HEP’ten Yeşil Sol Parti’ye seçim şarkıları

  • Çocukluğumdan bilirim, bu müzisyenleri dinlemek yasaktı ve hepsinin kasetleri evin ücra köşelerinde saklanırdı. Bu sanatçıların sesini seçim otobüslerinde ve miting meydanlarında duymanın anlamı büyüktü.

İBRAHİM ETHEM TÜZER

 

Kürt müziğini HEP’ten Yeşil Sol Parti’ye, seçim müzikleri üzerinden hem sosyolojik bağlamda hem de form olarak incelemek, Kürt toplumunda iz bırakan eserleri tekrar hatırlamak, yani belleği bir çeşit aktarıma dönüştürmek, içinden geçtiğimiz sürecin kültürle ilişkisini okuyabilmek açısından önemsiyorum. Böyle bir okuma yapabilmek için de önce Kürt müziğinin kısa tarihini, daha sonra tarihsel dizin içinde partilerin kuruluşu, girdiği seçimleri, kullanılan teknolojik aygıtları, enstrümanları, eserlerin form olarak dönüşümünü ve bundaki sosyolojik etkileri incelemek gerek. Bu gerekliliği desteklemesi açısından Ernst Fincher’in “Tam bir müzik sosyolojisinin, müzikte ve en genel anlamıyla müzik yaşamı adı verilen şeyde iz bırakan toplumsal yapılar hakkında bilgi toplaması gerekir” şeklindeki ifadelerini vurgulamak da önemli olacaktır.

Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan, eski dönemlerde feodalitenin ördüğü duvarlarla bugün ise devlet sınırlarıyla bölünmüş olan Kürtlerin kültürel yaşantısında müziğin ayrıcalıklı bir role sahip olduğunu, hatta biricik araç olduğunu; mutlak ve temel bir toplumsal işlevi yerine getirdiğini söylüyor. Peki nedir bu toplumsal işlev? Yazı dili olarak yedinci yüzyıldan beri kullanılsa da; ilk kez onuncu ve onbirinci yüzyıllarda ve sınırlı sayıda şair tarafından edebiyat dili olarak kullanılan Kürt dili, bir kültür dili statüsünü Kürdistan’daki beylik saraylarında kazandı. Bu dilde verimli ve nispeten çeşitli bir edebiyat yeşerdi. Ancak buna paralel olarak da doğuştan istisnai bir hafıza bahşedilmiş olan dengbêjler yetişti ve adeta toplumun kültür yükünü omuzladı. Çok güzel bir sese sahip olan, belki de bir enstrüman ustası olan dengbêjlerin çoğunlukla sosyal yaşam içerisindeki köylülerden oluşması Kürt müziği ve kültürünün Kürt sosyolojisiyle ilişkisinin en somut açıklaması olarak da baş gösteriyor. Dengbêj sadece yerel yaratımları Kürt ülkesinin bir ucundan diğerine tanıtmakla kalmayıp, Kürt ulusal kültürünün gelişiminde de etkili bir özne konumuna geliyor. Aynı zamanda kendisi de bir yaratıcı, şair ve bestecidir. Kendal Nezan da yukarıdaki ifadelerinde dengbêj aracılığı ile müziğin toplumsal işlevini Kürt kültürü üzerinden anlatır. Vakayinamelerden lirik şiirlere, destanlardan edebi eserlere kadar her şeyin kolay hatırlanabilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için dengbêjler tarafından müziklendirildiğini de ekliyor. Kürt müziğinin şekillenmesine ilişkin bu tarihi bilgiler eşliğinde bugünkü Kurdistan sosyolojisine baktığımızda da durumun çok farklı olmadığını görmek mümkün. Bu yüzden de Türkiye’de kurulmuş Kürt siyasi partilerinin seçim müziklerine dönüp bakmak, yaşamın kültürel formlarla ilişkisini anlamamıza yardımcı olacaktır.

