• Avrupa’da binlerce kişi işgal saldırılarına karşı hafta sonu bir kez daha alanlara çıkarak “Gerilla dağda, biz de sokakta direneceğiz. İşgal bitene kadar alanlardayız” mesajı verdi. 
• Düsseldorf’ta ulusal kıyafetli ve mekap ayakkabılı 7’den 70’e binlerce Kürdistanlı marşlarla gerilla direnişini selamladı. Cenevre’de ise Avrupa’nın sessizliği kınandı.

VEYSİ IŞIK/DÜSSELDORF

Avrupa’daki Kürdistanlılar, Türk devletinin işgal saldırılarını ve KDP’nin işbirliğini protesto etmeye devam ediyor. Hafta sonu Almanya, İsviçre ve Fransa’da yapılan merkezi eylemlerde on binlerce Kürdistanlı alanlara akarak gerillaya desteğini, Türk devleti ile KDP’ye ise öfkesini haykırdı.

İşgal ve ihanete karşı tek vücut

Almanya’nın Düsseldorf kentinde Kürdistan’ın dört parçasından 50’yi aşkın parti, inanç örgütü ve kurumun çağrısıyla Cumartesi günü gerçekleştirilen merkezi eyleme binlerce kişi katıldı. "Kürdistan’ı Savun" şiarıyla DGB binası önünde bir araya gelen Kürtler ve dostları işgal ve ihaneti protesto eden pankart ve dövizler eşliğinde federal parlamento binasına yürüdü ve ardından miting yapıldı. 

Gerilla direnişi selamlandı

Kürdistanlıların 7’den 70’e, birçok insanın ulusal kıyafetleriyle katıldığı eylemde, çok sayıda kişi mekap ayakkabı taşıyarak gerilla direnişini selamladı. Yürüyüş boyunca sık sık “Bimre Xiyanet”, “Bijî Berxwedana Gerîla” ve "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. Onlarca metre uzunluğundaki sarı-kırmızı-yeşil bayrağın taşındığı yürüyüşte "Zap Zap Zape" stranıyla da Zap’taki direnişe destek verildi. Kürdistanlı sanatçılar da "Halkın savaşçısı halkın sanatçısıdır" pankartı ardında davul-zurna, erbana çalıp marşlar söyleyerek kortejdeki yerini aldı. 

KDP hariç herkes burda

Protesto eylemi Kürdistan’ın dört parçasından Kürdistanlıları bir araya getirdi. Bunu hem eyleme katılan kitlenin çeşitliliği hem de eylemde yapılan konuşmalarda görmek mümkündü. KON-MED Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, “Eylemde sadece KDP temsil edilmiyor. KDP tercihini işgalciler ve işbirliğinden yana kullandı” dedi. 

Varlık-yokluk yüz yılı

KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus ise “Alanlardaki direnişiniz gerillaya güç ve kuvvet veriyor. Gerilla buradan aldığı güç ve irade ile faşizmin merkezi olan Ankara’da, faşistlerin kalbinde patlayan bir kurşuna dönüşüyor” ifadelerini kullandı. Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Yürütme Komitesi Üyesi İlham Ehmed de “Bu yüz yıl, Kürt halkı için varlık, yokluk yüz yılıdır” diye konuştu.

Amaç topyekün işgal 

Siyasetçi Hatip Dicle, "Bu operasyonun amacı, Musul, Kerkük, Şengal ve Rojava’yı işgal etmek ve 3. Dünya Savaşı’nda Kürt halkının siyasi statüye kavuşması engellemektir, amaç kültürel ve fiziki soykırımdır" diye konuştu.

Kuzey Kürdistan bileşenleri adına konuşan Sebri Eryiğit, Türkiye’de iktidar ve muhalefetin Kürtlerin imha edilmesi konusunda anlaştığını belirterek, "Bugüne kadar bu tür operasyonlarla sonuç alamadılar. Bundan sonra da alamayacaklar” dedi. 

Gün Kürdistan’ı savunma günü 

Rojava bileşenleri adına konuşan Bave Narin de “Kendi çıkar ve menfaatleri için düşmanımızla ilişki kuranlar bir gün elbet yok olacak ama Kürt halkı ve mücadelesi devam edecek. Gün hep birlikte Kürdistan'ı savunma günüdür” şeklinde konuştu. 

Güney bileşenleri adına konuşan Ahmet Sileman ise KDP’nin Kürtlere düşmanlık yaptığını belirterek, “Barzani ailesi Türkiye’ye hizmetten vazgeçmeli" dedi. 

İhanete de teslim olmayacağız 

TJK-E adına konuşan Besime Konca, "Kürt kadını nasıl DAİŞ’e teslim olmadıysa ihanete karşı da teslim olmayacak. Rojava’da, Rojhilat’ta ve Şengal’de Kürt anaları nasıl direniyorsa, bizler de direnerek savaşı boşa çıkartabiliriz” mesajı verdi. 

Birlikten başka çaremiz yok

Yürüyüşe katılanların da işgalci Türk devleti ve KDP’ye olan tepkisi büyüktü. TEV-ÇAND sanatçılarından Xelil Xemgin, Kürtler arası birliğin önemine vurgu yaparak, “Kürtlerin birleşmekten başka kurtuluş şansı yok. Parçalı duruş işgalcilere cesaret veriyor. KDP’nin tutumu Kürtlere ciddi zarar veriyor" dedi. Sanatçı Beser Şahin ise olağanüstü bir süreçten geçildiğinin altını çizerek, “Varlık ve yokluk mücadelesidir.  Onun için herkes üzerine düşeni yapmalı ve sömürgecileri yenilgiye uğratmalıyız” ifadelerini kullandı. 

