Hamburg Kürt Film Festivali başlıyor

Kültür/Sanat Haberleri —

13. Hamburg Kürt Film Festivali

13. Hamburg Kürt Film Festivali

  • Bu yıl 13’üncüsü düzenlenecek Hamburg Kürt Film Festivali 26 Ekim’de başlıyor. Festivalin bu yılki teması Jîna Amînî ve Nagihan Akarsel şahsında, kadın direnişinden ilhamla “Jin Jiyan Azadi” olarak belirlendi.  

NİLGÜN YELPAZE

 

İlki 2005 yılında düzenlenen ve bu yıl 13’üncüsü gerçekleşecek olan Hamburg Kürt Film Festivali, 26 Ekim’de başlıyor. Festival, 31 Ekim tarihine kadar 28 belgesel, kurmaca, deneysel ve kısa filme ev sahipliği yapacak. 

Hazırlık Komitesi’nde yer alan oyuncu Bilal Bulut, festivalin bu yılki temasının Rojhilat ve İran’da devam etmekte olan kadın direnişinden alınan ilham ve Nagehan Akarsel şahsında katledilen bütün kadınların anısına “Jin Jiyan Azadî” olarak belirlendiğini söyledi.  Bu mottoya uygun olarak festivalin afişini ABD’de yaşayan Kürt ressam Lokman Ahmet tasarladı. Festivalde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en iyi kısa film, en iyi belgesel ve jüri özel ödülleri verileceğini söyleyen Bulut, “Bu yılki jüride Toz Bezi filmiyle akıllara kazanan yönetmen Ahu Öztürk, oyuncu Bilal Bulut ve çok sayıda belgesele imza atan yönetmen Veysi Altay yer alıyor” bilgisini paylaştı.  

Cîran ve Hîvron ile açılış 

Festival kapsamındaki film gösterimleri ve paneller Hamburg’ta bulunan Kino 3001, Zeise Kino ve Mut! Theater salonlarında gerçekleşecek. Festival açılışını daha önce Berlin Kürt Film Festivali’nde de gösterilen yönetmenliğini Mano Xhalîl’in yaptığı “Cîran (Komşu)” filmi ile yapacak. Açılışa Hîvron da geleneksel Kürt müziğinden parçalarla eşlik edecek. Açılışa, İsmail Zagros, Veysi Altay, Aram Dildar gibi çok sayıda yönetmen ve oyuncu da katılacak.

 

 

Sınır ötesi dayanışma mesajı 

Bu seneki festivalde Kürdistan coğrafyası dışında da dünya genelinde devam etmekte olan savaş ve yıkımlara dikkat çekmek ve dayanışma göstermek amacıyla, Ukrayna ve Afganistanlı yönetmenlere ait birer film gösterilecek. Afgan yönetmen Shahrbanoo Sadat’ın yönetmenliğini yaptığı “Kabul Kinderheim (Kabul Çocuk Yurdu)” filmi, ailesi ve evi olmadığı için Kabul sokaklarında yaşayan 15 yaşındaki Quodrat’ın hikayesine odaklanıyor. Zamanının çoğunu şehrin sineması etrafında geçiren ve el altından sinema biletleri satmaya çalışan Quadrat, rüyalarını filmler aleminde yaşıyor ve yolu kendisi gibi diğer çocuklarla tanışacağı Kabul Çocuk Yurduna düşüyor.

 

 

Savaş ve işgal

Ukraynalı yönetmen Alina Gorlova’nın “This Rain Will Never Stop” filmi ise Kürt bir baba ile Ukraynalı bir annenin çocuğu olarak Hesekê’de dünyaya gelen Andriy Suleyman’ın hikayesini anlatıyor. Bu film, Suriye savaşından kaçarak annesinin memleketi Ukrayna’ya ulaşan gencin savaş ve işgalle yeniden yüzleşmesini konu ediyor.

 

 

Govenda Ali û Dayika Zîn

Açılış filmi dışında uzun metraj kurmaca filmleri arasında Mehmet Ali Konar’ın “Govenda Ali û Dayika Zîn” filmi, Arsalan Amiri’nin ilk Kürt korku filmi diyebileceğimiz “Zalava” filmi, yine Berlin’de de gösterilen Florian Hoffmann’ın “Stille Post” filmi yer alıyor. “Govenda Ali û Dayika Zîn” filminde, küçük bir köyde yaşamakta olan bir anne savaşta hayatını kaybeden oğlunun cenazesini teslim alır ve tuttuğu yas süreci onu oğlunun hayatının yaşanmamış kısımlarını tamamlamak fikrine iter. Böylelikle ölen oğluna bir düğün yapma fikrini ortaya atan anne, hem diğer oğlundan hem de köyün geri kalanından büyük tepki görür. Film, Marmara Üniversitesi’nden sonra İtalya’da film eğitimini tamamlayan ve ilk filmini Kirmanckî olarak çeken Mehmet Ali Konar’ın ikinci uzun metraj filmi. 

