Gözüm gibi bakıyorum

Kadın Haberleri —

Zahide Ana (Solda kırmızılı olan)

Zahide Ana (Solda kırmızılı olan)

  • Önderlik, 'Her grup gelsin birlikte fotoğraf çekelim. Bunlardan bir tane size vereceğiz, siz çoğaltırsınız' dedi. Fotoğraf çektirip ayrıldık. O günden beri bu fotoğrafa gözüm gibi bakıyorum. Başına bir iş gelmesin diye de saklıyorum. 

ERDOĞAN ZAMUR / ZÜRİH

İsviçre’ye geldiğimden beri Kürtlerin ve dostlarının bütün eylemlerini bir gazeteci olarak takip ediyorum. Bazı simalar ise benim dikkatimi hep çekmiştir. Her eylemde en önde olan bazı portreler var. Hiçbir eylemi kaçırmazlar. Yağmura, çamura, kara kışa rağmen onlar her eylemde en önde yerini alıyorlar. Beyaz tülbentiyle, Kurdî giyimiyle ve atılan her slogana eşlik edenlerden biri de Zahide Hüseyin. Halk arasında bilinen adıyla Zahide Ana.

Zahide Ana sözünün sahibi olur

Zahide Ana, Rojava’nın Efrîn kentinde 1951 yılında dünyaya gelir. İlkokulu Efrîn’de bitiren Zahide Ana, 13 yaşında iken ailesi Halep’e taşınır, daha 14 yaşında iken amcasının oğlu ile evlendirilir. Halep’te yaşarken Kürt Özgürlük Mücadelesi’yle tanışır ve aktif olarak çalışmalarda yer alır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile tanışır ve bağlılık sözü verir. Sözüne sadık kalır ve her zaman mücadelenin içinde yer alır. 

Önderliğe sözüm var

Suriye iç savaşı patlak verdiğinde ailesi ile birlikte Türkiye’ye gelir. Bir süre İstanbul'da yaşamını sürdürür. Deniz yoluyla Yunanistan’a geçerler ve 2 yıla yakın Yunanistan'da kalırlar. Yaşamlarının son durağı İsviçre olur. İsviçre'ye gelmesi onu mücadeleden alıkoymaz. Her eylemde her etkinlikte en önde yer. ‘Artık genç değilsin neden evinde oturmuyorsun’ soruma yüzünü ekşiterek, “Ben Başkan Apo’ya ve şehitlere söz verdim nasıl evde otururum” diye cevap veriyor. Zahide Ana’nın ailesinde 3 şehitleri var. Biri 35 yıl önce PKK’ye katılan amcasının oğlu Adnan Hasan Asan(Cengiz), diğeri halasının oğlu Zekeriya İbrahim(Zekeriya Efrîn) ve son dönemde Halep’te şehit düşen YPG savaşçısı Nur Ahmet Remko.

Hayatını değiştiren misafirler

Zahide Ana'nın hayatı ev işleri ile geçer. Ailenin misafirleri hiç eksik olmaz. 1984 yılında bir gün kapısı çalınır, gelen iki genç kadındır. Zahide Ana, hayatını kökten değiştirecek bu misafirleri eve davet eder. Bundan sonrasını ondan dinleyelim: “Kapıyı açtım, baktım iki genç kadın. Bana izinin varsa içeri girmek istiyoruz dediler. Ben onları içeri davet ettim. Çay ve yiyecek hazırladım. Uzun bir süre konuştular. Kürdistan’da devletlerin halka yaptığı zulmü anlattılar. Ben ilk defa duyuyordum bunları. Kalkıp giderken yeniden gelmek istediklerini söylediler. Ben de her zaman gelebileceklerini ifade ettim. Böylece Kürt Özgürlük Mücadelesi'ni, gerillayı, PKK’yi tanımaya başladım. 

36 yıllık soluksuz mücadele

Bir süre sonra cephe çalışmalarına beni de aldılar. 1986’dan itibaren artık ben de partinin bir çalışanıydım. Ailemizin bir ağırlığı vardı Halep’te. Komşularımızı, çevremizi çalışmalara katmaya başladık. Bizim sorumlumuz bir genç vardı. Kardeşi şehit düşmüş, o da kardeşinin silahı yerde kalmasın diye gerillaya katılmıştı. Ben evin bir anahtarını ona vermiştim. Kimse evde olmadığı zaman dışarıda kalmasın diye. Birgün bana dedi ki; 'Ana sen hiç Önderliği gördün mü?' Televizyonda arada bir görmüştüm ama hiç canlı görememiştim. ‘Yok’ dedim. 'Sizin hakkınızdır gidip Önderliği görebilirsiniz' dedi. Sonunda 1995 yılının 15 Ağustos kutlamalarında Önderlik bizi çağırmıştı ama sayı çok fazla olduğu için grup grup gidecektik."

Öcalan ile ilk görüşme

“Biz cephe çalışması yapıyorduk ama öyle çok donanımlı değildik” diye belirtiyor Zahide Ana. Kürt Halk Önderi’nin yanına gitmesi kesinleşince içi içine sığmaz olmuş. Kitaplardan bildiği ve birkaç kez televizyonda gördüğü Önderliğin yanına gidecek olmanın heyecanıyla yerinde duramaz olmuş. O günü şöyle anlatıyor Zahide Ana: “Halep’te saat 5’de yola çıktık. Çünkü saat 6’da Önderlikle görüşecektik. Gittiğimizde bahçenin girişinden okulun kapısına kadar kızlı-erkekli gençler vardı. Hepsinin elinde silah ve üzerlerinde gerilla kıyafeti vardı. Bizi içeriye aldılar ama daha Önderlik gelmemişti. İçeride binlerce insan vardı. Saat 7’ye doğru Önderlik geldi, birden önümüzde belirdi. 