Nefessiz bırakmak istiyorlar 

Dortmund’dan Enes Aydın, “KDP istihbaratı gerillaya hayat verecek olan gaz maskelerine dahi operasyon yapıp el koymaktadır. 'Nefes dahi almanıza izin vermeyeceğiz' diyorlar. Bu kötülüğe sessiz kalamam” diyerek, eyleme katıldığını anlattı. Ulusal kıyafetleriyle yürüyüşe katılan Güney Kürdistanlı gazeteci Feridun Kuncirinî de “Bu fiili bir işgaldir ve Barzanilerin sayesinde gerçekleşmiştir” dedi. 

Kürtlerin sırtındaki ihanet hançeri

Rojhilat’ın Merivan kentinden Artin Merivan “Barzani ailesi Kürtlerin sırtındaki ihanet hançeridir” diyerek ekledi: “Geçmişten bugüne dört parça Kürdistan’da Barzanilerin karşısına alıp savaşmadığı Kürt partisi kalmamış. KDP’nin tarihi Kürt partilerine karşı savaşma ile dolu."

Kürt sorunu çözülmeli 

Yürüyüşe katılan gazeteci Ergun Babahan ise “Türk devletinin yürütmüş olduğu haksız ve hukuksuz bu savaşa dur demek ve karşı çıkmak için buradayım" diyerek, Türkiye’nin Kürt sorununu çözmek zorunda olduğunu vurguladı. 

Mekaplarla yürüdüler

Elinde mekap ayakkabıyla yürüyen İdilli Halime Oltan da gazetemizin muhabirlerinden Murat Mang’a konuşarak "Bu mekap, gerillanın ayakkabısıdır. Erdoğan ve Neçirvan Barzani bu mekap ayakkabıya kurban olsun" dedi. Mekap ve puşiyi bir çubuğa bağlayarak taşıyan Zana Botan ise “Düşmanımız ve onun yandaşları, bu mekabı giyen ve şalı taşıyan gerillaya mutlaka yenilecek" diyerek, gerillaya selamlarını iletti. 

 

Yeter bu sessizlik

ERDOĞAN ZAMUR/CENEVRE

İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen merkezi eylemde Kürdistanlılar ve dostları hem işgali hem ihaneti hem de Avrupalı devletler ile kurumlarının sessizliğini protesto etti. 

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komiserliği binasının bulunduğu Quai Wilson’da toplanan binlerce kişi BM ofisinin bulunduğu Des Nations meydanına yürüdü. Yürüyüş kortejinin önünde kanlı tulum ve gaz maskesi takan bir grup yer aldı. Uluslararası Af Örgütü’nün bulunduğu binanın yakınında da bir süre oturma eylemi yapıldı. Cenevre Demokratik Kürt Toplum Merkezi Eşbaşkanı Mülkiye Bulut “Gerilla Kürdistan dağlarında direniyor, biz de Avrupa sokaklarında direneceğiz” dedi. 

Sessizliğe tepki için burdayız 

İsviçre Yeşiller Partisi Federal Milletvekili Nicolas Walder de “Türk devletinin Irak'ı işgal etmesi ve oraya yerleşmesi kabul edilemez. Bu saldırılar uluslararası hukuka aykırıdır, asla tasvip etmiyoruz. Saldırılara karşı uluslararası kamuoyunda bir sessizlik var, buna karşı tepki göstermek için buradayız" dedi. 

Türkiye’ye karşı çıkılmalı

İsviçre Sosyal Demokrat Partisi (SP) Federal Milletvekili Laurance Fehlmann Rielle ise Avrupa devletlerinin sessizliğini kınayarak şöyle konuştu: "Türkiye'nin 'terörizmi' gerekçe göstererek saldırması asla kabul edilemez. Kimyasal silahlar kullanıldığını biliyoruz. Bu saldırılarda siviller yaşamını yitiriyor. Kadınlar ve çocuklar hedef alınıyor. Buna karşı bir duyarlılık yaratmak zorundayız. Bu konuda hükümetler, devletler tavır koymalı. Biz de meclise önergeler vereceğiz."

Yenilginin müjdesini alacağız 

İsviçre Demokratik Kürt Toplumu (CDK-S) Eşbaşkanı İsmail Kardaş da işgalci Türk devleti ve işbirlikçisi KDP’nin kısa zamanda sonuç alacakları yanılgısı içinde olduğunu belirterek, "Özgürlük gerillası onlara büyük bir ders verdi. Yakın zamanda işgalcilerin ve onların yerli işbirlikçilerinin yenildiğinin müjdesini alacağız" dedi. Gazetemize konuşan Sosyalist Kadınlar Birliği aktivistlerinden Hülya Orak da “Ukrayna savaşında barış havarisi kesilen Erdoğan’ın kimyasal kullanarak Kürtlere saldırması iki yüzlü politikasının açık göstergesidir” diyerek gerilla ile dayanışma çağrısında bulundu. 

Bu son saldırı olacak

KDP’nin Türk devletinin yanında durarak ihanetini tescillediğini söyleyen Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) Temsilcisi Asuman Engin de “Barış, kardeşlik ve özgürlük olsun istiyoruz. Erdoğan kendi iktidarını sürdürmek için bu saldırıları sürdürüyor. Bu saldırı O’nun son saldırısı olacaktır” dedi.

KNK’li Ali Matur ise "Düşmana karşı ulusal birlik sağlanmalı. KDP’nin bu ihaneti kabul edilemez" diyerek, işgal sona erene kadar alanlarda olacaklarını söyledi.