Hepsi savaş ve seçim odaklı

SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş

SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş

  • SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş, AKP-MHP iktidarının savaş bütçesini iki kat arttırdığını, asgari ücreti de seçim odaklı düzenlediğini söyledi. 

DİLAN BABAT JINNEWS / ANKARA

Yüksek enflasyonun halk için geçim sıkıntısı, yoksulluk ve borçlanma anlamına geldiği Türkiye ve Kuzey Kurdistan'da, tek bir kalem değişmeden kabul edilen bütçenin, aynı zamanda bir seçim bütçesi olduğu; savaş ve güvenlik harcamalarına yüzde 98 artışla 470 milyar lira ayrılmasının da savaş bütçesi karakterini belirlediği saklanamıyor. 

Meclis Genel Kurulu’nda 16 Aralık’ta görüşülen 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi, bir süre önce kabul edildi.  2022 ile 2023 yılı bütçe kalemleri karşılaştırmasında 1 trilyon 470 milyar lira olan vergi gelirleri, yüzde 225 artışla 3 trilyon 200 milyar lira; 330 milyar lira olan faiz ödemeleri, yüzde 72 artışla 565 milyar lira; 240 milyar lira olan savunma ve güvenlik harcamaları yüzde 98 artışla 470 milyar lira; 214,8 milyar lira olan mal ve hizmet harcamaları yüzde 49 artışla 319 milyar lira; 278 milyar lira olan bütçe açığı yüzde 137 artışla 660 milyar lira; 1 trilyon 78 milyar lira olan cari transferler yüzde 56 artışla 1 trilyon 682 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe görüşmeleri boyunca AKP ve ortağı MHP’nin karşı çıktığı bu tanımlama, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli tarafından doğrudan itiraf edildi. Bütçedeki artışa dönük eleştirileri savaş ve güvenlik harcamaları kalemleriyle savunan Nurettin Canikli, “F-16'lardan atılan akıllı mühimmatın tanesi 400 bin dolardan 1,2 milyon dolara kadar çıkıyor. En son yerli olarak geliştirdiğimiz nüfuz edici bombanın bir tanesinin maliyeti 1,2 milyon dolar. Fırtına obüslerinden sık sık atılan, çok namlulu roketatarlardan atılan bir mühimmatın maliyeti 5 milyon dolar” ifadelerini kullanmıştı. Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı Güneş Gümüş, “savaş bütçesi” olarak tanımlanan bütçeyi ve ekonomiye yansımalarını değerlendirdi.

 Seçimi kazanmak için kullanacak

 Güneş, 2023 seçimlerinin iktidar için “ölüm kalım” meselesi haline geldiğini belirterek, “Her türlü mekanizmayı kullanarak, iktidarda kalmayı istiyor. Toplumsal hoşnutsuzluk artmış durumda, enflasyon, hayat pahalılığı, kriz ortamı nedeniyle bir tür seçim bütçesi düzenleyerek bu krizi aşmaya çalışıyor. 2 buçuk milyon insanı ilgilen EYT’de düzenlemeler yaptı. Asgari ücret 8 bin 506 yapıldı ama ara bir zam yapılacağı bekleniliyor, doğalgaz indirimleri bekleniliyor. Seçim için bir yatırımlar silsilesiyle iktidar, toplumsal hoşnutsuzluğu biraz yavaşlatmaya çalışıyor. 2023 seçimlerine kadar bütçeden harcayabildiği kadar harcayacak. AKP içinde bir milletvekili, ‘Kasada ne kadar altınımız varsa harcayalım ne gereği var, kime bırakacağız’ açıklaması yapmıştı. Bizden sonrası tufan olur bizi ilgilendirmez, biz seçimi kazanalım, ondan sonra kemerleri sıkarız, vergilere yükleriz, ekonomiyi emekçi aleyhine düzenleriz, düşüncesindeler” dedi.  