 

HEP: Kendi müziğimizi sokaklarda duymak

Halkın Emek Partisi (HEP), 1990’da kurulmuş ve Kürt legal siyasi hareketinin Türkiye’deki ilk temsilcisi olarak kabul edilmiştir. 1991’deki seçimlerde HEP’in seçim otobüsünde çalan şarkının müziği Ciwan Haco’nun “Were” eserinden alınmış, üzerine Türkçe seçim sözleri yazılarak icra edilmiştir. Burada müzikal bir analizden önce değinmemiz gereken önemli bir husus var. Seçim propagandası için seçilen bu eserin hafızamızda sözlerinden önce melodisiyle anlam bulduğunu hepimiz biliyoruz. Kürtçenin bırakın 90’larda, halen dışarda yüksek sesle dinlenmesi türlü saldırılara ve linçlere maruz kalması yadsınamaz bir gerçek. Dönemin politik tutumu olarak da esere Türkçe sözler yazılması aslında gayet anlaşılır. Kürtler için önemli bir müzik insanı olan Ciwan Haco’nun şarkısının melodisi yine Nezan’ın Kürt müziği için söylediklerini hatırlatıyor. Ciwan Haco Kürtler için önemli bir müzik figürüdür. Onun şarkılarından birinin seçim müziği olarak kullanılması, kurulan ilk Kürt partisiyle bizlere kendi müziğimizi sokaklarda yüksek sesle duyabilme ve haykırabilme gücü vermiştir. Bilindiği üzere meclise girdikten sonra Kürtçe yemin eden milletvekilleri tutuklanmış ve parti açılan kapatma davası ile 1993’te kapatılmıştır.

 

“İyileştirelim de dağa gönderin öyle mi!”

Demokrasi Partisi (DEP), 1991’de HEP’in kapatılma ihtimaline karşı zaten kurulmuştu. DEP, 1993’te HEP’in kapatılmasıyla milletvekillerinin de geçeceği parti olacaktı. Ancak milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla başlayan süreç mecliste tutuklanmalarıyla devam etmiş daha sonra da Anayasa Mahkemesi kararıyla DEP’in yerel seçimlere girmesi engellenmişti. Burada inceleyebileceğimiz, üzerine konuşabileceğimiz bir seçim müziği yok fakat toplumun hakikati var: Zira babamın beni tutuklanan milletvekilleri aracılığıyla kalp hastalığımın tedavisi için Ankara’ya getirmesi ve doktorun “iyileştirelim de dağa gönderin öyle mi!” tepkisi o dönemde Kürt toplumu için siyasi temsiliyetin önemini gösteren kişisel bir örnek. Tarihsel sıralama ile devam ettiğimizde; 1992 yılında kurulan ve kendi aldığı fesih kararı anayasa mahkemesine ulaşmadan yine anayasa mahkemesi tarafından 1993’te kapatılan ÖZDEP’in de hiçbir seçime katılamadığı için incelenecek bir müziği yok. 1990’da HEP’ten sonra 1995’e kadar hiçbir seçime katılmasına yol açılmayan Kürt partileri, seçim çalışmaları kapsamında miting ve etkinlik de yapamamıştır. 1990’da SHP çatısı altında seçimlere giren HEP milletvekilleri ise mitingler dışında Newroz ve birçok etkinlikte Kürt müziğinin ana damarlarını oluşturan dengbêjlerle konserler ve etkinlikler düzenlemiştir.

 

“HADEP geliyor, Özgürlük geliyor”

Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 1994’te kurulmuş ve Kürt siyasetinin temsilci partilerinden bir diğeridir. Şimdiye kadar ismi geçen partilerin logolarını herkesin hatırlayabileceğini sanmıyorum ama herkesin HADEP kelebeğini hatırladığından eminim. HADEP, seçim müziği olarak ilginçtir yine Ciwan Haco’nun “Were” şarkısının melodisini kullanıyor. Fakat bu sefer seçim için özel Kürtçe sözler yazılıyor şarkıya. Hozan Canê, seçim şarkısının tanıtımını canlı olarak o zaman evinde uydu olan her Kürdün izlediği Med TV’de yapıyor. Kısaca eserin formundan bahsetmek gerekirse; şarkının kısa bir ezginin sürekli tekrarından oluştuğundan ve akılda kalıcılığından bahsedebiliriz. Bu kısa ezgi tekrarı şarkının kendisinin temelde vokal bir karaktere sahip olduğunu söylüyor. Enstrüman eşliği ise her şeyden önce vokalin dinleyiciye mesajını en iyi şekilde aktarabileceği ruh haline girebilmesini kolaylaştırmak için tasarlanmış demek yanlış olmaz. Burada bahsettiğimiz temel unsur; HEP’in mitinginde kullandığı melodinin de HADEP’in seçim için kullandığı melodinin de anlatmak istediği şeyin ne olduğudur. Sözler farklı olsa da tek sesli olan Kürt müziğinin toplumdaki yansıması, en azından bu iki seçimde kullanılan aynı ezginin aynı mesajı verme çabasıdır: “HADEP geliyor, özgürlük geliyor.”

