İHD kalıcı çözüm istiyor

Nuray Çevirmen, Öztürk Türkdoğan

Nuray Çevirmen, Öztürk Türkdoğan

  • İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, Adalet Bakanlığının genelgesinin hasta tutsakların sorunlarının çözümü için ilk adım olarak değerlendirerek, kalıcı çözüm için sivil toplum örgütlerinin katılımın esas alan bir yöntemin izlenmesi gerektiğini söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Adalet Bakanlığının hasta tutukluların cezaevinden tahliyesini kapsayan genelgesine ilişkin basın toplantısı düzenledi. İHD Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, “Türkiye hapishanelerinde Adalet Bakanlığının 1 Aralık 2022 tarihli istatistiklerine göre, 336 bin 315 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Bu kişilerden 65 yaş ve üstünde olan kişi sayısı 5 bin 513'tür. Bakanlığın istatistiğine göre 277 müstakil kapalı, 88 açık, 4 çocuk eğitim evi, 10 kadın kapalı, 8 kadın açık ve 9 çocuk kapalı cezaevi olmak üzere 396 infaz kurumu vardır. Toplam infaz kurumunun kapasitesi 286 bin 797’dir. Bu durumda halen 49 bin 518 mahpus kapasite fazlası olarak hapishanelerde tutulmaktadır” bilgilerini paylaştı.

Bin 517 hasta tutsak

Cezaevlerinde, 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak olduğunu tespit ettiklerini aktaran Türkdoğan, “Derneğimizin verilerine göre, 2022'de hapishanelerde 76 kişi yaşamını yitirdi. Bunlardan 35’inin hastalıkları nedeni ile yaşamını yitirdiğini belirtmek isteriz. Türkiye’de, F Tipi hapishanelere geçişi sağlamak için 19 Aralık 2000'de hapishanelere düzenlenen operasyon sonucu gerçekleştirilen katliamdan sonra, F Tipi hapishaneleri açılmış ve buna karşı yoğun açlık grevleri yaşanmıştı. Bu süreçte açlık grevlerinde 122 mahpus yaşamını yitirmişti. Bunun üzerine 1 Ocak 2006 tarih ve 20 sayılı Adalet Bakanlığı Genelgesi ile Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'nın 104. maddesine göre sürekli hastalığı bulunan, sakatlığı veya kocama sebebiyle cezaevinde kalamayacak durumda olan mahpusların cezalarını hafifletmek veya kaldırmak ile ilgili yetkisi düzenlenmişti” hatırlatmasında bulundu.

Siyasi tutsaklara uygulanmadı

İnfaz Kanunu’nda yapılan değişiklikle “cezaevinde yaşamını tek başına idame ettirememe” ile “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmamak" kriterleri eklendiğini ve bu şekilde daha fazla ağır hasta tutsağın tahliye edilmesinin yolunun açıldığını ifade eden Türkdoğan, “Ancak İnfaz Kanunu'nun özellikle 25. maddeki kapsamında olan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri ile ATK raporu ile salıverilmeleri gerekirken, toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturduğu düşünülen ağır hasta mahpuslar salıverilmemiş, ayrıca TMK kapsamındaki ağır hasta mahpuslara yönelik ayrımcılık yapılarak salıverilmeleri rapor verilmeyerek engellenmişti. Kovid-19 bahanesi ile çıkarılan 7242 sayılı İnfaz Kanunu değişikliği ile adli mahpusların salıverilmesi kolaylaştırılmış, ancak TMK kapsamındaki mahpusların salıverilmeleri daha da zorlaştırılmıştır” dedi.

Sorunu daha da büyüttü

Tüm yaşanan gelişmelerin hasta tutsaklar sorununu çözmediğini, aksine daha da büyümesine yol açtığını dile getiren Türkdoğan, şöyle devam etti: “2022 yılında 80 yaş üstü mahpuslardan Nusret Muğla, Yusuf Bekmezci, Abdo Baran ve Vural Avar’ın hastalıkları nedeni ile hapishanede yaşamlarını yitirmesi tartışmaları kamuoyunun gündemine taşımıştır. Adalet Bakanı Bozdağ, Ağustos 2022'de yaptığı bir açıklamada, hasta mahpusların durumu ile kelepçeli muayene konusunda yeni düzenleme yapılacağını belirtmesi üzerine, İHD olarak kapsamlı bir rapor hazırlamış ve 4 Kasım 2022’de bu raporu kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu raporu Adalet Bakanlığı başta olmak üzere TBMM komisyonlarına, siyasi partilere göndermiştik. Adalet Bakanlığı ilk adımı atmıştır. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 2 Ocak 2023 tarih ve 20/1 nolu genelgesi ile sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile kişilerin cezalarının hafifletilmesi veya kaldırılması hakkında işlemler konusunda yeni kriterler getirilmiştir. Bu genelge ile mahpusların veya kanuni temsilcilerinin talebi olmaksızın Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından resen işlem başlatılabileceği düzenlenmiştir. Bu oldukça önemli ve iyi olarak değerlendirilebilecek bir adımdır.” 

Bu sadece ilk adım

Yayınlanan genelgenin 5. maddesine atıfta bulunan Türkdoğan, şunları dile getirdi: “Hakkında rapor verilen mahpus ile ilgili olarak kolluk marifeti ile mahpusun mesleği, şahsi durumu ve aile durumunun araştırılacak olmasının yazılması uygulamada sıkı takip edilmesi gerekmektedir. Çünkü TMK kapsamındaki mahpuslar bakımından bu tarz araştırmalar genellikle sübjektif kanaat içermektedir. Bu yönü ile genelgenin bu kısmını eleştirmekteyiz. Genelgede tutuklular bakımından da aynı işlemlerin yapılması gerektiği ve bu kişiler ile ilgili bu durumun bir tahliye sebebi olarak belirtilip bu konuda mahallinde karar verilmesinin istenmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mahkemeler sürekli hastalığına rağmen çok sayıda tutuklu ile ilgili tutuk devam kararı vermektedirler. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan genelgenin hasta mahpusların yaşadığı problemleri çözme konusunda ilk adım olduğunu, ancak sorunları kalıcı olarak çözmek için yapılması gereken yasal düzenlemelerin sivil toplum örgütleri, barolar, tabip odaları ve diğer ilgili kişi ve kurumların da katılımını esas alan bir yöntem ile tamamlanması gerektiğini belirtmek isteriz.” ANKARA 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.