 Toplum asgari ücretli oldu

 Türkiye’nin 1980’lerden bu yana emeğin yoksullaşması üzerine bir modeli esas alındığını ve AKP’nin de bu modelle devam ettiğine dikkat çeken Güneş, asgari ücretin istisna olmaktan çıktığını ifade etti. Güneş, şöyle devam etti: “Asgari ücret toplumun yarısının çalıştığı ücrete dönüşmüş durumda. Yoksullaştıran büyüme mekanizması devam ettiriyorlar. 8 bin 506 TL açlık sınırının altında kaldı, TÜİK’in düzmece rakamlarını bir kenara bırakırsak, halkın gerçekten hissettiği, deneyimlediği gerçekliğe bakarsak, geçinmek için mümkün olmayan bir meblağdan bahsediyoruz. Seçime yakın bir dönemde, asgari ücrette bir düzenleme yaparak, durumu toparlamaya çalışacaklar. Asgari ücret 10 bin TL olsa bile fark etmeyecek, beyaz yakalıların o ücretin kenarına dizildiğini düşünürsek aslında ülkenin çok büyük kitlesi yoksulluk ve açlık arasına yeniden mahkûm edilecek. İktidarın verdiği zam çok uzun bir süre gitmiyor, maaşları 9 bin üstüne çıkarsalar bile bunun etkisi bir ay sürecektir. Hayat pahalılığı artıyor, zamdan sonra yeni zamlar geliyor ve sermaye de bunu bir fırsata çeviriyor. Türkiye’de çok geniş bir küçük esnaf var. Bunlar da personel çalıştırıyor ve yaptıkları bir baskı var. İktidar hem işçileri memnun etmek istiyor hem de patronların kepenk kapatmayla toplumsal hoşnutsuzluğu yaratmak istemiyor. Bu yüzden ara zam devlet desteğiyle yapılacaktır. Sermayenin ödediği iyileştirme değil, vergiler üzerinden bizim sırtımızdan bir iyileştirme yapılacaktır.” 

Savaş bütçesinin iki bağlamı

 Savaş bütçesinin iki bağlamının olduğuna dikkat çeken Güneş, bunu da iki nedene bağlayarak şöyle izah etti: “Türkiye’nin egemen sınıfının Kürt ulusal tarihiyle bir sorunu var. Kürt ulusal hareketinin bir kazanım elde etmemesi, dolayısıyla Suriye’de gerçekleşecek Kürt ulusal hareketinin bir kazanımında bunu engellemek üzerine kendini konumlandıran bir çaba içinde. Bu çabanın da burjuva partileri tarafından desteklendiğini unutmamak lazım. Sadece bu değil, seçim dönemi AKP için kritik bir dönemeç. 2015 Haziran ve Kasım süreçleri gibi bir seçime girmeyi tercih ediyor. İktidarın kafasında ‘Buraya müdahale edersek, burası Kürt ulusal hareketinin sinir noktası, bize geri tepki vermek zorundalar, biz de bunu terörizm söylemleri üzerinde OHAL koşulları yaratıp halkı da buna ikna edebiliriz’ planı var. Bunun için de savaş bütçesi geçen yıla göre iki kat arttı. Sadece tarihsel bir mesele de değil iktidar için, kendi iktidarının devamı içinde Kürt ulusal hareketinin özerklik ilan ettiği bölgelere müdahalesi ve oradan gelecek bir tepkiyle ülkeyi başka bir seyre yöneltmek gibi bir plan içine girebilir.”

*****

Suikast ve alt yapı tahribatı

Sabah gazetesi, Türk hükümetinin, Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırı planları kapsamında suikastları sürdüreceğini, bölgenin alt yapısının hedef alacağını yazdı.

Sabah Gazetesi Cumhurbaşkanlığı, Diplomasi ve Savunma Muhabiri Betül Usta, Türkiye’nin saldırı planlarını ve amaçlarını yazdı. Saldırılarda bölgenin alt yapı hizmetlerinin hedef alınacağı belirtilerek, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin finansman kaynaklarını kontrol altına alınması amacıyla petrol tesisleri ve rafinerilerin kullanılamaz hale getirileceği, internet alt yapıları çökertileceği, iletişim kanallarının yok edileceği, elektrik alt yapısında hatların kesileceği, beton fabrikalarının imha edileceği planlarının olduğuna yer verildi.

Son dönemde özellikle Kürt kadınları hedef alan Silahlı İnsansız Hava Araçları’nın (SİHA) saldırılarının süreceğinin sinyali verilerek, suikastların devam edeceği yazıldı.

Türk ordusunun ilk hedefinin Til Rifat olacağının ve tartışmalı "güvenli bölge" projesinde ısrar edileceği belirtilen yazının devamında, 'yerli ve milli savunma sanayi'ye ağırlık verileceği, bunun için ambargoları deleceği kaydedildi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.