 

Yasaklı sanatçıların sesi seçim otobüslerinde

Demokratik Halk Partisi (DEHAP), Kürtlerin Türkiye’deki siyasal temsiliyetini üstlenen ve 1997 yılında kurduğu beşinci partidir. DEHAP 2002 seçimleri için “Koroya Netewî”nin (Ulusal Koro) seslendirdiği Kürtçe bir şarkı kullandı. Bu koroda bulunan müzisyenlerin Kürtler açısından önemi büyüktür. Çocukluğumdan bilirim, bu müzisyenleri dinlemek yasaktı ve hepsinin kasetleri evin ücra köşelerinde saklanırdı. Bu sanatçıların sesini seçim otobüslerinde ve miting meydanlarında duymanın anlamı büyüktü. Şarkıları form olarak yüzeysel bir incelemeyle ele alırsak; daha önce pek aşina olmadığımız, evrensel bir enstrüman olan elektro gitar introsuyla başlıyor şarkı. Elbette bütün enstrümanlar evrenseldir fakat Kürt müziğinde özellikle de anne babalarımız açısından pek de alışkın olmadıkları bir sesti bu. Bu eser de kısa ve sürekli tekrarlardan oluşan bir melodi ile devam ediyor. DEHAP bu seçimde o zamana kadar aldığı en yüksek oyu alarak, oy potansiyelini yüzde altının üzerine çıkaracaktı. Bunda o müziğin etkisi var mıdır bilemeyiz ama o müziğin meydanlara yaydığı coşkunun yadsınamayacağından şüphe yoktur.

 

“Bizimkiler Geliyor”

DEHAP daha sonra 2005’te kendisini fesh edecek ve Demokratik Toplum Hareketi sürecinin gerektirdiği üzere Demokratik Toplum Partisinin kuruluşuna katılacaktır. Demokratik Toplum Partisi (DTP), 2005’te kurulmuş ve 2007’deki seçimlere, baraja takılmamak adına bağımsız adaylarla girmiştir. Aynı zamanda ilk eş başkanlık sisteminin uygulandığı partidir DTP. Burada DTP’nin kullandığı seçim şarkısına geçmeden önce kısa bir anekdot daha paylaşma gereği hissediyorum. Kürt müziğinin esas olarak halk müziği ve anonim bir müzik olduğunu söyleyen Kendal Nezan, şöyle devam ediyor bu konudaki aktarımlarına; “Şarkı biz kez oluşturulduktan sonra enstrümantal bir eşlik eklenir ve şarkıyı köyden köye, mezradan mezraya yaptıkları gezilerde yayan ve popülarize eden dengbêjler aracılığı ile anonim hale gelir.”

