Göremediğimiz çocuklarımızı destekliyoruz
- Mahkemeye çıkmayı, aile ve telefon görüşlerini boykot eden tutsakların yakınları, taleplerin arkasında olduklarını söyledi.
Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım 2023'te başlattığı dönüşümlü açlık grevi, 4 Nisan'da tamamlandı. Tutsaklar, 4 Nisan'dan beri mahkemeleri boykot ediyor, aile ziyaretlerini kabul etmiyor, telefon görüşmesi yapmıyor.
Tutsak yakınları da Adalet Nöbeti'nin ardından 5 kentte "Özgürlğe Ses Ver" şiarıyla eylemler yapıyor. İzmir’deki tutsak yakınları, cezaevlerindeki eyleme dair MA'ya konuştu.
Mücadele olmazsa bitmez
Barış Annesi Behiye Yalçın, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı mücadele ettiklerini belirterek, “Kürt halkı mücadele etmezse bu tecrit kaldırılmaz. Herkesin elini vicdanına koyup beraber adım atması gerekiyor. Hangi hukuk, hangi adalet bu durumu kabul eder? Üzerimizdeki bu tecrit kaldırılsın” dedi.
Barış da tecrit edildi
Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutulan Bayram Kaymaz’ın annesi Medine Kaymaz (80), Abdullah Öcalan ile birlikte barışın tecrit edildiğini ifade etti. Kaymaz, “Tecrit devam ettikçe mücadeleyi de büyüteceğiz. Öcalan üzerine kapatılan kapı, zulüm kapısıdır. İlk tutuklandığında insanlar yaşamlarından vazgeçti ve boyun eğmedi. Savaş değil, barış istediğimiz için cezaevi önünde eylem yapıyoruz. Herkesin yaptığımız eylemlere destek vermesini istiyoruz” diye konuştu.
Çocuklarımızla aynı amaç
İki çocuğu cezaevinde olan Fehime Poyraz, şunları söyledi: "Abdullah Öcalan özgürleşmeden kimse özgürleşmez. Bizler burada, çocuklarımız da içeride aynı taleple eylemlerini sürdürüyor. Sonuna kadar çocuklarımızın arkasındayız ve mücadeleye devam edeceğiz. Çocuklarımızın amacı neyse bizim amacımız da odur. Halklar bu eylemlerimize destek versin ve bu tecrit kırılsın.”
Durumları nedir bilmiyoruz
İzmir Kırıklar Cezaevi'nde tutulan Fırat Yağmekan'ın annesi Sultan Yağmekan ise Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmesi gerektiğini kaydederek, kendileri gibi tutsakların da bu taleple eylemde olduğunu anımsattı. Yağmekan, “Çocuklarımızın hastalıkları var. Görüşe ve telefonlara çıkmadığı için durumları nedir bilmiyoruz. Bu durumdan endişe duyuyoruz. Biran önce çocuklarımızın talepleri karşılanmalı ve Abdullah Öcalan özgürleşmeli. Tecrit sürdükçe çocuklarımızla beraber mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu ülke için adalet istiyoruz. Hepimizin üzerinde tecrit var. Biz barış istedikçe onlar ‘zulüm’ dayatıyor. Bütün yurtseverlere çağrımızdır; eylemimize destek verin” şeklinde konuştu.
* * *
Hasta tutsaklar endişesi
Dr. Hüseyin Yaviç, "Cezaevlerinde mutlak tecrit uygulanıyor. Tutsakların sağlık durumundan endişeliyiz" dedi.
Türkiye İnsan Hakları Derneği (TİHV) Wan Temsilciliğinden Dr. Hüseyin Yaviç, "Türkiye’deki cezaevlerinde 90’lı yıllardan bu yana tecrit politikası giderek derinleştiriliyor. Özellikle F Tipi ve Yüksek Güvenlikli ile en son yapılan S Tipi cezaevleri ile birlikte tutsaklar izole ediliyor. Mutlak tecrit uygulanıyor. Devlet ve iktidar, bunu meşrulaştırmaya çalışıyor” diye konuştu. Cezaevlerindeki durumun hasta tutsakların sağlıklarını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Yaviç, şunları söyledi: "Cezaevlerinde yüzlerce ağır hasta tutsak var. Özellikle hasta tutsaklara yapılması gereken tedavi takip süreçlerinin yapılmaması beraberinde ciddi sağlık sorunlarını getirecektir. İlerleyen süreçlerde aslında boykotun sağlık boyutu ağır sağlık sorunları oluşturacaktır. Yüzlerce hasta tutsağın düzenli hastane ve ilaç kontrolleri var. Tutsakların sağlık durumundan endişeliyiz. Bugün cezaevlerinde kalamayacak hasta tutsaklar var. Bu açıdan kamuoyunun bu sürece duyarlı davranması gerekir. Ağır hasta tutsakların kendi kaderine terk edilmesi ve uygulanmakta olan tecrit politikasının kalıcı hale dönüşüyor olması ciddi bir konudur.”
Talep temel hukuktur
Tecridin derhal kaldırılması gerektiğini ifade eden Yaviç, "Tutsakların talebi iç hukukta ve uluslararası hukukta var olan en temel haktır. Öcalan'ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi gerekir. Tutsakların taleplerini kabul edecek olan Adalet Bakanlığıdır ama yıllardır tecrit için yapılan eylem ve etkinliklere herhangi bir yanıt vermiyor. Türk cezaevleri Türkiye'nin sicilinde kronik bir soruna dönmüş haldedir. ATK’nin düzenlediği ‘cezaevinde kalabilir’ raporları da cezaevlerinde yüzlerce cenazenin çıkmasına sebep oluyor. Bu konuda bütün kurumların ve yurttaşların duyarlılık göstermesi gerekir" şeklinde konuştu.
* * *
Tutsağın beyin ölümü gerçekleşti
İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, tutsak Ergün Akdoğan’ın beyin ölümünün gerçekleştiğini ve ailesinin son bir kez görmesine izin verilmediğini belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Eren Keskin, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan ve 14 Mayıs’ta ameliyata alınan tutsak Ergün Akdoğan’ın beyin ölümünün gerçekleştiğini duyurdu. Keskin, ailesinin Akdoğan’ı son bir kez görmesine izin verilmediğini aktardı.
Tutsak Akdoğan’ın durumu hakkında Yeni Yaşam gazetesine bilgi veren Keskin, Akdoğan’ın koğuş arkadaşı tarafından baygın bir halde görülmesinden sonra Tekirdağ Şehir Hastanesi’ne, oradan da Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’ne kaldırıldığını söyledi. Akdoğan’ın 14 Mayıs’ta 7,5 saat süren bir ameliyat geçirdiğini, ameliyat sonrası sürekli uyutulduğunu aktaran Keskin, doktorların önceki gün öğlen saatlerinde ailesine Akdoğan’ın beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediğini aktardı.
“Ailesinin ölmüş birine dahi veda hakkı orada bulunan hapishane idaresi yetkilileri tarafından engelleniyor” diyen Keskin, ailenin Akdoğan’la vedalaşmak istediğini, ancak görevli jandarma komutanının buna izin vermediğini söyledi.