ertesi gün “Bu ateş sizi de yakar” başlığıyla çıktığını hatırlattı. Dedeoğlu, “Değişen bir şeyin olmadığını devlet gözünde görmüş oluyoruz. Bugün bir açıklama yapacaktık tutuklanan arkadaşlarımız için. İzin almamıza gerek yok, anayasal hak ama biz yine de valiliğe güvenliğin sağlanması amacıyla bir ön yazı yazdık. Buna cevap alamadık ama alana geldiğimizde gazeteci arkadaşlarımızın alandan uzaklaştırıldığını gördük. Darp edilen, gözaltına alınan arkadaşlarımız oldu. Gazetecilik suç değildir” dedi. 
 
İşkenceyle gözaltına aldılar
 
DFG adına konuşan Gazeteci Özgür Paksoy, polisin saldırısına dair şunları söyledi: “Arkadaşlarımıza saldırdılar, darp ettiler, işkenceyle gözaltına aldılar. Deniz Nazlım ve Sibel Yükler arkadaşımızı darp ederek gözaltına aldılar. Polis devleti şiddetinin yabancısı değiliz. Polisin şiddetine karşı halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğiz. Çalışma mekanlarımız 28 gündür abluka altında. Bu devlet 28 gündür suç arıyor. Henüz bulamadı. Biz, ‘suç’ olarak tanımlanan bu hakikat yolculuğunu sürdürmeye devam edeceğiz.”
 
Saldıranlar hesap verecek
 
Son 33 yıllık özgür basın geleneğinde büyük bedeller ödendiğini dile getiren Gazeteci Yazar Hüseyin Aykol, “1990’lı yıllar kadar arkadaşlarımız belki öldürülmüyor ama böylesine gözaltına alınıyor, tutuklanıyorlar. Kimileri sürgüne gitmek zorunda kalıyor. Ona rağmen biz de gazetecilik yapmaya devam ediyoruz. Bizim yaptığımız haberleri başka gazetelerde, radyo ya da TV’lerde ya okuyamıyorsunuz ya da çarpıtılarak yazılıyor. Bu nedenle biz, büyük bedeller ödeyerek bu günlere geldik. 52 şehidimiz var. Bundan sonra da yolumuza devam edeceğiz. Bu iktidardan kurtulabilirsek bugün bize saldıran polisler de mutlaka mahkeme önünde hesap vereceklerdir. Biz haber yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
Özgür basın gururumuzdur
 
HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı. Hatımoğulları, şunları söyledi: “Onlar biat eden, kendi politikalarını tek gözle yazan basın istiyorlar ama özgür basın emekçileri sorumlulukla toplumun sesi, kulağı, gözü, kalbi, yüreği ve beyni oldular. Bizler onlara bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz. Özgür basın bizim onurumuz, gururumuzdur. Toplumun onuru ve gururudur. Özgür basın üzerindeki baskılar bitene dek onlarla ortak mücadelemiz devam edecek.” ifadelerini kullandı.
 
Özgür basını destekleyelim

İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan da şöyle konuştu: “Halkın haber alma hakkını yerine getiren özgür basın emekçisi arkadaşlarımızın gözaltına alınıp tutuklanması kabul edilemez. Diyarbakır’da DFG’ye yaptığımız ziyarette bilgi almıştık. Bu ülkenin bir anayasası var ve basın araçlarına hiçbir şekilde el konulamaz. Arkadaşlarımızın haber yaptığı araç ve gerekçelerine el konuldu. Bir Anayasa ihlali gerçekleşti. Tutuklanmaları yasalara tamamen aykırı. Burada esasen halka duyurulması istenmeyen haberlerin önüne geçmek istiyorlar. Tutuklanan gazeteciler, Türkiye’de yaşayan herkesin öğrenmek istediği gerçekleri yazan gazeteciler. O halde Türkiye’deki siyasi ve toplumsal muhalefete de görev düşüyor. Gerçekleri özgür basını destekleyerek öğreneceğiz.” 

OHAL rejimi devam ediyor
 
KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, açıklamaya yapılan saldırının kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Bozgeyik, “Önümüzdeki dönemde yapılacak bir seçimde de haber alma hakkını engellemek için özgür basın emekçilerine yoğun bir baskı gerçekleştiriyor. Türkiye'de olağanüstü hal rejimi devam ediyor. Şiddet ve baskı politikaları her geçen gün daha fazla artıyor” dedi. Baskı politikalarının sonlandırılması için birlikte mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Bozgeyik, “Bu baskı önümüzdeki dönem herkesi etkileyecek, geç kalmadan birleşik ortak mücadeleyle özellikle Ankara’daki bu faşizmi dağıtacak daha güçlü eylem ve etkinlikleri yapabilmeliyiz. 16 gazeteciyi tanıyoruz. Devletin baskı politikasını teşhir eden arkadaşlarımızdır. Bu nedenle basın emekçileriyle birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
Kürdistan gazetesinden miras

MKGP adına konuşan Öznur Değer, elindeki fotoğraf makinasını göstererek, “Bu fotoğraf makinası sadece bizim mesleğimizi icra etiğimiz bir araç değil. Hakikatimizi yansıtan ve varlık gerekçemiz olan bir alet. Bu bize Kürdistan gazetesinin kurulduğu tarihten bu yana miras bırakılan bir makine. Bu bize Apê Musalardan, Gurbeteli Ersözlerden bırakılan bir miras. Bize bırakılan bu mirasa, emanete sahip çıkacağız. Herkesi haber alma hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
Açıklama “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla son buldu. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.