Kitaplarımı halka dağıtın

O an gözlerime inanamadım. Doktora gittiğini onun için geç kaldığını belirtti. Doktorun kendisine, ‘Çok düşünüp, çok konuştuğu ve yeterince uyumadığı’ için rahatsızlandığını söyledi. Uzun bir konuşmadan sonra bize sorular sordu. Halkın durumunun nasıl olduğunu, halkın ne istediğini sordu. Bir de bize uyarı yaptı. Dedi ki, 'Ben kitap yolluyorum size, siz onları halka ulaştırasınız diye. Ama siz kitapları götürüp dolaplara koyuyorsunuz. Ben bunu kabul etmiyorum. Yolladığım kitapları mutlaka halka dağıtın. Kitaplarımı para ile satmayın. Partiye yardım etmek isteyen yardım eder ama kitapları okuyan bizim halkımızdır, halkımız fakirdir' dedi."

Ne çabuk bağlanın ne de vazgeçin

Toplantıda Kürt Halk Önderi Öcalan konuşmasını bitirdikten sonra halkın sorunlarını ve isteklerini dinlemeye başlamış. Konuşanlardan biride Zahide Ana olmuş. Konuşurken önündeki kadının arkasına gizlendiğini dile getiren Zahide Ana, Kürt Halk Önderi ile kısa diyaloğunu şöyle dile getiriyor: “Önderlik tek tek bize soru sorup konuşturuyordu. Ben önce konuşmak istemedim ama sonra bana bir cesaret geldi, ben de konuştum. Konuşurken Önderlik bizim ne dediğimizi dikkatli dinliyordu. Heyecandan ayağa kalkmadan önümdeki kadının arkasına gizlenerek konuştum. İlk olarak dedim ki, 'Senin bize verdiğin bu fikirlerden dolayı asla bu mücadeleyi bırakmayacağız. Bu gençler gelip dağa gidiyorlar ama çok sigara içiyorlar. Bunlar çok gençler, hasta olacaklar, bu sigaradan dolayı bunlar yürüyemezler. Bunlar nasıl savaşacaklar?’ Bana dedi: ‘Çok haklısın’. Yanımda oturan bir kadın kalkıp konuştu. Önderliği bol bol övdü. Ama Önderlik sonra bir değerlendirme yaptı. Dedi ki; ‘Ne çabuk bağlanın ne de çabuk vazgeçin. Bizi anlayın. Kendinizi tanıyın, değiştirip dönüştürün.”

Yıllardır saklanan fotoğraf

Zahide Ana, bunları anlatırken adeta o anı yeniden yaşıyormuş gibi heyecanlanıyor. Konuşmalar bittikten sonra Kürt Halk Önderi Öcalan ziyarete gelenlerle fotoğraf çektirmiş. Yıllardır en büyük mirası bir tek kare fotoğraf olmuş Zahide Ana’nın. Fotoğraf, bir oğlunun evinde saklı. Neden sen de değil soruma, ‘Eski alışkanlık’ diyor. Fotoğraf çekiminin Önderliğin isteği üzerine gerçekleştiğini belirten Zahide Ana, şunları ifade ediyor: “Konuşmalar bittikten sonra Önderlik, ‘Her grup gelsin birlikte fotoğraf çekelim. Bunlardan bir tane size vereceğiz siz çoğaltırsınız sonra’ dedi. Fotoğraf çektirip ayrıldık. O günden beri bu fotoğrafa gözüm gibi bakıyorum. Başına bir iş gelmesin diye de saklıyorum."

Önderlik özgür olmalı

9 Ekim Uluslararası Komplo’nun 25. yılına girdiği bu günlerde artık Kürt Halk Önderi Öcalan’ın özgür olması gerektiğine vurgu yapan Zahide Ana, başta Kürtler olmak üzere herkesin Öcalan için daha fazla mücadele etmesi gerektiğini ifade ediyor. Zahide Ana şöyle diyor: “Biz bu mücadeleye başlarken hiçbir şey bilmiyorduk. Devlet vardı biliyorduk. İnsanlarımızı tutuklayıp hapse atıyordu, işkence ediyordu, zorla askere götürüyordu. Parti ile bütün bunları bilince çıkardık. Önderlik sayesinde bugünlere geldik. Önderliğimiz yıllardır zindanda ve tecrit altında tutuluyor. Her Kürt Önderliğin özgürlüğü için mücadele etmelidir. Uluslararası Komplo’da yer alan bütün devletleri lanetliyorum. Bugün halen insanlarımız, gerillalarımız şehid ediliyor. Efrîn’in zeytin ağaçları kesilip talan ediliyor. Önderlik tek bir parça için değil, 4 parça Kürdistan için mücadele etti. Rojava Devrimi ortadadır. Bu saldırılara karşı boyun eğmeyeceğiz. Önderlik üzerindeki tecrit bir an önce sona erdirilmelidir. Aile ve avukat görüşü sağlanmalıdır. Önderlik atık özgür olmalıdır.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.