 

 

İlk Kürt korku filmi

1975 yılında Rojhilat’ta dünyaya gelen yönetmen Arsalan Amiri’nin “Zalava” adlı filmi ise ilk Kürt korku filmi olarak anılıyor. 1978 yılında İran devriminden önce Zalava köyünde geçen filmde, kana susamış gerçeküstü şeytani bir varlığın ortaya çıkmasıyla yaşanan olaylar konu ediliyor. 

 

 

Belgeseller göz doyuruyor 

Hamburg Kürt Film Festivali’nin belgesel bölümü de birbirinden yeni ve ilginç filmlerle göz dolduruyor. Aynı zamanda Londra Kürt Film Festivali’nden de ödülle ayrılan Alman kadın yönetmen Antonia Killan’ın “The Other Side of the River” filmi bu filmlerden yalnızca bir tanesi. Bu belgeselde Hala isminde genç bir kadının yaşamına şahitlik ediyoruz ve Minbic’te sadece DAİŞ’e karşı değil aynı zamanda da ailesinin zorla evlendirme gibi ataerkil kurallarına karşı da kendini özgürleştirmek isteğini ve bu yüzden de kadın savunma birliklerine katılışını izliyoruz. Hala, kendi kız kardeşlerini de ailenin baskısından kurtarmak ister ancak bu onun istediği şekilde ve onun istediği kadar hızlı gerçekleşmez. 

Rojava’ya Bir Köprü

Belgesel programında yine Berlin’de de gördüğümüz ünlü yönetmen Ekrem Heydo’nun “Eine Brücke Nach Rojava (Rojava’ya Bir Köprü)”, Almanya’da bulunan aktivist grup Lower Class Magazine bünyesinde çekilen “Hinter der Barrikaden (Barikatların Arkasında)” gibi filmler de yer alıyor. “Eine Brücke Nach Rojava” filminde Rojava’da bulunan Derîk Belediyesi ile Berlin’de bulunan Friedrichshain* Kreuzberg Belediyesi arasındaki kardeşlik köprüsü ele alınıyor. 

 

 

Öz yönetim direnişleri

“Hinter der Barrikaden” 2015 öz yönetim direnişleri esnasında Sur, Cizre, Silopi gibi kentlerde örgütlenen Öz Savunma Birliklerinin (YPS) genç savaşçılarına Almanyalı aktivistlerin gerçekleştirdiği ziyaretlerin sonucunda ortaya çıkan bir film. Bu konu hakkında kurmaca olarak geçen yıl izlediğimiz “Ji Bo Azadiyê” filmi dışında çok sınırlı sayıda belgesel veya kurmaca film bulunduğu için de bu film merak uyandırıyor. 

Rojhilat merak uyandırıyor

Emin Sarı’nın yönetmenliğini yaptığı Süryanileri konu edinen “The Silent Scream” ve Barcelonalı yönetmen Ferran Domènech Tona‘nın “Kobanê” filmi de belgesel programında izleyicilerle buluşmayı bekliyor. Sarkêw (Yasin) Misgarî‘nin Rojhilat’ta ana dil hakkı üzerinde yoğunlaşan baskıları odağına aldığı “Mother Tongue” isimli filmi de yine Rojhilat’ın isyanlarla gündemde olduğu bu günlerde izleyicilere bölge hakkında daha derin perspektif kazandırmaya aday görünüyor.

Kısa film programında ise Cengiz Akaygün’ün “Aysha”, Aram Dildar’ın “The Address” filmi gibi filmleri yer alıyor. Festivalde ayrıca bir çocuk programı da düzenleniyor. 

Kürt sineması tartışılacak 

Festivalde Kürt sinemasının durumunu tartışan bir panel de yapılacak. Mesut Alp ve Veysi Altay’ın konuşmacı olarak katılacağı panelde devlet baskısının gölgesi altında insan hakları ve kültür bağlamında Kürt sineması ve baskıların Kürt sinemasındaki yansımaları tartışılacak. Panel 30 Ekim Pazar günü saat 13.30’da Mut! Theater salonunda gerçekleşecek. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.

</