Girişinde küçük bir zurna eşliği ve daha sonra Kürt müziğinin vazgeçilmezlerinden arbane ve bağlama eşliği görülen DTP’nin seçim şarkısı, yine Kürt kültüründeki yaygın anonim ezgilerinden beslenir. Şarkı, önceki seçim şarkıları gibi kısa ve sürekli tekrarlardan oluşan tek sesli bir melodiden oluşur. Vokal de enstrümanlar da aynı melodiyi sürekli tekrar halindedir. Bu anonim ezgiler genelde yaylalara çıkışın ya da ovalara geri dönüşün kutlandığı şenliklerde ya da kuzuların doğumu veya yünlerin kırkılması sırasındaki kutlamalarda söylenen eski zaman melodileridir. Bu melodinin kaynağı bilinmese de duygusunun daha güneyden geldiğini söylemek mümkün. Bu, aynı zamanda Kürt siyasetinin DTP tarafından parçalı değil, bir bütün olarak ele alındığının da müzik üzerinden açıklamasıdır. Şarkının Türkçe çevirisi ise “Bizimkiler Geliyor”dur. Demokratik Toplum Partisi bu seçimde yirmi bir milletvekili ile meclise girmiş ve yine Anayasa mahkemesinin kararıyla, PKK bağlantısı şüphesi ile 2009’da kapatılmıştır. Tabii ki DTP’nin kapatılma ihtimaline karşı 2008’de Barış ve Demokrasi Partisi kurulmuştu. BDP 2014’teki yerel seçimlerde yine Koroya Netewî’nin seslendirdiği, bu sefer Türkçe bir eser kullanıyor. Sözlerinde daha çok barış vurgusunun yapıldığı bu şarkıda öncekilerden farklı olarak klasik tekrar eden kısa ezgiler yok. Propaganda süreci çok da uzun sürmeyen bu yerel seçimlerde BDP, 99 belediye kazanır. 2014’te de parti milletvekilleri aldıkları kararla Halkların Demokratik Partisi (HDP)’ne katılırlar.

 

“Biz bu yola başkoymuşuz”

Halkların Demokratik Partisi 2012’de kurulduktan sonra cumhurbaşkanlığı seçimi dahil birçok seçime girmiştir. Bunlardan birine bakacak olursak; 7 Haziran 2015 seçimleri için “Halkların Türküsü HDP” adlı şarkı kullanılmıştır. Sözü ve müziği Ozan Zinar’a ait olan bu şarkı, zaten senelerdir bilinen “Biz bu yola baş koymuşuz” adlı şarkının üzerine Türkçe sözler eklenerek Selahattin Demirtaş ve Ozan Diyar tarafından seslendirildi. Bu şarkının Ozan Zinar’a ait orijinal sözlerine baktığımızda herkesin duyduğunda bildiği ama haykırarak söyleyemediği bir iradenin melodik icrasını görüyoruz.

 

“Dîsa em”, “Buradayız”

Önümüzdeki 14 Mayıs seçimi için tercih edilen ve kamuoyuyla paylaşılan şarkılardan birine geçmeden önce HDP’nin 2015 yılından bu yana karşılaştığı tabloya göz atmakda fayda var. Halkların Demokratik Partisi’nin merkezi komitesi, il ve ilçe başkanları ve eski liderlerinin çoğu tutukludur. Aynı zamanda bu zamana kadar Halkların Demokratik Partisi ile bağlantılı 15 bin kişi gözaltına alınmış, 6 bin kişi tutuklanmıştır. Temmuz 2015’ten bu yana 89 il eş başkanı, 193 ilçe eş başkanı tutuklanmıştır. Aynı zamanda Halkların Demokratik Partisi’nin 1 Kasım seçimlerinde meclise giren 59 milletvekilinin 9’u tutuklanmış, 9’unun da vekilliği süreç içerisinde düşürülmüştür. Geldiğimiz aşamada Halkların Demokratik Partisi 2023’teki son seçime kapatılma risklerine karşı Yeşil Sol Parti (YSP) listelerinden girme kararı aldı. Yeşil Sol Parti, 2012 yılında kurulmuş 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ı, 2015 Genel Seçimlerinde ise Halkların Demokratik Partisi’ni desteklemişti. Yeşil Sol Parti geçtiğimiz ay seçim şarkısı olarak “Dîsa Em” adında Kürtçe, “Buradayız” adında da Türkçe olmak üzere iki seçim şarkısı yayınladı. Kürtçe “Dîsa Em” adlı şarkıyı ele alacak olursak, girişte Kürt müziğinin temel enstrümanlarından arbane ve zılgıtlarla başlayan dinamik bir eserle karşılaşıyoruz. Fakat bu kez de anonim bir ezgi kullanmak yerine yeni bir ezgi ve diğerlerine hiç benzemeyen bir form kullanılmış. Bu şarkının gayet de güzel bir sentez oluşturduğunu söylerken Yeşil Sol Parti’nin aynı zamanda Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ana omurgasını oluşturan parti olduğunu hatırlamakta da yarar var.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.